Sayın Nevzat Aydın
Size bu mektubu bir müddettir yazmayı düşünüyordum ama her seferinde, “ Yazmamın camiamıza ne faydası olacak ki?” diyor ve vazgeçiyordum.
Ta ki, bir kişiye sövdüğünüzü söyleyip, sanki beş milyon kişiye söylemişim gibi konuşuluyor minvalindeki twitinizi atana kadar.
Sayın Aydın. İsterseniz önce şu twit işlerinizden başlayalım.
Nevzat Bey, sizin gibi hayatını internet üzerinden kurmuş, internet üzerinden başarılı olmuş ve internet üzerinden büyümüş bir işadamının, tüm sosyal mecralarda aktif olması kadar tabii bir şey olamaz. Buraya kadar her şey normalde, Trabzonspor Kulüp Başkan Yardımcısının, twitterı, taraftarlar ile ağız dalaşı yapmak, kavga etmek, küfürleşmek için kullanması sizce ne kadar doğru?
Siz, Trabzonspor’un, sanal ortamda taraftarlar ile tartışmaktan ve engellemekten sorumlu başkan yardımcısı mısınız? Bu camianın sizlerden ne kadar büyük beklentisi var bundan haberiniz var mı? Biz sizden 50. yılda şampiyonluk kupasını kaldıracak bir takım beklerken, siz twitterda kendi taraftarlarınız ile cebelleşmek ile meşgulsünüz. Sizin başka işiniz yok mu?
Haddini aşan ve terbiye sınırlarını ihlal eden genç çocuklar muhakkak oluyordur ama ne bekliyorsunuz ki? Milyonlarca taraftarı olan bir camiada, ergenler ile sosyal medyada polemiğe girdiğinizde karşınızda başka bir tablo mu bulacağınızı zannediyordunuz?
Bakın, umurunuzda olur mu olmaz mı bilmem ama siz şuan Trabzonspor camiasının gelmiş geçmiş en sevilmeyen yöneticisi olma yolunda hızla ilerliyorsunuz. Bu satırlarımı okurken bile elinizi sallayıp, alaycı bir ifade ile güldüğünüzü tahmin ediyorum.
Sayın Aydın. Sizin olduğunuz yerden durum nasıl görünüyor bilmiyorum.  Ama Trabzon’dan Samsun’a, İstanbul’dan Ankara’ya, Bursa’dan İzmir’e, hatta Almanya, Fransa, Hollanda’ya, oradan da diğer kıtalarda yaşayan tüm Trabzonsporlulara kadar hepimizin gördüğü şu: Siz, kendini beğenmiş, kendi insanına tepeden bakan, sadece taraftarı değil, herkesi küçümseyen, insanlara sümüklü böcek muamelesi yapan, kibirli, narsist, kendine hayran, nezaketsiz, kaba bir insan olarak görünüyorsunuz. Muhakkak öyle değilsinizdir ama milyonlarca taraftarın gözünde ki imajınız bu. Bu sizin umurunuzda değilse, siz de bizim umurumuzda olmazsınız bilesiniz. Siz bizi takmıyorsanız, biz de sizi takmayız. Siz bizi adam yerine koymaz iseniz, biz sizi hiç koymayız.
Bir dönem sizin için, özgün, farklı, tarzı olan, orijinal, renkli bir insan diye düşünmüşlüğüm var. Lakin yaptıklarınız, söylemleriniz ve eylemleriniz ile renkli bir kişilik değil, ayna da sadece kendisine hayran hayran bakan bir kişilik olduğunuz noktasını geldim. Bu noktaya sadece ben değil emin olun Trabzonspor taraftarlarının yüzde 99.99’u geldi. Bu oranda bir kişilik pay bıraktım o da sizin kendiniz, sanırım sizden başka herkes sizin için böyle düşünüyor.
Yaptığınız açıklamalarda, kulübün battığını, bu durumun böyle olduğunu bilseydiniz, bu işlere girmeyeceğinizi cümle âleme ilan ettiniz. Sayın Aydın, sizin gibi, aklı ve girişimcilik yeteneği ile büyük bir işadamı olmuş bir kişinin, önünü görmeden, kulübün durumunu bilmeden bu işlerin içine girdiğine inanmamızı beklemiyorsunuz değil mi? Ha, sizi zorla tutmuyoruz, bizi istemeyeni biz de istemiyoruz. Başkanlık seçimini alana kadar tozpembe tablo çizdiğiniz taraftar, koltuklara oturduktan sonra sizden mazeret dinlemek istemiyor. Trabzon’un ara sokaklarında top oynayan çocuklar bile takımın mali tablosunu biliyordu ama siz bilmiyordunuz öyle mi?  Bu kitlenin seçildiğiniz gün sizlere olan inancını yarı yolda bırakıp gideceksiniz, buyurun gidin, çıkış kapısını siz biliyorsunuz. Kongre salonunda binlerce kişi, siz bu tabloyu düzeltesiniz diye u yönetime oy verdi, sanal medyadan bizi dünya aleme reklam edesiniz diye değil.
“Zaten cahil Trabzon halkı ve İngilizce bilmeyen Trabzonspor taraftarlarını aslında ciddiye almaya bile gerek yok” diye düşünüyor olabilirsiniz. Scouud, yok scaiut, ya da neydi sıkaut mu her ne ise, onu bile söylemeyi bilmeyen insanları neden muhatap alacaksınız değil mi? Valla kusura bakmayın Nevzat Bey, siz bu İngilizceniz ile TOFELL’dan belki de yüz tam puan alırsınız ama bize scout demeyi bilen yöneticiler değil, bize önüne gelenden dört beş yemeyecek bir takım kuran yöneticiler lazım. Scout ekibinizin ne işe yaradığı önemli, socut kelimesinin nasıl telaffuz edildiği değil.
Ben özgün, tarzı olan insanları, siyah takım, beyaz gömlek giyinip kasım kasım kasılanlara tercih ederim. Lakin, siz işi iyice bayıra saldınız. Trabzonspor Başkan Yardımcısı olarak gittiğiniz her yerde bizleri temsil ediyorsunuz. Koskoca Trabzonspor Kulübünün Başkan Yardımcısı gelmiş diye bakıyor insanlar siz bir yere gittiğinizde. O yüzden şık ve spor bir tarz ile statlarda boy göstermeniz bizi memnun eder. Ama çiçekli bermuda giyerim, ayaklarımı köy kahvesinde ki gibi uzatır, kimseyi iplemem diyorsanız, kusura bakmayın, bizi iplemeyeni biz de iplemeyiz. Sizin yaptığınız özgünlük ya da orjinallik değil, ben bildiğimi çalarım havası ama bu havaya size uzun çaldırmazlar haberiniz olsun.
Siz kale arkasında maç izleyen 16 yaşında ki bir ergen değilsiniz, kusura bakmayın ama ağzınızdan çıkanı kulağınız duyacak. Kulübün sponsorluk antlaşması imzalamasının arifesinde çıkıpta, kulüp batmış deyip, kulübün altına dinamit kalıbını bırakmaya hakkınız yok. Bu takımın borsada olduğunu size hatırlatırsam size ayıp etmiş olurum değil mi?
Doğallık, rahatlık, öz güven güzel şeyler ama sizin ki artık bu sınırları aşalı çok oldu ve siz ısrarla bunu görmek istemiyorsunuz.
Taraftar ile gazeteciler ile bitmek bilmeyen polemikleriniz de sizin de dile getirdiğiniz, bizim de hak verdiğimiz noktalar muhakkak var. Ama siz, öyle itici bir söylem ve tavır ile dile getiriyorsunuz ki diyeceklerinizi, ne dediğiniz artık bir önemi kalmıyor.
Diyecek söyleyecek şey çok ama şu son maçta taraftara küfür etmeniz ile ilgili bir iki şey söyleyip bitirmek istiyorum. Sonra siz, ciddiye alırda “Adam bir şeyler söyledi belki de haklı olduğu yerler vardır, bir özeleştiri yapayım.” der misiniz yoksa demez misiniz bilemiyorum. Ya da twitterdan kavga ettikleriniz arasına beni de ekler misiniz onu da bilemiyorum. Hatırlatayım benim twitter hesabım yok. Ben köylüyüm, o yüzden facebooktayım halen.
Gelenden beş gidenden altı yiyen bir takımımız var. Siz bu takımı yönetiyorsunuz. Vaatlerinizi benim hatırlatmama gerek yok değil mi, hepsini siz de başkanımız Sayın Usta da çok iyi biliyor. Şimdi Lucessco’dan girip 50. yılda şampiyonluktan çıkmaya gerek yok, bunlar herkesin malumu.
Canı canmış, sokağa çıkacak yüzü kalmamış, ülkenin ve dünyanın dört bir köşesinde boynu yere eğilmiş milyonlarca taraftar var. Bunlardan bir tanesi, bu acı ve isyan ile tribünde size tepkisini göstermiş. Ki arkadaşlara ısrarla sordum, tepki gösteren renktaşımız Nevzat Bey’e küfür etti mi diye ve yemin ederek dediler ki “Hayır Nevzat Bey’e küfür edilmedi ama bağırıldı tepki gösterildi.”
Sen bu kulübün başkan yardımcısısın Nevzat Bey;  bu taraftar canı yanınca gidip Of Müftüsüne ya da Tonya Kaymakamına mı tepki gösterecek, tabii ki sana gösterecek.
Ve sen kalkıp, taraftara küfür ediyorsun ve s.ktir çekiyorsun. Bu hakkı, bu gücü, bu cesareti nereden buluyorsun sayın Aydın. Benden size bir dost uyarısı, bu işler önce keyifli görünür, oturduğunuz yerden millete s.ktir çekersiniz ama sonra bir gün kazın ayağının hiç de sizin tahmin ettiğiniz gibi olmadığını görürsünüz.
Biz sizden özür dileyip konuyu kapatmanızı beklerken, siz üstüne üstlük kalkıp bu konuda twit atıyor ve  “Söyledi isem bir kişiye söyledim sanki 5 milyon kişiye söyledim” deme cüretini kendinizde buluyorsunuz. Bunu yapıyorsunuz, çünkü iki saattir yazıyorum ya, siz kendinizi kaf dağında görüyorsunuz, alçak dağların yaratılması kısmına yardımcı olduğunuzu zannediyorsunuz. Çünkü bizleri küçümsüyorsunuz, kendinizi dev aynasında görüyorsunuz. Size bunu paranızın gücü mü veriyor? Paranın işe yaramadığı, hatta pul etmediği zamanlar gelir hatırlatırım. Bir kişiye söver, 5 milyon kişiden cevap alırsınız.
 “Arkadaşlar reklamlarını ve görevlerini iyi yapmışlar” diye de eklemişsiniz. O zaman da biz de size, “Maşallah Nevzat Bey,  taraftar ile tartışarak, ona buna laf sokarak, kendi insanınız küçümseyerek bayağı bir takipçi kitlesi edindiniz, reklamınızı yaptınız, twitter profilinizi ticari olarak daha verimli olarak kullanacak hale getirdiniz” dersek ne dersiniz? Öyle demiyoruz ama madem size en küçük kelime eden reklam yapmış oluyor, biz de reklamın büyüğünü sen yapıyorsun deme hakkına sahip olmaz mıyız?
Bunca şeyi, twitterda sizi yüzbinlerce kişi takip etsin diye yaptıysanız, hiç gerek yoktu. Siz Trabzonspor Başkan Yardımcısısınız, biz taraftarlardan isteniz biz sizi iki günde 5 yüz bin takipçiye seve seve çıkartırdık. Bizi hafife almayın, yeter ki bir insanı sevelim ve güvenelim neler yapabileceğimize inanın siz de şaşırırsınız. Ama şuan artık sizi sevmiyoruz daha doğrusu sevemiyoruz, buna izin vermiyorsunuz.
Bizi küçümsemeyi bırak, aslanın kuyruğu ile fazla oynamak bu zamana kadar kimsenin hayrına olmamıştır.
Niceleri gelip gitti sen de gelip gidersin.
Sadece tüm zamanların en antipatik yöneticisi olarak anılmak ve Trabzonspor tarihe geçmek üzeresin bil istedim.