Arkası gelmez dertlerin ve dev gibi kasırgaların geride bıraktığı tahribatları aratmayacak sorunların yaşandığı yakın coğrafyamızda, artık içimizi ısıtan ve biraz olsun bizleri mutlu edecek bir şeylerin varlığını görebilmek gibi bir şey Trabzonspor'un DOLUDİZGİN şahlanışının izahı...

Biliyorum, farkındayım, çok devrik bir cümle kurdum...
Ve yine biliyorum ve farkındayım ki artık içimize işlemesine ramak kalmış  bu kara kışta bir tutam sevgiye ve sıcaklığa hasret insanları unutur gibi, onca sorunun içinde ( bazı kesimlere göre boş işler sınıfına giren )  işi futbola indirgediğimi düşünenleri haklı çıkarabileceği mi de düşünmüyor değilim hani...

Lakin Trabzonspor'u sevmek, daha doğrusu iliklerine kadar içinde hissetmek böyle bir şey...
Anlatılamayan ama hep yaşanan bir başka sevgi, başka bir sevgili, çok başka ' aşk Trabzonspor ' ...

Evet...
Sonbaharın arkası kış, lakin bu kış sanırım bu Trabzonspor ile anlamını bulacak, dışımızı dondursa  bile içimizi ısıtacak, bu kış...
Bu Trabzonspor ile bu kış çok güzel ve anlamlı geçecek...

Böyle bir seriye ihtiyaç vardı...
Bu akşam ki farklı galibiyet kadar beni sevindiren asıl nokta şuydu: Daha düne kadar Trabzonspor ortaya koyduğu oyun performansı ile sıradanlaşmış ve neyi yapıp neyi yapamayacağının  kararını veremez bir futbol karakterini ortaya koyuyordu.
Bu akşam gördük ki Trabzonspor oyun anlamından ziyade hedefe odaklanan bir rolün hakkını veren bir sunum içindeydi.

İşte bu minvalde;
Misyonunu ve vizyonunu yavaş yavaş örtüştürmeye başlayan Trabzonspor'un ivedilikle seyircisiyle kucaklaşması gerekmektedir.

An itibariyle ligimizin seyrini değiştiren Trabzonspor'un ülke futbolunun içindeki kaosların dışında ışıl ışıl parladığını görmek birilerini rahatsız etmeye başlamadan, seyircisi ile gardını alması gerekmez mi?

Ersun Yanal ile güzel ve ışıklı günler göreceğinin sinyallerini veren Trabzonspor'da, başta, günden güne tecrübeleşen kaleci Fatih'ten ileri uçta ki Cardoza ya kadar bu kadroya teşekkür ediyorum, her şeyden önce bir futbolsever olarak...

Sahi bu Özer ile, bu Mehmet ile, bu Bosingva ile, bu yusuf ile, bu Cardozo ile, bu Madjani ile, ve velhasıl bize bir haftada bir çok güzelliği yaşatan bu Trabzosnpor'a doyum olur mu?

Olur mu Olcan Adın?

Ne alaka Olcan Adın, lakin içimden geldi anmak...

Kış gelmiş kimin umurunda, benim değil...