İş yerinde psikolojik taciz, yıldırma olarak tanımlanan mobbing üzerine yapılan araştırmalara göre, kurumların yüzde 63’ünde psikolojik tacizi önlemeye yönelik herhangi bir yaptırımın uygulanmadığı, çalışanların yüzde 90,7’sinin ise gereksiz görevler, olumsuz eleştiri, küçümseme ve iğneleme gibi uygunsuz davranışlara maruz kaldıkları ortaya çıktı.

İş yerinde psikolojik taciz, yıldırma olarak tanımlanan mobbing ile mücadelede Türkiye’nin geldiği son nokta Yaşar Üniversitesi’nde düzenlenen ‘4. Forum Mobbing’ etkinliğinde ele alındı. Dördüncü Boyut Akademi ve Geleceği Paylaş Sivil İnisiyatifi işbirliği ile düzenlenen etkinlikte açıklanan verilere göre, kurumların yüzde 63’ünde psikolojik tacizi önlemeye yönelik herhangi bir yaptırımın uygulanmadığı, çalışanların yüzde 90,7’sinin ise gereksiz görevler, olumsuz eleştiri, küçümseme ve iğneleme gibi uygunsuz davranışlara maruz kaldıkları ortaya çıktı.

Kurumların yalnızca yüzde 12’sinde etik yönetmeliği var

Türkiye’de mobbingi derinlemesine ele almak için 2012 yılından bu yana kapsamlı anket araştırmalarına imza attıklarını belirten 4. Boyut Akademi Kurucusu Çağlar Çabuk, kurumların mobbing algısını dikkat çeken verilerle birlikte açıkladı. Çabuk, “2012’de 244 kurum temsilcisine ulaşmıştık. Bu sayı bugün 331’e ulaştı. Görüşülen kurumların yüzde 57’sinde etik yönetmeliğinin olmadığını, yüzde 63’ünde ise psikolojik tacizi önlemeye yönelik yaptırımların olmadığını gördük. Çalışanların sorunlarını veya şikayetlerini insan kaynakları birimi dışında iletebilecekleri ayrı bir birimin varlığı ise ancak yüzde 19 oranında çıktı. Mobbing ile ilgili bir başvuru geldiğinde kurumların yüzde 40’a yakını ‘taraflarla görüşmeyi aynı anda’ yapmayı, yüzde 36’sı ise ‘önce şikayetçi tarafla görüşmeyi’ tercih ediyor. Görüşme yapmayan kurumların oranı da bu yıl yüzde 19 olarak çıktı” dedi.

Haklı olana da haksız olana da iş akdi feshi

Yapılan şikayetlerin kurumlar tarafından nasıl değerlendirildiğini de ele alan Çağlar Çabuk, “Yapılan şikayetin haklı bulunması halinde kurumların yarıdan fazlası iş akdi feshini tercih ediyor. Yapılan şikayetin haksız bulunması halinde ise kurumların yarısı yine şikayetçi tarafa iş akdi feshi uyguluyor. Görev yeri değişikliği yüzde 37,5 oranında tercih edilirken, kurumların 3’te 1’i, sorunu yazılı uyarı ile çözmeye çalışıyor. Görüşülen kurumların yüzde 35’inde işverene karşı mobbing davası açıldığı belirtilirken, yüzde 47’si ise böyle bir dava açılmadığı belirtti. Çalışana karşı açılan mobbing davası oranı ise bu yıl, önceki yıllara oranla yüzde 21 ile en yüksek seviyesine ulaştı” bilgisini verdi.

CEO’lar da şikayetçi

Türkiye’deki mobing olgusunun çalışanlar nezdindeki algısını değerlendiren Araştırma ve İleri Analiz Danışmanı Özge Tarakçı Özkurt, “Kurumsal araştırmaya ek olarak 23 ilden 375 çalışan ile de görüşme gerçekleştirildi. Bu kişilerin yüzde 91’i özel sektör, yüzde 5’i ise kamu çalışanlarından oluşuyor. Görüşülen kişilerin yüzde 90,7’si çalıştıkları iş yerinde herhangi bir uygunsuz davranışa maruz kaldıklarını, yüzde 9,3’lük bir kesim ise çalıştıkları yerde böyle bir şey yaşamadıklarını kaydetti. Çalışmada yönetim kurulu üyesi ya da CEO düzeyi çalışan 6 kişinin 4’ü, genel müdür veya koordinatör düzeyi çalışan 26 kişinin 23’ü uygunsuz bir duruma maruz kaldıklarını belirttiler. En yüksek sayıdaki memur, eleman, uzman statüsündeki çalışanların yüzde 90’ı ile ikinci en yüksek sayıdaki şef, müdür, proje yöneticisi konumundaki şef, müdür, proje yöneticisi konumundaki çalışanların yüzde 93’ü de bu duruma maruz kalmış” diye konuştu.

“Etkileri ağır”

Maruz kalınan uygunsuz davranış türlerinin neler olduğuna da değinen Özkurt, “Araştırmada çalışanlar yüzde 48,8 ile ‘gereksiz ve anlamsız görevlere’, yüzde 35,5 ile ‘gerçekçi olmayan iş taleplerine’, yüzde 33,6 ile ‘sürekli olumsuz eleştiri, küçümseme ve iğnelemeye’ ve yüzde 30,4 ile ‘hakkında dedikodu ve asılsız bilgiye’ maruz kaldıklarını beyan ettiler. Maruz kalınan bu uygunsuz davranışların etkileri de ağır olabiliyor. Kişiler, stres başta olmak üzere sinirlilik, sürekli gerilim, endişe, tükenmişlik ve aşırı yorgunluk gibi sorunlarla baş başa kaldıklarını belirttiler” dedi.

Akademik çalışmalara konu oluyor

Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Evrim Güleryüz ise Türkiye’de gerçekleştirilen mobbing çalışmalarından örnekler verdi. Dr. Güleryüz, 2005 ve 2018 yılları arasında 447 yüksek lisans ve doktora araştırmasına, 2016 ve 2018 yılları arasında ise 130 yüksek lisans ve doktora araştırmasına imza atıldığını söyledi.

Güleryüz, Türkiye’de farklı meslek grupları ile yürütülen mobbing çalışmalarından örnek vererek, 108 hemşirenin katıldığı bir çalışmada hemşirelerin yüzde 43.8’i mobbinbge maruz kaldığını belirtti. Evrim Güleryüz, şunları söyledi:

“Yüzde 28.6’sı meslektaşlarından, yüzde 22.8’si hekimden, yüzde 14.3’ü yöneticisinden, yüzde 34.3’ü hepsinden mobbing gördüğünü ifade etti. 379 doktorun katıldığı bir çalışmada ise mobbing algısı arttıkça öfke düzeyinin arttığı ve öfke kontrol sorunlarının ortaya çıktığı saptandı. 395 ilkokul öğretmenin katıldığı bir çalışmada erkeklerin kadınlara kıyasla ve daha az süredir kurumda çalışanların daha uzun süredir çalışanlara göre daha yüksek mobbing algısı olduğu bulundu. 244 öğretmenin katıldığı araştırmada mobbing algısı ile kurumsal bağlılık arasında olumsuz bir ilişki olduğu bulundu. 211 bankacı ile yapılan bir çalışmada mobbing algısı ve performans arasında olumsuz bir ilişki olduğunu ortaya kondu. 220 hemşire ve 220 mühendis arasında yapılan araştırmada hemşirelerde mobbing algısının mühendislere göre daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Mühendislerde yöneticinin kadın olduğu durumda erkek olduğu duruma kıyasla mobbing algısının daha fazla olduğu, erkek hemşirelerin mobbing algısının ise kadın hemşirelere göre daha fazla olduğu ortaya çıktı.”

“Farkına varın”

Etkinliğe katılan Geleceği Paylaş Sivil İnsiyatifi’nden Oya Demir de mobbing konusunda farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Demir, “Herhangi bir iş yerinde, özel ya da kamu sektöründe, belki de bir sivil toplum örgütünde bir kişi ya da daha fazlası mobbinge maruz kalıyor. Belki de maruz kaldığı ya da bıraktığı şeyin mobbing olduğunun farkında bile değil. İçinde olduğumuz çalışma hayatına veya sivil toplum örgütlerine baktığımızda ise sanıyorum en fazla gündemde olan konulardan biri üstü kapalı ya da açık mobbing. Ülkemizde bu alanda yapılan sürdürülebilir tek çalışma olan Forum Mobbing’in ilk defa İzmir’de gerçekleşmesi bizim için ayrıca mutluluk verici" diye konuştu.

Kapasitesinin altında verilen işler de mobbing

Mobbing, iş yerindeki bir kişiye, bir ya da birkaç kişi tarafından yapılan sistematik, etik olmayan ve düşmanca davranışlar veya kişiye tacizle, zorbaca ve saldırganca davranılarak, kapasitesinin altında işler verilerek onun sosyal ilişkilerinden dışlanması ya da iş yerindeki statüsünün küçük düşürülmesi anlamına gelmektedir.

ALO 170’e başvurular giderek artıyor

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı ALO 170 Yardım ve Destek Hattına mobbing nedeniyle başvuran kişi sayısı 2011 yılında 2 bin civarındayken 2017 yılında bu sayı 16 bin 784’e ulaştı.

Mobbing karşısında çalışanların hukuki hakları

Türk Medeni Kanunu’na göre; hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacının, maddi ve manevi tazminat istemde bulunma hakkı saklıdır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu’na göre de; işveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve iş yerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Kaynak: iha