Başarmak, size günün sonunda gül dolu bahçeleri sunar..

Lakin, başarıya gidilen yolda ise karşınıza çokça zaman  dikenli güller çıkar..

Tıpkı Trabzonspor’un zorlu Konya deplasmanında yaşadıkları gibi..

Oysa her şey ne güzel başlamıştı, dün Muhammed Demir’in GaziAntep Fk adına yaptığının bir benzerini Cornellius yaptı, ki bu Trabzonspor’u daha maçın dakikası dolmadan bulutların üzerine taşıdı..

Onu diyorum ya, ne yazık ki şampiyonluk yolunda çok elzem bir pozisyon taşıyan bu denli hayati bir mücadeleyi adeta kendi içinden biri, hem de takımın en donanımlılarından biri, savunmanın direği Vitor Hugo’nun sabote eder gibi, arkadaşlarını yalnız bırakması oyunun hikayesini, anlamını, özünü ve fıtratını tümden  değiştirdi..

Bundan sonrası, hem oynayan hem oynatan hem de izleyenler için olduğundan daha zor geçmeye gebeydi.

Nitekim de öyle oldu..

Deplasmanda yenilmemezlik apoletini yeni bir rekorla tarihe asmak kadar, böyle zor bir deplasmanda büyük takım refleksi gösterip, şampiyonluk yolunda altından daha önemli pırlanta değerinde bir beraberlik almakta, en az galibiyet kadar değerli oldu gerçekten..

Son haftaların en kaliteli olmasa bile en mücadeleci ve seyri göze hoş gelen heyecan dozu maksimum seviyede bir maçına tanık olduk.

İlhan Palut hocayı  bu ligde takdir edenlerden birisiyim..

Hatayspor ile yaptığı çıkışla kendisini ‘ Süper Lig’de ‘ kabul ettiren, birazda Abdullah Avcı ekolüne benzettiğim sistemi nedeniyle, ligimizin gelişime açık futbol akıllarından biri olduğunu düşünüyorum..

Konyaspor ile ( umarım ) istediği yerlere gelmesini temenni ederim.

Bugün, takımı, eğer Uğurcan Çakır’ı ‘ aşabilseydi, bu akşam kendisi hakkında sayısız övgülere mazhar olacaktı..

Oysa, buna birazda Vitor Hugo’nun o anlamsız ve akıldışı hareketi yol açacaktı nerdeyse(?)

Şampiyon Olmak Yada Olmamak,

Bu maça kadar bir çok kere düşündüm, bu maç daha bir içimde bir yumru gibi büyüdü de, söylemeden geçemeyeceğim(!)

Abdullah hoca diyorum, genç Faruk Can Genç’ i neden bu kadro içinde tutmadı, hafsalam almıyor doğrusu..

Bu olgun ve dolgun kadro yapısının içinde çokta güzel ışkın verirdi diye ısrarla inat ediyorum, bu adı üstünde gencecik fidanın(!)

Lakin, elbet bu işin erbabı hoca ve ekibi..

İnşaAllah ikinci yarıya, o malum mevkie gerekli tadilat yapılır diye umut ediyorum..

Eğer şampiyonluk yine ‘sükût-u hayal ‘ olursa, bu en çokta Abdullah Avcı’yı yaralar diye düşünüyorum..

Yani demem o ki, aslı varmışken; ‘ stepne ‘ ile nereye kadar?

Günün sonunda, bu maçın hikayesi Vitor Hugo’lu ve Vitor Hugo’suz iki ayrı hikayeden ibaret oldu diyebiliriz..

Her iki hocanın da beklemediği bu hadise, rakip hocanın elini birden bire güçlendirirken, Abdullah hocanın oyun hakkındaki senaryosunu tümden değiştirmesine neden oldu..

Oyunu ileri yıkıp, faul almak, rakibi duran toplarla vurmaktan başka çare yoktu.

İlk yarıdaki eksik kalmaktan ötürü bocalamalı oyun ve rakibin üstüne üstlük sonrasında, skor üstünlüğünü de yakalamasıyla, adeta ikinci bir şoka giren Bordo Mavililer, işte o andan sonra büyük takım refleksi verdi ve zirvedeki hisselerini rakiplerine hibe etmemiş oldu.

Ah Bu Çalım Hastaları,

Hatta, Gervinho ile az daha tüm Trabzon’u havalara zıplatmaya ramak kalmıştı(!)..

Gervinho demişken, umarım ileriki zamanlarda bu kaçan gol ve akabinde gelmesi muhtemel ‘üç puan ‘ aranmaz(!)

Kaleciye çalım atayım derken, inşaAllah şampiyonluğun ıska geçmesine çalım atmış olmasın(?)

Tabi bir yerde futbolun içinde her şey var..

Bugün olamayan yarın olur..

Yeter ki, pes etmeden inanarak, amaçlanan ülkü doğrultusunda yürüyebilmektir..

Özün sözü; bugün oynanan oyun vasat yada mükemmel sayılsın..

Benim için, bu zorlu deplasmanda  onca dakika eksik oynayıp, yenilmemek için değil, yenmek için efor sarf etmekti aslolan..

Hatta, golcüsünü çıkarıp, yerine, savunma değilde yine hücum oyuncusu almak belkide, asıl düşünsel aksiyondu Trabzonspor adına belirtilmesi elzem  teknik ekip performansı olarak üzerinde durulması gereken..

Dipnot: Konyaspor – Trabzonspor maçının saat ‘ 17:00 ‘değilde,  ‘20:00’ saat diliminde oynansa daha iyi  olmaz mıydı?

Bu haftanın kalibresi en yüksek müsabakasını neden gündüz kuşağına almışlar anlamış değilim..

Tabi bunun planlanması önceden yapılıyor diyenlerinde olduğunu bilerek, yine de  belirtmek istedim..

Öyle yada böyle, bu akşama dair hikayesinin sonunun da,  ağızlarda biraz mayhoş bir tat bırakmış olsa da, her yönüyle Uğurcan Çakır’ın ellerinde geleceğe dair umut tazeleyen Trabzonspor’ a bu anlamlı yolculuğunda başarılar dilerim..

Hasan Akbaş

Haberts.com