Sanayileşmiş ülkelerde nüfusun yaklaşık yüzde 20’sinin hafif veya ağır şiddette bağırsak rahatsızlığı çektiğini belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Kal, organik bir sebebe rastlayamadıklarından, İrritabl(hassas) Bağırsak Sendromu’nun çoğunlukla aldığımız gıdalar,duygusal çatışma ya da stresten kaynaklandığını söyledi.

İrritabl Bağırsak Sendromu hastalığının toplumdaki oranının yüzde 20 gibi büyük bir rakam olduğunu belirten Medical Park Elazığ Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Kal, “İrritabl bağırsak sendromu, bağırsakların hassas kişilerde ağrıyı daha fazla hissetmesiyle oluşmaktadır.Toplumda çok sık görülen ve hastalarımızın genellikle büyük bir kısmı mide ve bağırsak rahatsızlıkları, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi şikayetlerle polikliniğe başvurduğu bu hastalarında büyük bir oranda stresle alakalı fonksiyonel bağırsak hastalıkları olmaktadır.Bir çok insanda hassas bağırsak sendromu vardır. Hatta dahiliye polikliniğine başvuran hemen hemen 5 hastadan 1 tanesi bu şikayetlerle gelmektedir. Normalde herkeste sindirim olayı vardır. Ama bazı insanlar bu sindirim olayı sırasında şişkinlik, gaz ağrı gibi rahatsızlıklar hissedebilirler. Hele ki günümüzde artan endüstriyel gıdalara bağlı olarak artık doğal ürünleri tüketemiyoruz. Organik olmayan ve günümüzde yapay olan bir çok ürünü tükettiğimiz için bu hastalık da gittikçe sıklığı artmaktadır"dedi.

"Stresli insanlarda çok görülüyor"

Organik bir sebebe rastlayamadıklarından, hassas bağırsak sendromunun çoğunlukla duygusal çatışma ya da stresten kaynaklandığını dile getiren Dr. Kal, “Bunların bir çoğu strese ve beslenme alışkanlıklarına bağlı oluşan hassa bağırsak sendromu denilen hasta grubunu oluşturuyor. Bu hastalık genelde stresli olan insanlarda çok görülür. Ayrıca stres günümüzün önemli problemlerindendir. Hastalığı teşhis etmek için diğer hastalıkların olmadığı kesinleştirilmelidir. Çünkü bu hastalığın tanısı, hastanın şikayetleri, hastalığın bulguları ve hastadan alınan öykü çok önemlidir. İrritabl bağırsak sendromunda tanı için uygulanacak herhangi bir tetkik yoktur. Yapılan testlerle, endoskopiyle ve ultrasonla altta yatan organik bir hastalığın olup olmadığı araştırılır. Gelen hastalara rutin bir inceleme, Gaita testi ve ultrasonografi yapılır. Eğer organik bir neden bulunamadıysa ve hastanın 3 aydan uzun süren şikayetleri varsa bu tanı konulabilir. Ancak 50 yaşın üstünde olan hastalara, ailesinde mide kolon kanseri, kilo kaybı, kusması ve tetkiklerinde kansızlığı olan hastalara Endoskopi ve Kolonoskopi gibi ileri işlemler yaptırarak sonra karar vererek tedavisi yapılır“diye aktardı.

Bağırsak sendromunun en büyük tedavisinin stresle mücadele olduğuna dikkat çeken Kal, “Huzursuz bağırsak sendromu, organik bir bozukluk nedeniyle değil, ancak duygusal bir stres sonucunda gelişir. Birçok kişide heyecanlı, stresli veya sinirli olduğu dönemlerde bulantı şişkinlik kabızlık veya ishal gelişebilir. Stresin bağırsak üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri kontrol etme olanağımız olmadığından, yaşantımızdaki stres etkenlerini yok etmek veya azaltmak yararlı olabilir. Doktor olarak, hastaya çokça vakit ayırıp, o hastanın stresle nasıl mücadele edeceğini anlatarak hastalığının kötü bir hastalık olmadığına ikna ederek terapi yapmak gerekir. İnsanlara hastalığı çok iyi anlatmak gerekir“ diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: iha