Türk futbolunun bunca sorunu varken ve ligin başlamasına iki aya yakın kısa bir süre kala Türkiye Futbol Federasyonunun olağanüstü genel kurul yapması, zaten sancılı bir dönem yaşayan Türk futbolunu daha da içinden çıkılamaz bir sürece taşıyacaktır.

Nihat Özdemir’in ani istifası sonrasında süreci sağlıklı yöneterek ligin sonunu getiren Servet Yardımcı yönetiminin elinde bulunun sorun dosyaları çözümlenmeden yeni bir sürece girilmesi beraberinde birçok sorunu da mevcut sorunlara ekleyecektir.

İçinde naklen yayın ihalesi başta olmak üzere; yabancı sınırlaması ve harcama limitlerinin belirlenmesi gibi acil çözüm bekleyen dosyanın aylardır çözümlenememesinden yola çıkarsak yeni yönetimin Haziran ayı sonuna kadar bunları hayata geçirmesi çok zor görünüyor.

Adayların nitelikleri ve niceliklerini bir kenara bırakıp yeni seçilecek yönetimin ilk iki haftasının hiç kuşku yok ki görev ve yetki dağılımıyla geçecek olmasından yola çıkarsak hafta sonu yapılacak seçimde çocuk sakat doğar.

Birde futbolun tepesinde bu kızılca kıyameti koparanların yeniden Türk futbolunu perde arkasından yönetme sevdasını göz önünde bulundurursak, hiç kuşku yok ki yakın zamana kadar haksızlıktan hak edinenler yeniden bu yapının içinde konuşlanacaktır.

Kim bunlar?

Futbolun gelişimi ve başarısını hiçbir zaman dert etmeyip, kendi oto kontrollerini yaratıp futbol üzerinden koltuk ve rant elde etme sevdasına düşenler.

Nihat Özdemir ve yönetiminin kustuğu bu kişiler ellerinden pahalı oyuncakları alınmış gibi ortalığa düştüler.

Bakmayın ortalığa düştüklerini yazmama, aslında cesaret edip ortaya çıkamayan ve perde arkasından süreci kontrol edip yönetme sevdasında olanlar.

Olağanüstü genel kurulda kim seçilirse seçilsin değil, olağanüstü genel kurul yapılması başlı başına yeni bir kaos ortamı yaratarak perde arkasındakilerin bir yıl sonra yapılacak olağan genel kurul öncesinde ellerini güçlendirecektir.

Bugün 4 büyük kulüp başkanları başta olmak üzere Süper Lig kulüplerinin bir çoğunun imza vermediği, 1.lig kulüpler birliği ile 2. ve 3. Lig kulüpler birliğinin Servet Yardımcı’dan yana tavır takındığı ve bir yıllık süreci mevcut yönetimle geçerek acil çözüm bekleyen sorunların olağan genel kurula kadar çözümlemesi, ortak aklın ortaya koyduğu haklı bir gerekçe olarak görülüyor.

Buna bir de sezon içinde yaşanan hakem skandalını da eklersek işlerin daha da zorlaşacağı çok net.

Klasman düşecek olan hakemlerle, klasman çıkacak hakemlerin belirlenmesi ve yeni sezonda görev yapacakların belirlenmesinin imkansız olacağı bir dönemde bu sorunların da gelecek sezona taşınması kaçınılmaz.

Futbolda adalet arayıp, haksızlığa yol vermeyenlerin bu şekilde tavsiye edilmeye çalışılması, aslında Türk futboluna vurulacak en büyük darbe olur ve bu darbe haksızlığı adaletsizlikle birlikte gelir önümüze koyar.

Futbolun istikrarı ve çözümsüzlüğün daha da kör düğüm olmaması için ortaya koyulacak iradenin vakit geçirilmeden hayata geçirilmesi gerek.

Çok net yazayım ki haksızlığı hak edinenler biraz daha arsızlaşırsa aşamadıkları VAR sistemini bile manüpile ederek karar mekanizmasının başına geçerler.

Çünkü bu kişiler geriye döndürdükleri hakemlerden yeni sezonda mutlaka bedel isteyeceklerdir.

Kaostan beslenen ve haktan, adaletten uzak bu yapının mimarları sorunlardan bihaber başkan ile yönetim kurulunun yeni olmasının zayıflığından yararlanarak sistemi de eline geçirir ve futbol geriye döndürülen 12 hakemin ekseninde şekillenir.

Oldu bittiye getirilmeye çalışılan bu genel kurul, en azından yasal hak olan 45 günlük erteleme opsiyonunu kullanarak yukarıda belirttiğim kararların alınmasından sonra daha sağlıklı yapılabilir.

Böylelikle haksızlığı hak edinen ve futbolda şaibenin mimarları olanlar da tarihe gömülür.

Peşinen yazayım ve tarihe not düşeyim ki; Genel kurulun bu hafta yapılması, kaosla birlikte yeni sezonda yeni sorunları da beraberinde getirir.

Ve bunun altından kimse kalkamaz...