Türkiye de şampiyon olmak hem çok kolay, hem de çok zor. Son yıllarda futbol fabrikasının ekonomik olarak ciddi büyümesi ve takımların birçoğunun bu büyümeye ayak uyduramaması takımlar arasındaki bütçe farkını açmaya başladı. Doğal olarak da şampiyonluk yaşamak için bütçenizi ciddi anlamda artırmak ya da yürekten oynayan, formasının teri için oynayan, sahaya her şeyini yansıtan 18 adam bulmak lazım.

    İkinci seçenek son yıllarda çok zor hale geldi. Çünkü şehirler dejenere olmaya başladı, Ülkeler dejenere olmaya başladı. Avrupa’ya baktığımız zaman birçok ülke takımında lejyoner diye tabir edilen yabancı uyruklu futbolcular oynuyor. Doğal olarak formasını giydiği ülkenin milli marşını söyleyemeyen bir futbolcudan, milli forma için ne kadar performans bekleyebilirsiniz ki. Aynı durum şehir takımları için geçerli olmaya başladı. Oynadığı takımın, şehrinin kültürünü bilmeye, havasını bilmeyen, sokaklarının havasını bilmeyen futbolcular toplanmaya başlayınca, helede bu futbolcular orta düzey futbolcular olunca şampiyonluktan bahsetmek çok zor hale geliyor.

    Ne yapmak gerek peki? ya Mancestercity gibi yada PSG gibi yıldızları toplayacaksın ki, bunun için ciddi bir bütçeye ihtiyaç vardır. Yada özüne döneceksin. Benim yazılarıma başladığım ilk günden bu yana yazdığım gibi. Şimdi Trabzon spor yönetimi ciddi yatırımlar yapmaktadır bütçeyi arttırmak adına. Bunun en büyük örneği HES projesidir. Bir Karadenizli olarak HES projelerini tasvip etmememe rağmen, takım için iyi bir gelir kapısıdır. Ancak bu yatırımlardan gelen paraların takıma kullanılması, yöneticilerin işlerinde kullanılmaması gerekir. Ciddi anlamda bütçe olarak büyüdükten sonra bu rakamları takıma futbolcu almak için harcamak lazım. Yada alt yapıya kullanıp, geleceği kurtarmak gerekir. Doğrusu budur, ancak zaman neyi gösterir hep birlikte bakacağız.

    Sayın başkan Sadri Şener’e çok sırf bu yüzden kızmıyorum. Çünkü gelecek adına muhteşem yatırımlar yapıyor. İnşallah o dönemki başkanlar yönetimler bu yatırımları doğru kullanabilir.

    Şimdi gelelim yazının başına. Ya Trabzonspor'a yıldızları alacaksın, paraya kıyacaksın. Ki bu işler sadece parayla olmuyor. Yada evinin önüne bakacaksın. Önce eski başarılı olmuş futbolcuları toplayacaksın. Alt yapıdan itibaren takımın değişik bölgelerinde görev vereceksin. Sonra hocalardan futbolcu yetiştirmelerini isteyeceksin. Vereceksin ve alacaksın.


    Anlaşıldığı üzere biz parayla şampiyonluk göremeyeceğimize göre, başarıya giden yol gayet açık.  Ne demiş atalarımız “ ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin “

    İnşallah ikinci yarı her hafta sonu bayraklarla sevinir, aşıklarla çığlık atarız.
 
   BORDO—MAVİ KALIN