Kanun Tasarısı ile ilgili Genel Kurulda konuşma yapan Pekşen, “Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; aslında AKP Grubuna teşekkür etmek gerekiyor. Gerçekten, Türkiye’nin hukuk tarihine çok büyük bir destek sağladınız, size minnettarız. Niçin? Anayasa Mahkemesinin şöyle bir kararı var, diyor ki Anayasa Mahkemesi: ‘Hukuka uyarlı olarak elde edilmemiş deliller kişi ikrar etse dahi suçlamada delil olarak kullanılamaz ve bunun üzerinden hüküm kurulamaz.’ Ama şimdi siz öyle bir yasa çıkardınız ki bu yasayla birlikte, gelecekte bu kişisel veri olarak kabul ettiklerinizin hepsi resmî belge olacağı için hakkınızdaki bütün iddialar -hani 17-25 Aralık iddiaları var ya- tamamı suçlama delili olarak artık aleyhinize kullanılabilecek.” dedi.

Pekşen “Yargıtay’ın bir kararı var, ‘Yardımcı nitelikteki deliller gerçek delillerle desteklenmezse resmî belgede kullanılamaz.’ diyor; şimdi size teşekkür ediyoruz, emin olun, bundan sonraki yargılamalarınızda bu kişisel verilerin hepsi resmî belgedir ve suçlama delili olarak aleyhinize kullanılacak. Ama emin olun, bakın şurada altını çizerek söylüyorum, bu yasa aynen langırt yasası olacaktır. Biliyorsunuz değil mi bir langırt yasası var, 1968 tarihli. Hiç işlememiştir Türkiye’de. Niye? Çünkü Demokles’in kılıcı olarak bir kenarda tutulmuş, yasa çıkarıldıktan sonra herkes işin vahametini anlamış, yasayı da kaldıramamışlar ama uygulayamamışlar da. Bunu uygulayamazsınız.” diye vurguladı.

İÇME SUYUNUZA KARIŞTIRILACAK BİR TABLETLE

Tasarının risklerini bir kez daha dile getiren Pekşen örnek vererek, “Biyometrik veriler var yasanın içerisinde, hücre ve gen yapısını anlatan biyometrik veriler, hekimler vardır, ne demek istediğimi çok iyi anlıyorlar. Arkadaşlar, içme suyunuza karıştırılacak olan bir tabletle bir mahallenin tamamını kör edebilirler, içme suyunuza karıştırılacak olan bir tabletle üç ay sonra herkes ölebilir. Bunu araştırın, hekim arkadaşların hepsi bunu not alsın. Bu yasayı işletme şansımız sıfırdır. Niçin? Çünkü yasa bilimsel temellere yaslanmadı, çünkü yasa demokratik denetime yaslanmadı, çünkü Avrupa’da bütün ülkeler bu yasayı olağanüstü büyük denetime aldılar, çünkü suiistimallerin önünü kapatmak için ama siz bunların hiçbirini yapmadınız. 2006 yılı, Amerika Birleşik Devletleri İngiliz hava şirketine diyor ki: ‘Bütün kişisel verileri bana verin, öyle uçacaksınız Amerika’ya.’ Veriyorlar ve uçuyorlar. Alman hava yolu şirketine de aynısını söylüyor, vermiyorlar. Alman hava yolu şirketi direniyor ‘Kişisel verileri vermem.’ diyor. Alman hava yolu şirketi ile İngiliz hava yolu şirketi Amerika’ya indikten sonra birisi gümrükten on dakikada geçiyor, ikincisi iki buçuk saatte geçiyor ve altı ay sonra yolcu bulamıyor. Alman hava yolu şirketi yolcu bulamıyor ve pes ediyor, kişisel verilerin hepsini vermek zorunda kalıyor. Hepsini bu kurumu kurduktan sonra çatır çatır vermek zorunda kalacaksınız. Bu insanların gen yapısı, gen haritaları, hemoglobin yapıları, biyoyapıları, hepsini vereceksiniz. İnanın, atom bombasından daha büyük bir tehlikeyi Türkiye’nin kalbinin tam ortasına koyuyoruz. Bu kurumu kurmayın, bu hâliyle kurmayın. Bunu ya demokratikleştirin ya bilimselleştirin. Buna uzmanları katın, bakın TÜBİTAK olmazsa, Yargıtay olmazsa, Danıştay olmazsa, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun temsilcisi olmazsa, Barolar Birliği olmazsa, Türkiye Borsalar Birliği bu kurumun içerisinde olmazsa emin olun Türkiye’nin tapusunu elinizden alırlar. Bu bilgisayar programının ‘source’larını nereden alacaksınız? Hadi söyleyin. Var mı Türkiye’nin bu ‘source’u üreten bir firması? Üretebilir mi? Mümkün değil. Bu ‘source’u üreten dünyada bir tek yer var, bağlı olduğu bir tek merkez var o da Amerika Birleşik Devletlerinde.” dedi.

Pekşen Yasanın bir kez daha gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Geleceğinizi ipotek altına aldınız. Bu kurumu kurmayın, bu kurumu Anayasa Mahkemesine taşıyacağız, bunu iptal edeceğiz ama emin olun bu çıkardığınız yasa, Türkiye’nin kalbini atom bombası kadar tehdit eden bir yasadır. Bunu bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim.” dedi.
Editör: TE Bilişim