Bizim Takım'a tüm futbolseverlerin merak ettiği soruyu sorduk: Kim şampiyon olur?

ZAFER BÜYÜKAVCI:  Galatasaray , Beşiktaş ve Fenerbahçe arasındaki yarış nefes nefese sürüyor. Trabzonspor'un da zirve yürüyüşü devam ediyor. Teknik heyet, oyuncu grubu, fikstür ve tüm parametreleri dikkate alarak an itibarıyla takımların şampiyonluk şanslarını değerlendirir misiniz?  

Mehmet Demirkol

‘Kim olsa şaşırmam!’

En konvertibl takım Beşiktaş. Hoca gücü açısından önde olan Galatasaray. Kadrodan henüz hak ettiği oyunu çıkaramamasına rağmen Fenerbahçe de aynı puanda. Trabzonspor ise tırmanıyor. Peki kim daha şanslı? Geçtiğimiz senelerde bir fikrim ve tahminim oluyordu. Ama bu sene durum farklı. Kim olsa şaşırmam..

Berat ve Bakasetas, sanki farkında olmadan oluşturulmuş bir yapının eksik parçaları gibi takıma oturdu. Birbirine temas etmeyen güçlü yönleri birleştirdiler. Planı hızlı anlayıp uygulamaya başladılar. Eminim Abdullah Avcı da bu kadarını beklemiyordu. Bazı maçlarda şansın da yaver gitmesiyle alınan galibiyetler, takımdaki güçlü oyuncuların da moralini yükseltti. Uğurcan, Nwakaeme ve Ekuban'ın kendisine gelişiyle birlikte vasat gibi görünen oyuncuların da katkısı arttı. 12 maçın 10'unun tek farklı skorlarla kazanılmış olması, aslında 'optimum denge'yi anlatıyor. Hoca bölgesel gelişmeye, detaylara girişmişken, toplamda da dengeyi genelde kurabildi. Onlar için en büyük tehlike, üst üste gelebilecek bir iki puan kaybının yaratabileceği moral düşüş. Bununla başa çıkabilmek, Avcı'yı rahat ettirmek şart.

'Bulut'un eli çok zengin'

Büyükler için genel anlamda devre arası transferler iyi oturdu diyebiliriz. Ancak Fenerbahçe için oyun şeklini değiştirebilecek oyuncular var. Mesut Özil fizik anlamda geliştiğinde fark yaratacak ama asıl İrfan, Gustavo ve Pelkas sonrası oyun çok farklı bir yöne evrilebilir. Gustavo, Ozan, Sosa, İrfan, Mesut, Pelkas ve Valencia gibi oyuncularla 4-6-0 oynamak mümkün, 3-4-3 ya da 4-4-2 de... Altay'ın akıl almaz seviyesi (halâ yan top sıkıntısı olsa da) büyük güven veriyor. Szalai'nin topla oynama becerisi, artık rakipler için tedbir alınması ya da kontrol edilmesi gereken alanı büyütüyor. Erol Bulut iç ve dış baskıyla şu ana kadar iyi mücadele etti. Potansiyelinin çok azıyla zirve puanda. Şimdi eli çok daha zengin. Artık çok planlı esnek bir oyun üretebilecek imkânı var. Bunu yapabilmesi kariyeri açısından önemli.

'Terim artık inanıyor...'

Fatih Terim takımı stat doluymuş gibi itiyor. Kasımpaşa maçını 'O' kazandı. Artık bu yarışı kazanabileceğine inandı. Ki bu, rakipler için kötü haber! Çünkü bu olduğunda yanındaki herkesi bu hedefe kilitleyebildiğini, kamuoyunu etkilediğini, rakipleri de inandırdığını her zaman gördük. Onun yüzdesiyle kazanan bir teknik direktör Türkiye'de yok. Muhammed ve Onyekuru'nun oyuna etkisi büyük oldu. Şimdi kritik nokta, Gedson... Çok iyi futbolcu olduğuna şüphe yok. Oyuna uyumu; Feghouli, Belhanda ve Arda'yı anlaması, onu da takımını da yukarı çıkarır. Bu olursa Galatasaray, Muslera'nın yarattığı güven ve korkuyla öne geçebilir.

'Sergen hoca konsantre'

Sergen Yalçın konsantre... Yerli yersiz hakem konusuna vurgu yapması, kendisini hatırlatma isteğinden. Aslında olanla değil, olabileceklerle ilgili önden çekiyor çizgiyi. Bu konsantrasyonu dağıtmak açısından riskli olabilir ama dengeyi de şu ana kadar kurdu. Takımın bunlara takıldığına dair hiçbir görüntü yok. Bunu tecrübeli oyuncuların sadece oyun konsantrasyonuna bakarak görebilirsiniz. Oyuncuların hem bireysel hem de takım hedefine gidişinde zirve yaptıkları kesin. Larin tek başına yeter bir örnek. Tabii Ghezzal'ın da yeteneklerinin teknik direktör tarafından takdir edildiğini görmesinin mutluluğu da açık şekilde görülüyor. Cenk'in gelişi ve Aboubakar'la birlikte sahada olma ihtimali de sadece hücum gücüne değil, çeşitliliğine de büyük katlı yapabilir.

'Avcı için hazırlık senesi'

Hakem saçmalığıyla uğraşmasak, aslında hak ettiğimizden daha iyi bir lige sahip olduğumuzu görebiliriz. Bütün negatif enerjiye rağmen iyi bir mücadele. En konvertibl (her alanda her rakibe karşı etkili-uygulanabilir) takım Beşiktaş... Hoca gücü açısından önde olan Galatasaray... Kadrodan henüz hak ettiği oyunu çıkaramamasına rağmen Fenerbahçe de aynı puanda... Trabzonspor ise tırmanıyor. Ve bu, onlar için aslında hazırlık senesi. Peki kim daha şanslı?Geçtiğimiz senelerde bir fikrim ve tahminim oluyordu. Ama bu sene durum farklı. Kim olsa şaşırmam...

Mehmet Demirkol'a göre şampiyonluk oranları:

Galatasaray % 28

Beşiktaş % 28

Fenerbahçe % 28

Trabzonspor % 16

Ali Ece

‘Üçlü yarışta Beşiktaş...’

“Eğer üç takım son 4 haftaya başbaşa girerse, Beşiktaş'ın şampiyon olma şansı daha fazla olur. Çünkü Fenerbahçe ve Galatasaray cepheleri; ezeli rekabetin de ötesine geçip birbirlerine kurulmuş durumda. Eğer Galatasaray veya Fenerbahçe şampiyonluk yarışından erken koparsa; Beşiktaş ile başbaşa kalan daha şanslı olabilir”

Eğer üç takım (Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe) son 4 haftaya başbaşa girerse, Beşiktaş'ın şampiyon olma şansı daha fazla olur. 

Çünkü Fenerbahçe ve Galatasaray cepheleri; yönetimleriyle, sosyal medyasıyla ezeli rekabetin de ötesine geçip birbirlerine kurulmuş durumda. Sadece birbirlerine konsantre gibiler, kendi şampiyonlukları ile diğerinin şampiyon olmaması eşit bir başarı algısı var sanki. 

Eğer Galatasaray veya Fenerbahçe şampiyonluk yarışından erken koparsa; Beşiktaş ile başbaşa kalan daha şanslı olabilir. 

'Kadro kalitesi yüksek'

Fenerbahçe'nin dezavantajı, teknik direktör ve oyuncu malzemesi arasında halen maksimum kolektif verim üretebilecek bir ilişki kurulamamış olması. Fenerbahçe'nin avantajı ise tek başına maç çevirebilecek oyuncuların çok sayıda olması ve kadroya kattıkları kalite derinliği... Altay, Mesut Özil, Pelkas, Gustavo ve belki de İrfan Can gibi...

'Nokta transfer yaptılar'

Galatasaray'ın avantajı; Fatih Terim'in oyuncu malzemesinden maksimum verim alabilen planı bulması ve Mohamed, Onyekuru, Fernandes gibi nokta atış yeni transferler ile ekstra kalite enjeksiyonu yapması... Dezavantajı ise zaman zaman, Alanyaspor maçının ilk yarısındaki gibi, ani oyun düşüşleri yaşayabilmesi... 

'Cenk ideal bir isim'

Beşiktaş'ın en büyük avantajı; 'takımdaşlık' gücüne bir de Cenk Tosun gibi ideal bir takım oyuncusunun eklenmesi...

Dezavantajı; yönetimin devraldığı mali sıkıntılar... Şu ana kadar bu sıkıntıları mükemmele yakın yönettiler. Sergen Yalçın da yönetimin en büyük kozu ve yıldızı oldu. 

'Fener maçı belirler'

Trabzonspor, çok iyi bir form grafiği yakaladı. Berat ve Bakasetas tam isabet nokta transferler... 

Fenerbahçe ile oynayacakları maç; şampiyonluk yarışına daha fazla dahil olup olmayacaklarını belirleyecek...

Ali Ece'ye göre şampiyonluk oranları:

Galatasaray % 30

Beşiktaş % 30

Fenerbahçe % 30

Trabzonspor % 10

Deniz Çoban

‘Soğuk savaşı kim kazanırsa’

“Rasyonel olarak bakıldığında, zirvede bulunan üç takımın şansı da eşit. Ancak kalan periyotta mücadele sadece saha içinde sürmeyecek. Karşılıklı demeçler, suçlamalar, hakem kararları gibi birçok saha dışı faktör devreye girecek. Bu faktörler 'soğuk savaş enstrümanı' olarak kullanılacak. Saha dışını iyi yöneten ipi önde göğüsleyecek"

Rasyonel olarak bakıldığında, aynı puanla zirvede bulunan üç takımın şansları da eşit. Onlara 6 puanlık mesafede bulunan Trabzonspor'un şansı elbette daha az. Takımların birbirlerine göre avantajlı ve dezavantajlı yönleri var. Yarışta bunlar etkili olacak. Öte yandan sakatlık ve pandemi sürecinde yaşanması muhtemel olumsuzluklar da zirve yarışını etkileyecektir. Şans faktörünü de yabana atmamak lazım.

'Devre transferi süper'

Kadro derinliği olarak, Fenerbahçe sezon başından beri önde görünüyordu. Szalai, Osayi Samuel, Mesut Özil ve İrfan Can'ı da devre arasında takıma dahil ettiler. Galatasaray da devre arası transferinde istediği kadro derinliğini yakaladı. Cenk Tosun belli ki Beşiktaş'a çok şey verecek. Bakasetas ve Berat, Trabzonspor'a ilaç oldu. Yani devre arası transferleri takımların gücüne güç katmış görünüyor.

'Kulübede Terim farkı'

Teknik heyetler açısından en dezavantajlı takım, bence Fenerbahçe. En avantajlısı ise Galatasaray. Galatasaray için Fatih Terim katkısını anlatmaya gerek yok sanırım. Terim, tam bir kurt hoca... 

Sergen Yalçın, lige umutsuz başlayan takımını şaha kaldırdı. Ligin en iyi futbolunu oynayan takımlarından birini yarattı. Futbolculuğunda yetenekliydi ama kendi ifadesiyle tembeldi de! Belli ki teknik adamlığında hem yetenekli hem de çalışkan. 

Trabzonspor'a Abdullah Avcı eli değdi, değiyor... Puanları bir bir topluyorlar. Kariyerinde iki şampiyonluğu kıl payı kaçırmış, son virajlarda hep hakem kurbanı olmuş Avcı, sahanın içinde kalmayı tercih eden bir hoca. Uzun zamandır saha dışında enerjisini tüketen Trabzonspor'dan, enerjisini sahaya veren bir takım doğurdu. Her hoca takımına bir şeyler verirken, Erol hoca bu konuda en kısır kalan hoca konumunda.

'Kadro kaliteleri aynı'

Beşiktaş diğerlerine göre kaleci konusunda dezavantajlı. Bir tarafta Muslera, bir tarafta Altay, bir tarafta Uğurcan var. Haftasına göre tek başlarına maç kazanıyorlar. Ersin bu isimlere göre performans olarak daha geride. (Bu arada Trabzonspor'un bu mevkideki üç kalecisinin de sağlık sorunları yaşadığını ve kısa süreli bir dezavantaj yaşayacağını belirtmek gerek.)

Ama kadro kalitelerine bakıldığında birini diğerinden üstün göremiyorum. Pandemi ve sakatlık gibi sorunlar olmaz ve iş saha içi performansa kalırsa, derbileri ve Nisan ayında oynanacak 7 haftalık periyodu güçlü atlatan takım zirvenin sahibi olacaktır.

'Psikoloji de önemli'

Kalan periyotta mücadelenin sadece saha içinde sürmeyeceği belli. Saha dışı unsurlar, karşılıklı demeçler, suçlamalar, hakem kararları gibi birçok saha dışı faktör de devreye girecek. Saha dışı yaşananlar, tabir yerindeyse 'soğuk savaş enstrümanı' olarak kullanılacaktır. Saha dışını da iyi yöneten ve psikolojiye hâkim olan ipi önde göğüsleme konusunda avantaj elde edecektir.

Deniz Çoban'a göre şampiyonluk oranları:

Galatasaray % 30

Beşiktaş % 29

Fenerbahçe % 28

Trabzonspor % 13

Editör: TE Bilişim