Orta çağda büyük denizaşırı keşifler yapılırken aylar süren okyanus yolculuğundan sonra martılar ve diğer deniz kuşları görüldüğünde artık karaya yaklaşıldığı anlaşılırdı. Trabzonspor bu kadar bekledikten sonra henüz kara görünmedi ama martılar görünmeye başladıysa karayı görmemiz de yakındır. Bu hafta oynanacak olan Beşiktaş maçı kazanılırsa karanın da görünmesi an meselesidir.


Trabzonspor derbi maçları da kazanıyor, düşmeye oynayan takımlara karşı da kazanıyor, kötü oynadığında da kazanıyor, geri düştüğünde de kazanıyor, on kişi kalsa da kaybetmiyor. Eminim bu durum rakiplerin sinirlerini bozuyordur. 


Düşmeye oynayan takımlar tehlikelidir. Köşeye sıkışmış kedi gibi tırmalarlar ve zarar verirler. Kaybedecek bir şeyleri yoktur ve namağlup lideri yenerek kendilerini ispatlamak, özgüven kazanmak isterler. 


Üstelik bu takım Hamza Hamzoğlu’nun yönettiği takımsa çok iyi kapanır, alan daraltır, oyununu bozar ve istediğin oyunu sana oynatmaz.


Üzerine bir de takımın yaratıcı beyni olan futbolcularınız eksikse bu takımları yenmek daha da zorlaşır. 


Göztepe ve Rize maçlarının da böyle geçeceğini bekliyordum ve beklediğim gibi de oldu. Belli ki Beşiktaş maçını düşünen Avcı Nwakeyeme ve Bakasetas gibi ofansif yaratıcı futbolcularını riske etmek istemeyerek onlarsız başladı Rizespor maçına. 


Yakın temaslı oynayan ve geride iyi alan daraltarak pas koridor ve bağlantılarını kesen Rizespor karşısında Trabzonspor topa hâkim olsa da yaratıcı oyuncuları Bakasetas ve Nwakeyeme’nin eksikliğini hissetti. Rakip ceza sahası çevresinde paslaşmalar da yeteri kadar hızlı olmayınca Rizespor savunmasında boşluk bulmakta zorlandı. 


Gervinhio’nun talihsiz sakatlığı sonrasında Djaniny’nin forvetten kanatlara çekilmesiyle Trabzonspor’un işi daha da zorlaştı. Zira Djaniny rakip ceza sahasına yaptığı boş koşular, ikiye birler ve çalımlar ile rakip savunmanın dengesini bozuyor. 


İşte burada yıllardır hep korkak savunma futbolu oynatmakla itham edilen Avcı’nın cesur kararları girdi devreye. 


Berat-Nwkeyeme, Siopis-Bakasetas değişikliği ile 4-0-6 gibi riskli bir dizilişle savunmasına ve kalecisine güvenerek galibiyet için alabileceği bütün riskleri aldı. Nitekim bu değişikliklerden sonra Rizespor orta sahayı rahat geçerek ilk tehlikeli atağını gerçekleştirdi ama Uğurcan kalesinde devleşti. 


Önemli eksiklere ve zor koşullara rağmen sürprize fırsat vermeyen Trabzonspor rakiplerinin beklenen puan kayıpları ile birlikte en ciddi rakibi olan Beşiktaş ile oynayacağı derbi maç öncesi puan farkını yediye çıkartarak hem moral buldu hem de kredisini artırdı. 


Düzenli oynadıkça performansını artıran Ömür kendisine gelmeye başlayarak Gs maçında kendisini ıslıklayan taraftarlara sabrın ve emeğe saygının ne kadar önemli olduğu dersini verdi. Umarım Trabzonspor taraftarları bu olaydan ders alır ve bir daha maç esnasında futbolcularımıza baskı yapmazlar.


Dorukhan Beşiktaş’taki parlak günlerine dönme sinyalleri vermeye başladı. Bruno Peres’in sağ beke dönüşüyle Dorukhan asıl mevkii olan orta sahada Berat ve Siopis ile tatlı bir rekabete girecektir ve bundan kazanan Trabzonspor olacaktır. 


Beşiktaş maçı kaybedilir veya berabere kalınırsa yarış devam eder. Ancak Trabzonspor kazanırsa daha 12.haftada puan farkı 10’a çıkar ve kara görünür. Trabzonspor’un puan kaybını bekleyen rakipleri için psikolojik baskı daha da artar. 


Milli maç arasına 10 puan farkla girecek ve sakatları iyileşecek olan bir Trabzonspor milli maç arasından sonra kalan 6 maçtan da yüzünün akıyla çıkarak büyük bir avantajla ilk yarıyı bitirmiş olur ki devre arasında yapılacak olan sol bek, sağ kanat ve forvet transferi ile bu sene bu işi bitirebilir. 


Trabzonspor’un savunmadan oyun kuran atletik stoperi Edgar’ın Beşiktaş maçında oynamayacak olması büyük bir handikap. Edgar’ın yerinde oynayacak olan Denswill’i sol bekte çok izlemiş olsak da savunmadaki performansı merak konusu. 


Trabzonspor Şampiyonlar ligi yorgunu, moralsiz ve eksikleri bulunan Beşiktaş’ı böyle bulmuşken kesinlikle elinden kaçırmamalı ve dananın kuyruğunu koparmalıdır. 


Avcı’nın da bunun bilincinde olduğundan şüphem yok. 


Güzel günlerde buluşmak umuduyla…