Teşbihte hata olmaz misali, evet tam da öyle oldu: Trabzonspor zorlu ve bir o kadar da renkli İzmir deplasmanında kelimenin tam anlamıyla kendini buldu...

Öncelikle geçen hafta, ve hatta Galatasaray maçından itibaren üzerine kara bulutları toplayan Trabzonspor dün akşam deyim yerindeyse Göztepe'ye adeta göz açtırmadı..

Evet,
Galatasaray maçının nasıl kaybedildiğini ve sonrasında MHK başkanı Yusuf Namoğlu'nun istifası ile sonlanan süreci yeniden belirtmeye gerek yok diye düşünüyorum!
Lakin, Trabzonspor'un haklılığı MHK başkanının istifasını getirdiğine göre varın gerisini sizler düşünün sevgili gönül dostlar, eşsiz Trabzonspor sevdalıları..

Geçen hafta evindeki Alanyaspor müsabakasının  ilk kırkbeş dakikasını mükemmel oynayan, futbolun doğrularını elindeki dar kadroya rağmen yerine getiren Trabzonspor, hepinizin hatırlayınca üzüldüğü gibi Hugo Rodellega'nın kazanılan bir penaltıyı ( BİRAZ SORUMSUZCA ) iç etmesi neticesinde heba olan bir üç puanın noksanlığıyla İzmir'den alması gereken puanı alan Trabzonspor'u ve teknik kadroyu tebrik ediyorum sizlerin huzurunda..

Sosa ile yemeğe gelen lezzet:

Sosa'nın dönüşü geçen hafta kendini Alanyaspor karşısında hissettirmişti.
Göztepe karşısında ise Novak'ın da mevkisine dönüşüyle Ünal Karaman'ın eli az da olsa güçlenmiş oldu.

Abdülkadir Ömür'ün yokluğunda adaşı Abdülkadir Parmak sanki isimdaşına nazire yaparcasına mükemmel oynaması ve bu güzel oyununu golle süslemesi adeta onun ve takımı adına  muhteşem bir gece olmasını sağladı..

Sosa demişken, onun varlığı Yusuf'u saha içi daha  özgür bıraktı ve Trabzonspor ikinci ve üçüncü bölgede pas oyununu ve buna bağlı geçişleri muhteşem gerçekleştirdi.
Bakınız her iki gole, ne demek istediğimizi anlayacaksınız sizlerde..

Sevgili dostlar, özellikle bu sezon için Trabzonspor'un oynadığı oyundan ziyade ne yapmak istediğinin tezahürü daha elzemdir.
Sizlerde görüyorsunuz, Ünal Karaman'ın maçın gidişatına göre elinde tecrübe anlamında hamle oyuncusu yok!
Geçen hafta Hugo'yu eleştirdik diye tepki verenlere aslında bunu anlatmak istemiştim dilimin döndüğünce!
Bir kere daha belirtiyorum;
Trabzonspor'un fırsat tepme lüksü yok(!)
Görüyorsunuz ahvali, anlatmaya gerek bile yok!

Hugo'yu sevmek onu eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmemeli.
Hem biz millet olarak çocuğumuzu bile döverek severiz..
Ve o iyi bir profosyonel olduğunu bir kere daha kanıtladı....
Akşam çıktı elinden gelenin en iyisini yaptı ve muhteşem bir gole yine imzasını atmasını bildi..
Onu,  özellikle ' başkası değil ( daima ) kendisi olunca ' daha çok seviyorum..

Son tahlilde, kritik bir zaman diliminde zorlu ve kendisine genelde ters gelen ligimizin renkli deplasman ekiplerinden Göztepe'yi üç golle devirip istediğini hanesine yazan Trabzonspor'un sol yanının dikleşmesi gibi sağ yanınında en kısa sürede  ayağa kalkacağı gün yine ezber bozan harika bir Trabzonspor'u izleyeceğiz diye  umut ediyor; yeter ki adalet iklimi yerini atalet mevsimlerine teslim etmesin...diyorum(!)
Uğurcan'ın dönüşüyle kalenin Arda ile beraber emin ellerde olduğunu bilmek, Novak'ın yokluğunun bir kanadı nasıl felç ettiğini ve döner dönmez o tarafı bir anda nasıl onardığını görünce yarınlarda daha güzel şeyleri paylaşabilmek, bu güzelliklere paydaş olabilmek  umuduyla...

Ve bir teşekkür Göztepe seyircisine: Yusuf Yazıcı oyundan çıkarken alkış tebrikleri en az bir üç puan kazanmak kadar güzeldi...