Derimiz bizi dış etkenlerden koruyan bir kalkandır ve vücudumuzda ki en büyük organdır. Bir kalkan gibi bizi her zaman koruyan bu armağana biz nasıl davranıyoruz.

Kışın sert rüzgarlara, soğuğa karşı kuruyan, çatlayan ve dökülen cildimizin tehditleri yazın da bitmiyor hatta artıyor. Vücuda direk gelen güneş ışınları ile derimizin başa çıkması çok güç. Sürekli olarak direk güneş ışınlarına maruz kalan ciltlerde geri dönmesi çok zor lekelenmeler oluşmaya başlar. Havalar ısınmaya ve yaz yavaş yavaş geldiğini etmeye başlarken sizde hazırlıklarınıza başlayın.

Kıyafetlerden dolayı vücut genel olarak bir korunmaya sahip oluyor ama yüzümüz, ellerimiz direk olarak güneş ışınlarına açık hedef.

Bu sebeple yüksek koruyuculu güneş kremlerinizi yanınızdan eksik etmeyin. Özellikle kadınlar, kullandıkları makyaj malzemeleri ile ciltlerini yoruyorlar. Bu makyaj malzemeri eğer güneş koruyucu etkili bir baz ile desteklenmezse bir kaç ay sonra cildinizde oluşacak lekelere, renk farklarına ve kırışıklıklara hazır olun.

Yazın cildinizi, cilt tipinize uygun şekilde nemlendirmeye de önem gösterin. Özellikle deniz kum güneş bir tatil geçirmeyi planlıyorsanız, deniz tuzunun cildinizde oluşturacağı tahribatı gerekli nemlendirme ile mutlaka telafi edin.

Cildimiz bizi koruyor, biz de onu koruyalım. Vücudunuz sizi seviyor ve sizinle birlikte yaşıyor. Bu yaşam boyunca ruhen nasıl yıpranıyorsak bedenimizde bizimle yıpranıyor. Eğer bedeninizi besler, kendinizi severseniz, bedeninizde ona hayat veren ruhunuzu besleyecektir.

Unutmayın ki bakım lüks değil ihtiyaçtır.

Editör: TE Bilişim