Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, katarakt hastalığının ileri yaş hastalığı sanılsa da gençleri ve çocukları da tehdit ettiğini belirterek, “Katarakt hastalığında erken teşhis çok önemli. Gözlerde herhangi bir yakınma olduğunda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalı” dedi.

Prof. Dr. Rana Altan Yaycıoğlu, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya genelinde yaklaşık yüzde 51’lik görme kaybının en büyük nedeninin katarakt olduğunu söyledi. Katarakt hastalığının ileri yaş hastalığı olarak düşünülmesine rağmen gençleri ve çocukları da tehdit ettiğine dikkat çeken Yaycıoğlu, “Katarakt hastalığında tedavinin etkili olabilmesi için erken teşhis çok önemli. Bu nedenle gözlerde herhangi bir yakınma olduğunda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalı. Zamanında teşhis için 40 yaşından sonra hiçbir yakınma olmasa bile yılda en az bir kez rutin muayene olunmalı” diye konuştu.

Bebekler bile risk altında

Çocuklarda genetik olarak veya anne karnında geçirilen çeşitli rahatsızlıkların da bebeklik çağında veya erken çocukluk döneminde katarakt gelişimine neden olabildiğine vurgu yapan Prof. Dr. Yaycıoğlu, “Ayrıca göze ve başa alınan darbeler de katarakta yol açabiliyor. Özellikle çocukların gözlerinde en sık ortaya çıkan travma nedeni sert bir top darbesi veya oyuncak tabancalardan sıkılan ve adeta kurşuna benzeyen küçük toplar oluyor. Bu nedenle çocuklar ve gençlerde oyun oynarken ya da spor yaparken göze alınan sert darbelerin sonuçlarının mutlaka dikkatle takip edilmesi çok önemli” dedi.

Katarakt hastalığının belirtilerine de değinen Prof. Dr. Yaycıoğlu, belirtileri şu şekilde sıraladı:

“Bulanık görme veya cisimlerin şekillerinde bozukluk, şekil bozukluğu ya da bulanık görme, uzağı ya da yakını görememe, çift görme, akşamları görmede zorluk, parlak ışıkların çevresinde hare görülmesi ya da kamaşma olması, renkleri bozuk görme, kontrast kaybı, derinlik hissi kaybı, göz yorgunluğu ve baş ağrısı, bebeklerde gözlerde kayma, göz bebeklerinin eşit büyüklükte veya aynı renkte olmaması, beyaz leke.”

Zor bir ameliyat olmaktan çıktı

Prof. Dr. Yaycıoğlu, katarakt ameliyatlarında operasyon öncesinde damla veya iğne yardımı ile işlemin yapılacağı göz uyuşturulup hastaya uygun iyi kalitede göz içi mercekler yerleştirilebildiğini, bu merceklerin uzak veya yakına ayarlı tek odaklı olabileceği gibi astigmatı düzeltmeyi amaçlayan torik veya uzak yakın düzelten multifokal/trifokal tiplerinde de olabildiğini kaydetti. Günümüz teknolojisi ile artık zor bir ameliyat olmaktan çıkan katarakt ameliyatının yine de küçümsenmemesi gerektiğinin altını çizen Yaycıoğlu, “Bir aksilik durumunda görme kaybının gelişme riski taşıyor. Ameliyatın başarıya ulaşması için alanında uzman deneyimli göz cerrahları tarafından titizlikle, en hijyenik koşullarda ve hastaya özel tek kullanımlık malzemeler ile yapılması gerekir. Ameliyat sonrası kişinin göz hijyenine özen göstermesi ve ilaç kullanımını düzgün yapması önemli. Kişiler normal hayatına operasyondan 1 hafta sonra bir daha aynı sorunla karşılaşmadan sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebiliyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha