Futbol denen şu oyuna gerçekten akıl sır erdirmek kolay değil!

Hugo Rodellega mesela!..
Burak Yılmaz kadro dışı kalalı takımın bir numaralı santraforu olduğundan mıdır nedir, üzerine çok yük bindiğinden de olabilir; gol atmak için ne yapsa olmuyorken, oyuna sonradan giren Ekuban ve Amiri'nin, Hugo'nun yapamadığını yapmaları futbolun tatlı bir cilvesi olsa gerek, özellikle Trabzonspor pencerisinden bakıldığında..

Lakin, Hugo Rodellega gol atsın atmasın, Ünal Karaman'ın kafasındaki sistemde çok elzem bir noktada olduğu, Burak Yılmaz'sız oyun yapısında daha bir belirgin şekilde kendini göstermekte.
Nedir bu diyecek olursanız (?), basit bir izahla ' takım oyunu ' içinde, pasa dayalı, beraber düşünmeye dayalı bir oyun şeklidir diye açıklayabiliriz..

Zaten ' görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok ' ..

Özellikle son haftalardaki performansıyla, zor durumdaki Kayserispor ile sekiz yıl aradan sonra evinde Fenerbahçe'yi yenerek çok sesli bir zafere imza atan Trabzonspor'un, Erciyes dağının bu dondurucu ayazında buluşmaları her yönden sonucu merakla beklenen haftanın önemli karşılaşmalarından biriydi hiç kuşkusuz..

İlk yarı Yusuf Yazıcı ve Sosa'nın direklere takılan mutlak şutlarının dışında Trabzonspor adına vasat bir oyun oldu doğrusu..
Bunda Ertuğrul hocanın, Trabzonspor'un kanatlarına özel önlem almasınında payı vardı.
Oyun yer yer hızlandı, fakat her iki takım adına tatminkar oyun performansı olmadı doğrusu..

İkinci yarı yine ilk yarının bir kopyası gibi başladı aslında..
Trabzonspor'da Onazi'nin yokluğu fazlaca hissedildi..
 Sosa'ya, Yusuf ve Abdülkadir'in o bölgeyi kullanımda destekleri aslında Trabzonspor'un pozisyon anlamında biraz sekteye uğramasına neden oldu..

Fakat, oyunun yetmisinci dakikasından itibaren gerek Ertuğrul hoca gerek Ünal hoca oyuna hucumsal anlamda dokunuşlar yapınca, sahada sergilenen oyun seyircilerininde içlerini ısıtmaya başlamıştı.
Olcay- Ekuban değişikliği Ünal Karaman'ın oyuna tam zamanında müdahalesi oldu..
Sosa'nın muhteşem ortasında Ekuban'ın muhteşem golü oyunun Kayserispor açısındanda güzelleşmesini sağladı..

Gerçekten muhteşem bir goldü, hem hazırlanışı, hem Ekuba'nın muhteşem dokuşu hem de zamanlaması tam da Trabzonspor'un oyuna komple hükmetmesini sağladı..

Sonrası Amir'in kolay gibi görülen, aslında çok zor olan o pozisyonda oyunun fişini çekmesi, güzel geçen  haftanın anlaşmasını sağladı..

İşin asıl özü; yedek kulübesinden oyuna katılanların nasıl bir konsantrasyonla oyuna katkı yaptıkları, gerçekten Trabzonspor'da bir şeylerin değişmiş olduğunu gösterdi..

Başın Sağolsun Kara Çocuk..

Hafta içi annesini kaybeden Ekuban'ın attığı gol sonrası zaten yaşadıkları,yaşattıkları Trabzonspor'da ki değişimi göstermeye zaten yetiyor..


Son tahlilde, alması gerek bir maçı alan Trabzonspor'da; Onur yoksa Uğurcan, Burak yoksa Ekuban- Hugo, Huseyni yoksa Hüseyin var...
Kalan sağlar bizimdir misali Trabzonspor yoluna emin adımlarla yürümekte..
Annesini kaybetmesine rağmen, gelip oynayan ve takımına muhteşem bir katkı yapan Ekuban başta olmak üzere, Yusuf bu akşam bir başka oynadı...
Sosa, Abdülkadir ve Hüseyin, Yusuf Yazıcı ile bu akşamın kare ası oldular..
Devam çocuklar,,,