Günümüzde pek çok nedenle kısırlık oranları artarken, Fulya Acıbadem Hastanesi Tüp Bebek Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Faruk Buyru, “Tedavi ile yumurta veya sperm elde edilemeyen çiftlerde kök hücre ile, geliştirilecek yumurta, sperm ve embriyolarla çocuk sahibi olma imkanı sağlanacaktır” dedi.

Günümüzde pek çok nedenle kısırlık oranları artarken çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için

Tıp dünyası çare aramak için çalışmalarını sürdürüyor. Dünyada hali hazırda kısırlık tedavisinde uygulanan en etkili yöntemin büyük bir sabır ve emek isteyen tüp bebek olurken

Fulya Acıbadem Hastanesi Tüp Bebek Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Faruk Buyru, yaptığı açıklamada gelecekte kök hücre ile bebek sahibi olmanın mümkün olacağını kaydetti.

Tüp bebek tedavisinin tıpta bir devrim olduğunu aktaran Buyru, “Tüp bebek tedavisi genetik gibi pek çok diğer branşın gelişiminin önünü açmıştır. Başlangıca göre hem laboratuvar hem de hastalara uygulanan tedaviler geliştirilmiş, daha kolay uygulanabilir hale gelmiştir. Bu gelişmelerin yanı sıra tedaviye bağlı yan etkiler azalmış, başarı oranları çok yükselmiştir. Gebelik şansı artarken daha az embriyo transferi ile çoğul gebelikler ve riskleri azaltılmıştır. Başlangıca göre daha az ve daha kısa süreli ilaç kullanılmaktadır. Laboratuvar yöntemleri ve embriyoların geliştiği ortamlar iyileştirilmiştir. Sperm, embriyo dondurmaya yumurta dondurma da eklenmiş ve dondurma-çözme işlemlerinin başarısı çok artmıştır. Bu sayede elde kalan embriyolar kullanılabilmekte ve şu anda çocuk sahibi olma imkanları olmayanlara gelecek için umut verilmektedir” dedi.

Bu başarıya rağmen bazı çiftlerin günümüzde tüp bebek tedavilerinin hem uygulanış şekli hem de maliyeti açısından çiftleri zorladığını kaydeden Buyru, “Bugün günlük kullanılan enjeksiyonların yerini uzun etkili , ağızdan kullanılan ilaçlar alacağını anlatan Buyru, “ Tedavi ile yumurta veya sperm elde edilemeyen çiftlerde kök hücre ile, laboratuvarda geliştirilecek yumurta, sperm ve embriyolarla çocuk sahibi olma imkanı sağlanacaktır. Bugün yardımcı olamadığımız bir diğer grup hasta rahim iç tabakası hasar görmüş, endometriumu tedaviye rağmen kalınlaşmayan hastalardır. Bu hastalarla ilgili kök hücre ve diğer tedavi yöntemleri ile araştırmalar devam edip çocuk sahibi olma umudu ortaya çıkacaktır” dedi.

Kısırlıkta tek tedavi tüp bebek değil

Kısırlık tedavisinde tek tedavi yönteminin tüp bebek olduğu algısının ise yanlış olduğunu vurgulayan Prof.Dr. Buyru , “Bazen hiçbir şey yapmadan bekleyip, doğru yönlendirme ile gebelik elde edilebilir. Bazen basit bir yumurtalığı uyarıcı ilaç kullanımı, bazen de çok basit bir cerrahi işlem ile rahim içindeki polipin çıkartılması gebelik için yeterli olur. Önemli olan doğru bir değerlendirme ile hangi tedavi yöntemi uygulanacağına karar verilmesi ve bu yöntemin doğru uygulanmasıdır. Kısırlık tedavisi sabır ister, kısırlık tedavisi devamlılık ister, umut ister. Baştan hemen sonuç alınamayacağını kabul ederek işe başlamak gerekir. Sabırla, sebatla güvendiğiniz hekimle yolunuza devam edin, sömürülmediğinize ve doğru tedavi uygulandığına inanıyorsanız merkez değiştirmeyin. Ne yazık ki bu tedavi suistimale açık bir tedavidir ve merkez seçerken dikkatli olmak gerekir. Sosyal medyada yer alanlara göre değil, daha önce o merkezde tedavi olanlara danışmak daha iyi bir yol alabilir” diye konuştu.

Sigara kullanımı gebe kalma şansını azaltır

“Biz şimdiye kadar korunduk ama çok çabuk gebe kalmak istiyoruz, tüp bebek tedavisi yapalım” doğru bir yaklaşım biçimi olmadığını aktaran Prof.Dr. Buyru, “Unutulmamalıdır ki tüp bebek tedavisi ile gebelik şansı yüzde yüz değildir ve tedavi sıfır risk ile yapılan bir tedavi değildir. Gerek ekonomik olarak, gerekse tıbbi açılardan bazı yan etkileri vardır. Gerek erkeğin, gerekse kadının sigara kullanımı gebe kalma şansını azaltır, tedavinin başarı oranın düşürür. “Şimdi içiyorum ama tedaviye başlayınca bırakacağım” yaklaşımı yanlıştır, sigaranın etkileri bırakıldıktan sonra dahi aylarca, yıllarca sürer” ifadelerini kullandı.

Beklenmeden doktora başvurulmalı

Çiftler çocuk istemelerine rağmen gebelik oluşmuyorsa beklemeden doktora başvurmak gerektiğini belirten Prof.Dr. Buyru, “Bir yıl beklemenin nedeni tamamen istatistiğe dayanır; her şey normal olsa bile aylık gebe kalma olasılığı yüzde yirmidir. Altı ayda %75, birinci yılın sonunda % 85 gebelik elde edilir. Geriye kalan yüzde 15’e, yani her 6-7 çiftten birine gebelik elde edebilmek için destek gerekir. Bu çiftlerin bir kısmında da bekleyerek gebelik elde edilebilir, ancak kimlerde beklemenin uygun olacağına, kimlere tedavi uygulanacağına karar vermek için bazı tetkiklere başlanmalıdır. Bazen sadece kadında, bazen sadece erkekte, bazen de her ikisinde problem olabilmektedir. Bir de açıklanamayan kısırlık dediğimiz durum vardır ki, bu da çocuğu olmayan çiftlerin yaklaşık yüzde 20’sini kapsamaktadır. Burada yapılan temel incelemelerde kadın ve erkeğe ait bir problem bulunmamasına rağmen gebelik oluşmamaktadır” dedi.

40 yaşından sonra tüp bebek de olsa gebelik zor

40 yaşından sonra tüp bebek de olsa gebeliğe ulaşmanın ise zor olabildiğini aktaran Prof.Dr. Buyru, “Bunun temel nedeni yumurtalarda kadının yaşına paralel olarak artan kromozom bozukluğu riskidir. Örneğin 39 yaşındaki bir kadında her 3 yumurtadan ikisinde kromozom yapısı anormal olacaktır. Bu hem gebelik şansının azalmasına, hem de oluşacak gebelikte düşük riskinin artmasına yol açar. Tüp bebek tedavisinde de 40 yaş üzerindeki bir kadında gebelik şansı %20 civarındadır. Bu oran, kısırlık süresi uzunsa ve uygulanan önceki tedaviler başarısızlıkla sonuçlandıysa daha da düşecektir. Yumurtalık rezervinin iyi olması gebelik şansını arttırsa da yumurtalardaki kromozom bozukluğu riskini azaltmaz. Pek çok merkez 46 yaş üstü hasta kabul etmemektedir, bunun nedeni tedavi yapılsa da gebelik şansını düşük olmasıdır. Basında yer alan ellili yaşlardaki başarılı doğum öykülerinin çoğunun arkasında başkasından alınan yumurtalarla oluşan gebelikler vardır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: iha