Bundan yıllar önce şeker, 3 beyaz zehir diye bahsedilen ve bunlardan biri olarak anılırdı. Herkes tarafından zararlı olduğuna inanılırdı. Bu konuda bazı tereddütler var aslında. Yani uzmanlar artık günümüzde bazı şeker türünün bazı şartlar altında zararlı, bazı şeker türünün  bazı şartlar altında yararlı olabileceğini söylemekte.

Şekerin Yapısı Ve Türleri 

Şekerin içinde ne var ? Şeker neden oluşmuş bir ona bakmak lazım. Şekerin nasıl yaralı ya da zararlı olduğunu  anlamak için.. Şekerin bileşenlerinde karbon oksijen ve hidrojen vardır. Bu özellikleri ile şeker  basit bir karbonhidrat besinidir.  Aynı zamanda tam 6 tür şeker vardır. Sırasıyla belirtmek gerekirse; glikoz, früktoz (yani meyve şekeri),  galaktoz, sükroz (sofra şekeri) ve laktoz (Süt şekeri) ve maltoz.  En çok tartışılan şeker türü ise sükroz yani sofra şekeridir. İşte bu sükroz 2 tane şeker molekülünden oluşur. Bu moleküllerden bir tanesi glikoz bir diğeri ise früktozdur. Şekerin glikoz kısmı vücudumuz  ihtiyacı olan yakıt kısmıdır. Nasıl bir arabanın yakıtı benzin ya da mazot ise bir insanın metabolizması için ihtiyaç duyduğu yakıtta glikozdur. Şekerin früktoz kısmında ise durum biraz farklı. Früktoz da bir şeker kaynağı olmasına karşın vücudumuz bunu yakıt olarak kullanamıyor.Şekerin kana geçen früktoz kısmının kullanılabilmesi için öncelikle karaciğerde işlenmesi gerekiyor.

Früktoz karaciğerimiz de karmaşık bir biyokimyasal işlemden geçirilerek;
 

  • Glikoz

  • Depo şeker glikojen

  • Bir yağ olan Trigliserit

  • Bir kolestrol cinsi olan VLDL ye dönüştürülür

  • Bir yan ürün olarak da ürikt asit ortaya çıkıyor.

Hemen belirtmekte fayda var iste şekerin vücuda zararlı olacak etkileri işte bu früktoz şekli sebep oluyor. Karaciğerde yağlanma früktozun aşırı kullanılmasından meydana geliyor ve kanda şekerin yükselmesine neden oluyor . İşte bu sebeplerde ise şeker hastalığının oluşumu için yeterli oluyor.
Früktoz ile ilgili ilginç bir gerçekte beynimizin bir früktoz moleküllünü bir şeker olarak tanımamasıdır. Bu
nedenle früktoz tüketimi bir doygunluk ve tatmin sağlamanın aksine daha fazla yeme arzusuuyandırmaktadır.
Hemen belirtelim ki şeker obezite, karaciğer yağlanması ve şeker hastalığında çok önemli
bir faktör olmasına karşın tek faktör değildir.

Şeker Kullanım Miktarı Ne Olmalı? 

Şimdi gelelim şekerin günlük hayatımızda kullanılmasına. Başta insanlar olmak üzere bütün canlıların tatlıya karşı bir zaafları vardır. Bunun bilimsel açıklaması tatlı gıdaların metabolizmamız tarafından kolay enerji olarak algılanmasından kaynaklanır.

Genetiğin de işlenmiş şekerle ilk tanışmamız çok çok öncelere ta anne sütündeki laktoz ile başlar. Anne memesindeki mutlu günlerimiz, tatlı anne sütü ile birleşince, tatlı aklımızın da temelleri ta o yıllardanatılmış oluyor.

Mutlu günlerimiz de; tatlılar ve pastaların gelmesi, çocukluğumuzda uslu olduğumuz zaman şeker
dondurma ve meşrubatın artarda ödüllendirilmemiz bu tatlı zaafımızı  pekiştirmektedir.

Tatlıya karşı olan doğal zaafımız, kültürümüzdeki tatlı geleneği ve tahrik edici reklamlarla birlikte
çok zaman işin dozunu kaçırıyor ve birçok insanda düpedüz şeker bağımlılık geliştirebiliyor.

Önce Makul bir şeker tüketimi nedir ona bir bakalım. Anlama kolaylığı için bir kesme şekeri ölçü olarak kabul edelim. 1 kesme şeker ortalama 3 gram olup yaklaşık 12 kaloridir. Amerikan kalp derneği;Erkeklerin günde en fazla 36 gram yani 12 kesme şekeri, kadınlarında günde en fazla 25 gram yani 8 kesme şeker ilavesi kullanabileceğini söylemektedir. Âmâ burada asıl sorun çayımızı kahvemizikoyduğumuz 12 kesmeşeker değil, asıl sorun olan şeker kaynakları ise; kolalı meşrubatlar, gazozlar,hazır meyve suları, enerji içecekleri, yerli-yabancı tatlılar, dondurmalar ve sütlü çikolatalardır. Günümüz fastfood yemeklerinde de etinde ekmeğinde ve soslarında çok yüksek oranda şeker vardır. Örneğin bir kutu kolalı meşrubatta yaklaşık 10-12 Kesme şekeri muadil şeker bulunmaktadır.3 parça baklavanın içinde ise 10 kesme şekeri muadil şeker vardır. En ilginci ise de 1 adet hamburgerin içinde ekmeği ve eti ve sosunu hesap edildiği zaman yaklaşık 2 kesme şeker kadar şeker vardır.

 Burada bir parantez açalım ve günümüzde çok yaygın olarak kullanılan bir üründen bahsedelim. Bu da high-fructosedir. Yani yüksek oranda früktoz içeren mısır şurubudur. Üründen elde edilen ve içindeki früktoz miktarını arttırmak için enzimatik olarak işlem gören bir nevi bir maddedir. Ve bu mısır şurubu şekere göre daha tatlıdır ve maliyeti çok daha ucuzdur. Endüstri tarafından tercih edilen bir ürün, meşrubatların çoğunda ve birçok hazır tatlının yapımında çok fazla kullanılmaktadır.

İşin kötü tarafı bu ürün artık bizim geleneksel tatlılarımız da girmeye başlamasıdır. Mısır şurubu yüksek oranda früktoz içermesi nedeniyle karaciğeri yorar. Karaciğer yağlanmasına neden olur, kanda trigliseri tartışına neden olur ve kanda Ldl kolesterolü artışına neden olur. Kanda ürik asit artışına neden olur. Ve şeker hastalığına zemin hazırlar. Bu tür yiyecek ve içeceklerden mümkün olduğu kadar kaçınmak da büyük fayda vardır. Bir diğer başa bela ise, şeker yerine kullanılan suni tatlandırıcı kullanılmasıdır. Suni tatlandırıcı o kadar zararlıdır ki bunu kullanmak yerine şeker kullanımı çok daha iyidir.

Sonuç Olarak: 

Şeker ve tatlılar hayatımızın bir parçasıdır. Daha önce söylediğimiz gibi tatlı sevmek, bizim genetiğimize İşlenmiş maalesef. Âmâ bütün mesele ölçüyü tutturmak gün içinde früktoz içerikli şekerli gıda ve meşrubatlardan uzak durmaktır.

Eğer  bu şekilde karaciğer ve metabolizmamızın kapasitesine ulaşacak düzeyde  şeker tüketimi yapılırsa tabii ki zararlı etkiler ortaya şiddetle çıkacaktır. Ama arada sırada dostlarla yenilen bir tatlı beyinden mutluluk hormonları salgılatır, kendimizi iyi hissetmemize neden olur. Bundan  dolayı da suçluluk duygusuna kapılıp hayatı kendinize zehir etmeye çokta gerek yoktur.