Yiyeceklerin iyice çiğnenmesi gerektiği gerçeğini elbette birçok kişi biliyor. Ama vücut üzerinde ne gibi bir etkisi olduğunu bilmekten herkes uzak. Farklı ülkelerin bilim adamları tarafından yapılan çok sayıda araştırma, hızlı çiğnemenin ve yutmanın birçok sağlık sorununa yol açabileceğini doğrulamıştır. Peki, yiyecekleri neden iyi çiğnemelisiniz?

Neden 1: İyi çiğneme kilo vermeye yardımcıdır.

Belki bu ifadeye kuşku ile yaklaşacaksınız. Ancak bu doğrudur. Yiyeceklerin doğru tüketilmesi ve çiğnenmesi kolay kilo kaybı sağlar. Çoğu durumda kilo, aşırı yemekten kaynaklanır ve aceleci gıda tüketimi de buna katkıda bulunur. Çiğnemeye dikkat etmeyen bir kişi yiyeceği ezilmiş bir şekilde yutar. Bunun sonucunda vücudun gerçekten ihtiyaç duyduğundan daha fazla yer.

Yiyecekleri kaliteli şekilde çok çiğnenerek tüketilmesi, daha az miktarda yiyecek yenmesini mümkün kılar ve aşırı yemeyi önler. Bunun nedeni, çiğneme beyine ulaşan histamin üretmeye başladığında ona doygunluk hissi vermesidir. Ancak bu durum yemek başladıktan sadece yirmi dakika sonra gerçekleşir. Bir insan yavaş yavaş yerse, o yirmi dakika boyunca daha az yemek yiyecek ve daha az kalori ile doygunluk yaşayacaktır. Yiyecek tüketimi hızlı bir şekilde gerçekleşirse, beyin bir doygunluk sinyali almadan önce oldukça fazla şey yenilecektir. Ana amacına ek olarak, histamin ayrıca metabolizmayı arttırır. Böylece kalorilerin yakılmasını hızlandırır.

Çinli bilim adamları tarafından yapılan bir araştırmada bir grup erkeği ele aldılar. Bu erkeklerin yarısına 15 kez çiğnemelerini, diğer yarısına 40 defa çiğnemelerini söylediler. Bir buçuk saat sonra bir kan testi yapıldı. Gerelin miktarı daha fazla çiğneyenlerin, hızlı yiyenlerden çok daha az olduğunu göstermiştir. Böylece, yavaş yenen yemeğin daha uzun bir tokluk hissi verdiği kanıtlanmıştır.

Yiyeceklerin yavaş tüketimi, gastrointestinal kanalın çalışmasını geliştirdiği ve bağırsaktaki zararlı tortuların oluşmasını engellediği için kilo kaybına katkıda bulunur.

Yavaş yavaş yiyin, her yiyecek parçasını uzun süre çiğneyin ve yemeyi bırakın. Hafif bir açlık hissi yaşayın ve sonra aşırı kilo problemini sonsuza dek unutabilirsiniz. Bu kadar basit bir kilo kaybı imkanı aynı zamanda vücuda da fayda sağlayacaktır.

Neden 2: Sindirim sistemi üzerinde olumlu etki

Tabii ki, sindirim sistemimiz iyice çiğnenen gıdalardan en fazla faydayı elde eder. Az çiğnenen yiyecekler, özellikle de yemek borusunun narin duvarlarına zarar verebilir. İyice çiğnenen yiyecekler tükürükle de sindirim kanalından kolayca geçebilir. Daha hızlı sindirilir ve kolayca çıkarılır. Büyük parçalar genellikle bağırsakta oyalanır ve tıkanır. Ek olarak yeterince çiğnenen gıdalar ısınır ve vücut ısısını kazandığında, mide ve yemek borusunun mukoza zarlarının çalışmasını daha konforlu hale getirir.

Gıdaları çiğnemek önemlidir çünkü iyi öğütülmüş gıdalar daha iyi emilir. Bu da vücuda çok sayıda besin maddesi sağlamaya katkıda bulunur. İyi çiğnenmemiş yiyecekleri, yumruları vücut düzgün şekilde sindiremez ve sonuçta bir insan vitaminleri, proteinleri, elementleri ve diğer gerekli maddeleri kaybeder.

Ek olarak, gıda ağza girer girmez beyin, pankreas ve mideye sinyal göndermeye başlar ve onları enzimler ve sindirim asitleri üretmeye zorlar. Yiyecekler ağızda ne kadar süre kalırsa, gönderilen sinyaller o kadar güçlü olur. Daha güçlü ve daha kalıcı sinyaller, mide suyunun ve enzimlerin büyük miktarlarda üretilmesine yol açacaktır. Sonuç olarak yiyecekler daha hızlı ve daha iyi sindirilecektir.

Ayrıca büyük miktardaki yiyecekler zararlı mikroorganizmaların ve bakterilerin üremesine neden olur. İyi çiğnenmiş bir yiyeceğin, mide suyunun tamamen büyük parçalara nüfuz etmemesi demektir. Bu nedenle içinde bulunan bakterilerin sağlam kalması ve bu şekilde bağırsağa girmesidir. Orada aktif olarak çoğalarak disbiyoz veya bağırsak enfeksiyonlarına yol açmaya başlarlar.

Neden 3: Vücudun işleyişini geliştirir.

Kaliteli ve uzun süreli çiğnemek, sadece sindirim sistemini değil, tüm vücudu da olumlu etkiler. Yavaş yavaş yiyecek tüketimi birçok konuda etki yaratır.

l Kalp üzerindeki yükü azaltır.

Hızlı yutulan yiyecekler kalpte en az on vuruş arttırır. Ek olarak büyük miktarlardaki yiyecekle dolu olan mide diyaframın üzerine bastırır ve sırası ile kalbi tetikler.

l Diş Etlerini Güçlendirir.

Belirli bir yiyecek türünü çiğnerken diş etleri ve dişler 20 ila 120 kilogram yüke maruz kalır. Bu durum aynı zamanda dokularda kan akışını iyileştirir.

l Asitlerin diş minesindeki etkileri azalır.

Bilindiği gibi, çiğneme esnasında tükürük üretilir ve uzun süre çiğnemede daha fazla miktarda tükürük salgılanır. Asitlerin etkisini nötrleştirir. Dolayısı ile diş minelerini hasardan korur. Ek olarak, tükürük dişleri güçlendiren flor, kalsiyum ve sodyum içerir.

l Nöro-duygusal stresi azaltır.

Ayrıca verimi ve konsantrasyonu arttırır.

l Vücuda bol miktarda enerji sağlar.

Dünyada Doğu ülkeleri doktorları buna ikna olmuş durumda. Dilin besinler tarafından tüketilen enerjinin çoğunu absorte ettiği, dolayısı ile gıda ağızda kaldıkça vücudun alabileceği enerji miktarının arttığı kanısına varmışlardır.

l Zehirlenme riskini azaltır.

Lizozim tükürükte bulunur. Bu madde birçok bakteriyi yok etme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, gıda tükürük ile ne kadar iyi işlenirse o kadar iyi olur.

Yiyecekleri Çiğnemek İçin Ne Kadar Zamana İhtiyaç Vardır?

Yiyeceklerin uzun süre çiğnenmesinin faydalı olduğu konusunda bir şüphemiz yok. Peki, “yiyecekleri kaç kez çiğnememiz gerekir?” Sorusunu gündeme getirmek zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki, yiyeceğin büyüklüğü veya türüne bağlı olarak bu soruya kesin olarak cevap vermek mümkün değildir. Tükürük ile düzgün bir şekilde öğütmek ve nemlendirmek önemlidir. Katı yiyeceklerde çenenin 30 ile 40 hareket; patates püresi, sıvı tahıl gevrekleri ve benzeri yiyecekler için en az 10 çene hareketi gerekmektedir.

Doğu ülkelerindeki bilgelere göre kişi her lokmasını 100 defa çiğnerse uzun yıllar yaşayacaktır. Eğer kişi her lokmasını 150 veya daha fazla çiğnerse ölümsüz hale gelecektir.

Süt ve diğer sıvıları çiğnemeye gerek yoktur. Ancak onları bir süre ağızda tutmak ve sonra küçük porsiyonlar halinde yutmak yararlı olacaktır. Gerçekten midede emilmesini ve midedeki yükü azaltmasını sağlayan tükürük ile dolu olarak mideye gidecektir. Ayrıca tadının artık hissedilmediği ana kadar yiyecekleri çiğnemek gerektiğine dair ayrı bir görüşte vardır.

Birçok uzman yiyecekleri, homojen bir sıvı bulamacının kıvamını elde edinceye kadar çiğnemeyi önermektedir. Bu seçenek en makul olanı diyebiliriz.