Şu bir gerçek ki, bizde ki spor kültürü ve takımdaşlık anlayışı günün önemine göre yer edinmekte kamuoyunda.



Trabzonspor ve Beşiktaş’ın Hüseyin Avni Aker’de ki buluşması işte tamda bu az önce anlatmaya çalıştığım tabloyu bize özetler bir nitelikte cereyan etti.

Her iki takımda rakipleriyle aralarında beliren uçurumdan olsa gerek, hiçbir şey yapmadan öylesine bir maça çıkmış gibi oldular.



İlk yirmi dakika Trabzonspor’un ve akabinde Beşiktaş’ın yer yer etkili olduğu karşılaşmada Trabzonspor’un her ne olursa olsun oyun olarak olmasa da, sonuç bakımından Avrupa sahnesinin perdesini araladığını düşünüyorum.



Burak Yılmaz’ın yokluğunda Halil’in garantili oyunu, Volkan’ın gayreti, Olcan’ın vasatın üstündeki oyunu Trabzonspor’un dünkü artılarıydı.

Adrian’ın üzerinde daha çok ısrar edilmesinin seneye Trabzonspor’a yeni bir transfermiş gibi kazanç olacağını düşünüyorum.

Çünkü bu oyuncuda farklı bir mantalite var: Oyuna küsmüyor, ve topa her ne olursa olsun hükmetme yanlısı hep.

Zokora ve Colman’lı orta saha dün Beşiktaş ileri ucunu etkisiz bırakırken, Giray’ın kurtarışının maçın dönüm noktası olduğunu bir kenara not etmek, gelecek günler adına önemli bir uyarı niteliği olarak Şenol Güneş’in ajandasına düşüldü diye umut ediyoruz.



Medya üzerinde beklentilerin altında kalan bir karşılaşma gibi lanse edilsede, Avni Aker’i dolduran bayan ve çocuk taraftarlın karşılaşmaya olağanüstü bir zenginlik kattığını gördük.

Beşiktaş için zor günler başlarken, Trabzonspor için umutların sürdüğü bir tablo oluştu diyebiliriz şimdi süper final sürecinde.



HASAN AKBAŞ

22/04/2012

- - - - - - -