1-FUTBOLCULAR
Yıldız diye anılan kimi futbolcular, karşılarında bir alt ligden rakip çıkınca, kendilerini dev aynasında gördüler. Rakiplerini küçümsediler, koşmadılar, mücadele etmediler. O küçük gördükleri rakipleri tekmeye kafa uzatırken onlar kibirli tavırlarıyla, üzerlerindeki kutsal formaya adeta hakaret ettiler. Lig maçlarında yedek kalmaktan şikayet eden kimi futbolcular da Ziraat Türkiye Kupası'nda oynama şansı buldu ama öylesine yetersiz kaldılar ki neden yedek oldukları anlaşıldı. Sonuçta; sahada koşanlar kazandı, yatanlar ise kaybetti.
2-TEKNiK ADAMLAR
Ufku dar teknik adamlığın en güzel (!) örneğini verdiler. "Az olsun benim olsun" mantığındaki bu hocalar maalesef, kupanın önemini kavrayamazken, Avrupa kupalarına çıkan ana yollardan birini de kendi elleriyle kapattılar. Takımlarını yedek kadroyla sahaya süren teknik direktörler aynı zamanda kendi kariyerlerine de "Fethiye faciası", "Buca bozgunu", "Balıkesir hezimeti" gibi kara lekeler eklediler.
3-YÖNETiCiLER
"Kupa önemli değil" diyecek kadar vizyonsuz kimi yöneticiler de yaşanan ayıpta başrollerden birini oynadı. Takımın kupadaki tüm motivasyonunu yok eden bu tür yöneticiler, futbolcu ve teknik adamların "Nasıl olsa başkan önem vermiyor" diyerek gevşek davranmasına neden oldu.
İSPANYA ÖNLEM ALDI
İspanya Futbol Federasyonu, takımların kupaya önem vermesi için bu sezon çarpıcı bir uygulama başlattı. İspanya'da artık kupa maçları hafta sonunda, lig maçları ise hafta içinde oynanıyor.
DEVLER BİLE AS TAKIMLA ÇIKIYOR
Bizde büyük takımlar, kupa maçlarında yedek kadroyu sahaya sürerken, Avrupa'da Chelsea, Bayern Münih, Schalke, Ajax gibi dev ekipler, çok büyük önem verdikleri kupa maçlarına mutlaka as kadroyla çıkıyor.