2004-2005 sezonunun 30. Haftasında oynanan Fenerbahçe-Trabzonspor maçı için ben ve bir grup arkadaşım Kadıköy’ün yolunu tutmuştuk. Maç öncesinde Fenerbahçe’nin puanı 71, Trabzonspor’un 65 idi. 

Üstü komple kapalı olan Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda rakip tribünün üstü açık yapılmıştı. Adeta kafese alınan Trabzonspor taraftarı, İbrahim Hacıosmanoğlu’nun öve öve bitiremediği Fenerbahçe taraftarlarının tamamından maç boyunca bütün küfür yedi.

Maçı hakemin katletmesiyle beraber 2-1 kaybettik.

Maçın içinde yaşanan hakem skandalını yazımın sonunda paylaşacağım video ile net şekilde anlayacaksınız.

Haksız bir mağlubiyet almamıza rağmen çirkef Fenerbahçe seyircisi rahat durmuyor,  stat çevresinden dağılmıyordu... Bizim içeriden çıkmamamız için elinden geleni yapıyordu.

Stadın ışıkları söndüğü sırada, yeşil zeminden bize doğru gelen biri vardı. Tam seçemiyordum kim olduğunu. Biraz daha yaklaşınca, tribünlere doğru gelen kişinin teknik direktörümüz Şenol Güneş olduğunu fark ettim. Ellerini iki tarafa açarak, “hepinizden özür diliyorum. Ama sakin olmamız gerekiyor.” Diyerek tribünleri uyardı. Ama acı gerçeğin oda farkındaydı.  Teknik direktör gibi değil, bir abi gibi, bir Trabzonspor taraftarı gibi yaklaşık 15 dakika kadar tribünlerle dertleşen hocamız, ” yapacağımız bir şey yok biz sahada oynuyoruz. Onlar masa başında” diyerek.. Soyunma odasının yolunu tuttu.

Emniyet görevlileri, yaklaşık 1,5 saat sonra stattan çıkmamıza izin verdi. Çıktığımız anda üzerimize atılan taşlar, yağdırılan küfürler, birahanelerden üzerimize doğru yürüyen sarı-lacivert formalılar…

Dedim Allah’ım burası neresidir? Artık yeter… Emniyet müdahale etmiyordu ve taşlar üzerimize geliyordu. Bizde kendimizi korumak amaçlı karşılık vermeye kalkınca, o ana kadar sesini çıkartmayan emniyet görevlilerimiz, bizleri polis otobüslerine doldurdu. Dedim herhalde Kadıköy’den uzaklaştıracaklar. Ama o kadar küfrün, taşın ve yabancı maddelerin üstüne o geceyi Kadıköy sahilinde bulunan karakolda geçireceğiz derken, gecenin 4’ünde bizi teker teker serbest bıraktılar….

Gecenin o yarısında biz evimize gitmek için taksi ararken, insanlıktan nasibini almayan Fenerbahçe taraftarları da sarhoş bir şekilde karşımıza çıktı. Dedim 4 kişiye 50 kişi saldıracak kadar şerefsiz de olmazlar herhalde. Ama Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun öve öve bitiremediği taraftarlar, 4’ümüzün üstüne 50 kişi saldırdı. İşte o geceyi hastanede geçirdik.

Şimdi bunlar azizbahçeli mi? Yoksa Fenerbahçeli mi?

O maçın oynandığı tarihte, şike olayları yoktu.

Gelelim şike döneminden sonrasına;

Şike olaylarına kadar adaletine güvendiğim Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a oy veren bir Türkiye vatandaşıyım. Başbakanımızın, ”kişiler ile kurumlar ayrılmalıdır” sözüne kadar da bu fikrim değişmemişti.

İbrahim Hacıosmanoğlu’na da Kazlıçeşme’de yapılan AK Parti mitingine kadar destek veren, bir Trabzonspor taraftarıyım.

Kongre öncesinde Trabzon’un en çok ziyaret edilen sitesinin sahibi ve yöneticisiydim. Diğer adaylardan cebimi doldurma şansım var iken, Trabzonspor’un geleceğini düşünerek, kupamızı gasp eden Fenerbahçe camiasına karşı en dik duracak isim olduğuna inandığım Hacıosmanoğlu’na gözüm kapalı bir şekilde karşılık beklemeden destek oldum.

İbrahim Hacıosmanoğlu’nun yaptıklarından sonra, kongre öncesinde Muharrem Usta’nın günahına girdiğime emin olmuş ve uzun bir süre köşe yazısı yazmama kararı almıştım.

Kupamızı gasp eden Fenerbahçe camiasıdır. Bu kupanın Trabzon’a gelmesinin önünde ki en büyük engel Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Ama başkanımız İbrahim Hacıosmanoğlu öyle bir laf ediyor ki, aklım almıyor!

“Azizbahçeliler ve Fenerbahçeliler”

Böyle bir ayrımı Trabzonspor Başkanı yapamaz!

Kupamızı çalan Aziz Yıldırım ve çetesidir evet. Ama çalınan kupaya sahip çıkan Fenerbahçe camiasının bütünüdür.

Bizim hakkımız olan kupa Aziz Yıldırım'ın evinde değil, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün müzesindedir.

Çaldıkları dondurmanın içinden çıkan bedavayı hakları olarak kabullenmektedirler.

Trabzonspor Başkanı, Azizbahçeliler ve çok değerli Fenerbahçeliler diye ayırım yaparak, yarın bir gün Aziz Yıldırım’ın ceza alınmasını sağlayacak, fakat Fenerbahçe’nin küme düşmesini engelleyecek zemini hazırlıyor.

Futbolun yasaları ve kanunları şike yapanın düşürülmesini istiyor. Aziz Yıldırım suçu Fenerbahçe Kulübü Başkanı olarak işledi.

Sayın Başkanım Hacıosmanoğlu, sen Trabzonspor taraftarını “Azizbahçeliler ve Fenerbahçeliler” diyerek Başbakanımızın istekleri doğrultusunda taraftarımızı oyuna alet etme.

Ben bir Trabzonspor taraftarı olarak buna izin vermeyeceğim.

Az önce bahsettiğim maçın ardından Türkiye’yi ayağa kaldıran Trabzonspor taraftarının da bu oyuna düşeceğini sanmıyorum.

Hacıosmanoğlu’nun iyi bir Trabzonspor taraftarı olduğunu gözlerinden anlayabilirsiniz… Hatta Trabzonspor için ölüme gider, buna da kefilim.

Sadri Şener yönetiminin kulübü düşürdüğü borç batağı Hacıosmanoğlu’nu siyasete itmiştir. Bunu da anlarım.

95-96’dan öncesinde olduğu gibi sonrasında da Trabzonspor düşmanlığı besleyen Fenerbahçe taraftarını ve camiasını şirin göstermenizi anlamam.

Son olarak tekrarlıyorum;

ŞİKE YAPAN KÜME DÜŞECEK!!!