Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Ziya Karaca, organ nakli bekleyen hasta sayısının her geçen yıl artmakta olduğunu belirterek, karaciğer, böbrek, kalp, ince bağırsak gibi organların yanı sıra, kornea, kollar ve bacakların da bağışlanabileceğini söyledi.

Konya Hospital Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yusuf Ziya Karaca, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası münasebetiyle organ bağışı hakkında bilgi verdi. Organ nakli bekleyen hasta sayısının her geçen yıl artmakta olduğunu belirten Karaca, “Bu artış ülkemizde de hızla devam etmekte. Bunların nedenleri arasında ise obezite, yanlış beslenme, yaşam tarzları, hipertansiyon ve doğuştan gelen hastalıkları sayabiliyoruz. Hastalarla birlikte ailelerin de yeniden hayata bağlanması ancak organ bağışıyla mümkün olabilmekte bu tür hastalıklarda. İlaçlarla ya da cerrahi olarak tedavi edilemeyen hastalıklarda organ bağışı önemli bu noktada” dedi. Türkiye’de organ bağışındaki yetersizliğin son verilere göre 25 bin civarında bir rakamla telaffuz edildiğini söyleyen Op. Dr. Karaca, “Ülkemizde kadavradan bağış sayısı oldukça az olduğu için genellikle canlıdan canlıya organ bağışı daha sıklıkla uygulanmakta. Bu bağışın artması için de toplumda her bir ferdin bu konuyla ilgili bilgilendirilmesi, en azından bu tür hastaları bir diyaliz merkezine giderek ya da bir onkoloji servisine giderek bu tür hastaları gözleriyle görüp ne gibi problemlerle karşılaştıklarını, daha sonra organ bağışı yapılmış insanları gözlemleyerek aradaki farkı daha iyi kavramaları organ bağışının artırılması konusunda daha efektif olacağını düşünmekteyim” şeklinde konuştu.

“Organ bağışlamak için de gerekli şartlar ülkemizde oldukça kolaylaştırılmıştır”

Karaciğer, böbrek, kalp, ince bağırsak gibi organların yanı sıra, kornea, kollar ve bacakların da bağışlanabileceğini kaydeden Karaca, “Hemen hemen her türlü dokumuzu bağışlayabiliriz, organ bağışında kullanılabilir. Her ölünün organı bağışlanabilir mi? Böyle bir şey yok. Biz beyin ölümü, tıbbi ölüm gerçekleşmiş insanların organlarının bağışlanmasını söylüyoruz. Bitkisel hayatla bu karıştırılmamalı. Bitkisel hayatta çünkü insanların dokuları henüz ölmemiştir. Beyin fonksiyon görmüyordur ancak hala yaşıyordur, bitkisel hayatla bu karıştırılmamalı. Tıbbi ölümle bitkisel hayat farklı bir konu. Organ bağışlamak için de gerekli şartlar ülkemizde oldukça kolaylaştırılmıştır. İki tane şahit huzurunda 18 yaşını doldurmuş, aklı yerinde olan her birey organlarını 2 dakika içerisinde bir form doldurarak bağışlayabilir. Diyanet’in 1980 yılında yayınladığı fetvaya dayanarak, dini açıdan da bir problem olmadığını insanlara hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Organ bağışının tamamen gönüllülük esasına dayanan bir durum olduğunu vurgulayan Op. Dr. Yusuf Ziya Karaca, “Hiç kimse bunun için zorlanamaz. Tamamen kişinin görüp karşıdaki organ yetmezliği olan, hasta olan bir kişiyi görüp, empati yaparak buna karar vermesini en doğru yaklaşım olarak düşünüyoruz. Bu yüzden de az önce belirttiğim gibi insanların bir diyaliz merkezi, onkoloji servislerine giderek oradaki hastaları görüp empati yaparak yaklaşmasının daha efektif olacağını tekrar vurgulamak istiyorum” diye konuştu.
Kaynak: iha