CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ermenistan ordusunun Azerbaycan sivil yerleşim birimlerine gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin, "Uluslararası hukukun oluşturduğu büyük kuruluşlar var. O kuruluşların da hep birlikte bu gidişe dur demeleri lazım. Azerbaycan'a destek vermeleri gerekiyor. Bunu Türkiye yapıyor mu? Evet yapıyor. Türkiye üzerine düşen görevi yapıyor. Bu görev uluslararası kurallara uygun olarak yapılıyor." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, katıldığı bir programda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarına değinen Kılıçdaroğlu, "Azerbaycan'ın toprakları işgal altında. Sürekli olarak Ermenistan, Azerbaycan toprakları üzerinde hakimiyet kurmak istiyor. Azerbaycan'a da 'Siz ses çıkarmayın onlar istediklerini yapsın.' deniyor. Azerbaycan da haklı olarak kendi topraklarını ve halkının çıkarlarını savunuyor. Kendi bayrağını ve vatanını savunuyor. Böyle bir ortamda siz ne yaparsınız? Hangi devlet olursa olsun, Azerbaycan'a koşulsuz destek vermesi lazım. Eğer uluslararası bir toplantı yapılacaksa ki Minsk Grubu var. Orada da yıllardır devam ediyor. Onu kullanarak da Ermenistan kendi işgal alanını büyütmek istiyor. Dolayısıyla Azerbaycan'ın her koşulda yanındayız. Sadece CHP olarak değil. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Azerbaycan devletinin vatandaşlarıyla kucaklaşıyor." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Azerbaycan'ın kendi topraklarını savunmasının en doğal hakkı olduğuna vurgu yaparak, BM başta olmak üzere dünyanın bütün ülkelerinin Azerbaycan'a destek vermesi gerektiğini söyledi.

Ermenistan'a da hep birlikte 'Dur' denilmesinin zamanının geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Başka bir ülkenin toprağını işgal ediyorsun. Hem Azerbaycan hakkını savunurken karşı çıkıyorsun, hem de kamuoyu desteği sağlamaya çalışıyorsun. Uluslararası hukukun oluşturduğu büyük kuruluşlar var. O kuruluşların da hep birlikte bu gidişe dur demeleri lazım. Azerbaycan'a destek vermeleri gerekiyor. Bunu Türkiye yapıyor mu? Evet yapıyor. Türkiye üzerine düşen görevi yapıyor. Bu görev uluslararası kurallara uygun olarak yapılıyor. Parlamentoda da milletvekilleri hep birlikte Azerbaycan'ın işgale karşı verdiği mücadeleye destek verdi. Bu desteği nasıl yorumlamak lazım? Bu desteğe uluslararası hukuk açısında baktığınızda Azerbaycan'ın işgal edilen topraklarını ve hakkını savunması olarak görüyoruz. Her ülke kendi hakkını ve hukukunu savunur. Bu mücadele de kutsaldır aslında. Böyle görüyoruz."

"Filistin toprakları işgal ediliyor"

Kılıçdaroğlu, uluslararası hukukun güçlü devletlerin tahakkümü altına olduğunu anlatarak, "Her zaman bu eleştiri var. Filistin toprakları sürekli işgal ediliyor. Oradaki Filistinliler sürülüyor, bu bütün dünyanın gözünün önünde oluyor. Dünyanın en büyük egemen güçlerinden birisi de Filistin toprakları işgal edilirken onlara destek veriyor. Ama biz milli kurtuluş savaşını veren ülkenin insanları olarak, o mücadeleyi hangi koşullarda verdiğimizi de bilen insanlar olarak, Filistin halkının da yanında olacağız, Azerbaycan halkının da yanında olacağız." dedi.

Azerbaycanlıların kendi ülkelerini ve haklarını savunduklarını yineleyen Kılıçdaroğlu, uluslararası hukukta egemenlerin kendi güçlerini kabul ettirmek istediklerini kaydetti.

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında ekonomiye ve üretime dair de değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin üretmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Her alanda üretmesi lazım. Sanayide, hizmet sektöründe, tarımda... Her alanda üretmesi lazım. Üretime destek verilmesi lazım. Alın terinin değerli olması lazım. Eğer üretmezseniz, borçlanırsanız bu yürümez. 'Elimiz güçlü, bütçemiz güçlü, her türlü imkana sahibiz.' diyorlardı. Neresi güçlü? Bana çıkıp birisi söylesin. Üretmeyen bir ülkenin büyüme şansı yoktur. Ama üretirken neyi ürettiğini de bilecek. Onu da planlayacaksınız."

"Dışarıya kaçan paraya bakın. Dünyanın parası dışarı gidiyor" diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Siz ne yapıyorsunuz? Gündemi değiştirmek için başka şeyler yaratıyorsunuz. Yabancı sermayeye bel bağladınız, o da gelmiyor. Türkiye yönetilmiyor aslında savruluyor. İşin gerçeği bu. Yapmanız gereken nedir? Önce demokrasiyi getireceksiniz. Üreticiyi destekleyeceksiniz, gerçek anlamda hukuk devleti olacak, kendi doğal kaynaklarınızı harekete geçireceksiniz, üniversiteleri üretim konusunda, teknolojiler konusunda geliştireceksiniz, dünyayla barışık olacaksınız." şeklinde konuştu.