2013 – 2014 futbol sezonu sonlanırken Trabzonspor’a dair ‘’ Trabzonspor için sıradanlaşmak 

başarısızlıktan daha beter bir tahribat unsurudur ‘’ diye not düşmüştük naçizane futbol 

dağarcığımızın bir yerlerine...

Bu tespiti yapmamızda elbet Trabzon’un kent olarak ve o bölgeye hakim olan farklı bir yapısının 

olduğunu, genlerinden gelen bu yüce futbol tutkusunun Trabzonspor’u her şart ve konumda yarışmacı 

kimliğinden asla ödün vermemeye ittiğini görmekte biz yazanlara bu yüzden kolaylık sağlamakta...

Bazen öyle oluyor ki, sırf Trabzonspor’u düşünmenin bile insana birçok şeyden daha çok haz 

verdiğine şahit oluyorum.

Futbolun bir kentin kimliği olmasının dünyada ‘ FC Liverpool ‘ kadar gerçeğidir Trabzonspor 

aslında...

Ve bu ülke için birkaç öncelikli şanslardan birisinin adıdır Trabzonspor aynı zamanda.

Yani demem o ki, Trabzonspor ne yazıya ne kalbe sığmayacak kadar büyük bir aşkın adıdır...

Şimdi sizlere soruyorum sevgili Trabzonspor sevdalıları ‘ bu aşka sıradanlık yakışır mı ? ‘ diye...

Tam ben bunları düşünürken, Trabzonspor sıradanlıktı, yeniden yapılanmaydı derken, herkesi şaşırtan 

transfer hamleleri ile rakiplerine şimdiden gözdağı vermeye başladı.

En son Sadri başkanın gelişinde başımız dönmüştü de, lakin dünya çapında böyle transferler 

yapılmamıştı.

Şimdi iş değişti, Vahid Halilhodziç ile adeta unutulmaz sinema filmi ‘ Tanrılar çıldırmış olmalı ‘ nın ‘ 

Trabzonspor çıldırmış olmalı ‘ versiyonunu izliyoruz sanki, heyecan ve şevkle...

Yabancıdan yana şansı bir türlü açılmayan Trabzonspor’un bu sefer sil baştan yaptığı bu hamlelerin 

Vahid hoca mutfağında yerlilerle hoş bir sentez oluşturacağını umut ediyoruz.

Bu takıma en az on yeni transfer gerekli derken, ben aslında aslı Vahid hoca çıldırmış olmalı diye 

düşündüm.

Ve en çokta Barış Memiş, Turgut Doğanşahin ve Emre Güral’ın gönderilecek olması Trabzonspor’un 

birilerinin ısrarla sıradanlaştırmaya çalıştığı bir camia olamayacağının en son ve net resmi olsa gerek!

Bazen bize yanlış gibi gelen hamleler sonu hayırlı icraatlara vesile olabilir.

Hep der ya hocalarımız ‘ hayır diye bildiklerimizde şer, şer diye bildiklerimizde hayır vardır ‘ diye...

İtikat ve inanmak başarmanın yarısıdır...

Oscar Cardozo başta olmak üzere yeni ve sahada daha bir marka Trabzonspor’u izleyecek olmak 

sanırım şu çalınan emeklerle geçen senelerin acısını biraz olsun hafifletir.

Hem Oscar’ı olan tek Süper Lig camiası Trabzonspor neden diğer kupalara ambargo koymasın ki?

Unutmadan; bu yazıyı bana yazdırmaya vesile olan sevgili Vahid Halilhodziç hocaya teşekkürlerimi 

sunuyorum...

Neden mi?

Hoca önüne geleni transfer ettiriyor ya ‘ bu gece rüyamda beni de takımında görmek istediğini 

yönetime rapor etti ‘...

Sevinçle uyandım ve şunu düşündüm ‘’ rüyada da olsa harika bir duyguydu Trabzonspor’a istenilmek, 

ve dedim ki : rüyaların takımı sanki gerçekten geliyor, düşlerimiz yolu açtı ‘..

Bordo bir rüyadan mavi bir gerçeğe uyanışımın başka nasıl izahı olabilir ki?