Eğer birisi size “Trabzonspor-Beşiktaş maçını izleyemedim. Nasıldı maç?” diye sorarsa, kısaca “Onur Recep Kıvrak” diye cevap verin…

Trabzonspor, Beşiktaş karşısında beklenen 11 ile sahaya çıktı, tabi Janko hariç. Onu da neden 11’de başlatmadı Şenol Hocam, anlayamadık. Yine de hocamızın bir bildiği vardır, diye yorumlayıp yazımıza devam edelim.

Zorlu müsabakada ilk yarıda Beşiktaş-Trabzonspor, ikinci yarıda ise Beşiktaş-Onur mücadelesini izledik. Aslında ilk yarıda pek mücadele yoktu, tabi Sapara’nın enfes golü dışında. Başka ne mi vardı?
Tatsız bir futbol… Cılız şutlar... İsteksiz mücadele...
Kararlarını Beşiktaş’tan yana kullanan, Siyah-Beyazlılara sarı kart göstermeye bile üşenen bir Cüneyt Çakır
Bir futbolcuya yakışmayan hareketlerde bulunan İbrahim Toraman, Uğur Boral ve Hilbert…
Spikeri de unutmamak lazım, sağ olsun hepimizin uykusunu getirdi…

Bordo-Mavililer soyunma odasına 1-0 öne giderken, Kara Kartallar’da moraller bozuktu. Neyse biz gelelim ikinci yarıya…

Sinemada film izleriz ya, filme bir süre ara verilir, 5-10 dakika ve sonra devam edilir. Ve birçoğumuz merak ederiz, “Acaba devamında neler olacak? Ölecek mi? O mu olacak? Bu mu olacak?…” gibi tahminlerde bulunuruz. İşte Beşiktaş ve Trabzonspor’un ikinci yarısı öncesinde bir çok hafızalarda da tahminler vardı. “Beşiktaş beraberliği yakalayacak mı? Trabzonspor defansa çekilip beraberlik golünü görecek mi? Acaba hangi teknik adam oyuncu değişiklikleriyle maça damga vuracak?...” gibi…

Neyse beklenen ikinci yarı başladı ama ne başladı haa! Sanki savaştayız. Beşiktaş bir o kanattan, bir bu kanattan Trabzonspor kalesini fethetmeye çalışıyor. Ardı ardına pozisyonlar. Ve Beşiktaş, istediği golü de sıradan bir pozisyonda kazanılan serbest vuruşta buldular. Golün öncesine bakmak istersek, çok basit bir faul oldu. Zeki Yavru’nun Olcay’a ufak teması Beşiktaş’a serbest vuruş, yani gol kazandırdı. Bu kadar basit bir faul çalınmaz. İnsaf be hocam! Avrupa’da böyle faul verenin düdüğünü elinden alıyorlar, benden söylemesi…

Beraberlik golünden sonra hani savaşta lider paşa emir verir ya “hücum” diye… Sanki birisi Beşiktaş’a emir vermiş. Bu ne hırs bu ne coşkulu futbol! Adamlar sahada basmadık yer bırakmadılar. Ama galibiyet golünü bir türlü bulamadılar, ya da "Onur’u geçemediler" desek daha doğru olur. Yüzde yüz 3-4 tane pozisyonda devleşiyorsan alnı öpülecek adamsın demektir. Allah seni başımızdan eksik etmesin Onur Recep Kıvrak… Bunun yanı sıra Beşiktaşlı Fernandes'i de ayakta alkışlıyorum. Karşılaşmayı izlerken, "adam oynuyor be kardeşim" demeden geçemedim.

Şenol Hocam sana da iki çift laf edeyim. Saygısızlık edersem de şimdiden özür dileyeyim. Janko gibi bir oyuncudan 5 dakikada fayda alamazsın. Halil santrafor değil, 90 dakika Halil’i sahada tutmana da bir anlam veremedim. Orta alanda çalışkanlığıyla de attığı golle dikkat çeken Sapara’nın oyundan çıkartılması bir hata, onun yerine giren oyuncunun Barış Özbek olması ayrı bir hata. Unutma ki hocam tarih yazmak korkakların işi değildir. Daha cesur olmalısın. Korkmadan mücadele etmelisin. Sizi işinizi öğretemem ama doğru söyleyeni 9 köyden kovarlarmış, olurda kovulursam 10. köyden de diyeceklerim değişmez!

Milli Takımlar Antrenörü Abdullah Avcı’ya bir şey demek istemiyorum çünkü Onur Recep Kıvrak ona en güzel cevabı bugün sahada verdi.

Trabzonsporlu kaleci Onur Recep Kıvrak başta olmak üzere bütün Beşiktaşlı oyuncuların hepsini gönülden tebrik ediyorum, oynadıkları futboldan dolayı…

Açıkçası bu akıcı futbol oynanırken, bir taraftan kalemizde ikinci golü göreceğiz diye üzüldüm, bir taraftan da o gözlerimin pası açıldı diye sevindim. Eğri oturup doğru konuşacak olursa 3 puanı hak eden taraf Beşiktaş’tı. Ama futbol bu her zaman hak eden hak ettiğini kazanamayabiliyor. Beşiktaş 2 puan kaybetti, Trabzonspor 1 puan kazandı.