2018 yılında başkan seçildiği ilk gün Trabzonspor’u düzlüğe çıkaracağını söyleyen ve şampiyonluk için 3-4 yıl zaman isteyen Ahmet Ağaoğlu ve yönetim kurulu, başarı basamaklarını birer birer çıktı ve iki yıl içinde zirveye yükselen bir takım yarattı. Yaptığı transferlerle herkese örnek gösterilen ve kulübü ekonomik olarak rahatlatan bordo-mavili ekibin patronu koronavirüs nedeniyle ara verilen Süper Lig’de lider girdikleri son 8 hafta öncesi Milliyet'ten Bilal Meşe'ye konuştu.

"Sivasspor, Galatasaray, Başakşehir..." 

Fikstür zor. Şampiyonluk şansınız ne kadar sizce? -Evet, zor bir dönemde kulübü teslim aldık. Bu yolda kulübün ilkelerinden taviz vermeden devam ettik. Doğru yönettiğinizde başarı da erkenden gelebiliyormuş. Şimdi buraya kadar getirdik. Lideriz. O sene bu sene. Bundan sonra da her sene. Kimse kusura bakmasın, şampiyonluğun en büyük adayı biziz. Özlemini çektiğimiz şampiyonluğa kavuşmamıza 8 hafta kaldı. Yarış Sivasspor, Galatasaray, Başakşehir ve bizim aramızda geçer. Ama en avantajlı biziz.

Şampiyonlar Ligi’ne bu kadro ile gideceğiz 

Trabzonspor şampiyonluk özlemi çekiyor... Bu hasret bitecek mi? -Ben ‘Şampiyonluk özlemini bitirmek için geldim’ gibi bir söz vermedim. Genel kurulda yaptığım konuşmada 3-4 yıl sabredilmesi gerektiğini söylemiştim. Çünkü o dönemde yıllık borç, gelirin 4-5 katıydı. Önce ekonomiyi kontrol altına alıp sürdürülebilir bir yapı kurmak gerekiyordu. Bu yüzden önce ekonomiden başladık. İlk adımda kulüpten bir futbolcu ‘Trabzonspor küçülemez’ diye bir demeç bile verdi. Bunun anlamı sportif disiplin de kaybolmuştu. Önce kadro maliyetini 40 milyondan 16,5 milyon euroya düşürdük. Önümüzdeki sene bu bantta devam edeceğiz. Şampiyon olursak da Şampiyonlar Ligi’ne bu kadro ile gideceğiz. Bu kadro, kupayı alıyorsa, Avrupa’ya gidiyorsa niye bozayım. Tabii ki takviyeler de yapacağız.

‘Pişsin diye göndermek olmuyor’

Rezerv lig için yoğun çaba harcayan Ahmet Ağaoğlu, bu konuda neden ısrar ettiğini de açıkladı. Göreve geldiği günden itibaren bu talebinde çok hassas davrandığını vurgulayan bordo-mavili kulübün başkanı, “Geniş bir kadro yapımız var. Gençlerimizi başka takıma gönderdiğimiz zaman gelişemiyor. Benim gözüm gibi baktığım oyuncu, bir sene futboldan uzak bile kalabiliyor. Yani oyuncuyu pişsin diye gönderiyim mantığı olmuyor” dedi. 1461 Trabzon’un pilot takımları olduğu dönemde çok zarar gördüklerinin de altını çizen Ağaoğlu, “1461 Trabzon’da 24 futbolcumuz vardı. 2019’da transfer yasağı yedik, sakatlar da vardı. FIFA oradan oyuncu almamıza müsaade etmedi. Ama diğer ülkelerde b takımı oyuncusu olunca a takıma geçebiliyor” diye konuştu.

‘Tepki gördüm’ 

Alt ligdeki kulüplerden çok tepki gördüğünü belirten Trabzonspor Başkanı, “Bizim oyuncumuzun kendi sağladığımız imkanlarla oynamasını istiyoruz. Alt lig takımlarında başkanlar rezerv lige karşı çıktılar. Fenerbahçe de aynı talepte bulundu. Onlar da gençlerini kiraya veriyor. Futbolcunun gittiği takımdaki imkanlar bizimkilerle aynı değil. FIFA en fazla 7 oyuncunu kiraya veribilirsin diyor. Konu orada da kitleniyor” ifadelerini kullandı.

‘Hataların tek sorumlusu benim’ 

2018’den beri hiç hata yaptınız mı? - Çok... Yapamadığım, içimde kalan bir-iki iş var. Bunu açıklamayayım. Transfer süreci içinde verilen her türlü hatalı kararın tek sorumlusu benim. Yabancı futbolcu transferinde kriterim 3’te iki başarıdır. Geçen sezon 3’te bir de kaldık.

‘Sosa bizim liderimiz’ 

Başkan Ahmet Ağaoğlu, sözleşmesi sezon sonunda biten Jose Sosa için de son noktayı koydu. Arjantinli futbolcunun önceliğinin Trabzonspor olduğunu belirten bordo-mavili takımın patronu, “Sosa’nın ülkesine dönmek gibi bir düşüncesi şu anda yok. Onun birinci tercihi Trabzonspor. Günde neredeyse yarım saat telefonla konuşuyoruz. Sosa bu takımın çok önemli bir parçası. Ayrıca Sosa sadece bir oyuncu değil. Sorumluluk alıp, bu takımın saha içi liderliğini yapan bir isim. Kariyeri zaten tartışılmaz. Bana ‘ailevi olarak çözmem gereken bir iki sorun var’ dedi. Çocuklarının eğitim durumunu, geleceğini planlaması gerekiyormuş. Yaptığımız görüşmelerde para hep ikinci planda. Belki futbolu bıraktıktan sonra teknik ekibimizde yer alabilir” dedi.

Bir takımın kaptanı, Sosa’yı arıyor ve..." 

Ağaoğlu salgın döneminde başka takımda oynanan bir futbolcunun Sosa’yı arayıp aramadığına da açıklık getirirken, “Bir takımın kaptanı, isim vermek istemiyorum... Sosa’yı arıyor ve ‘Bu söylenenler doğru değil. Vaka sayısı daha fazla. Futbol canımızdan daha mı önemli. Biz oynamak istemiyoruz’ diyor. Sosa ise ‘Biz yönetimimiz ile görüşüyoruz. Yönetimin kararıyla hareket edeceğiz’ diyor. Bu çok güzel bir cevap aslında” dedi

“Novak’a en iyi teklifi yaptık" 

Bordo-mavili takımın patronu sözleşmesi biten Novak için son durumu da anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Novak’a en iyi teklifi yaptık. Oyuncunun üç menajeri olduğu için bu alanda sıkıntımız var. Oyuncu da lig sonuna kadar süre istedi. Ben ücret konusunda babamın oğluna bile taviz vermem. Maksimum rakam belli. Bunun ötesi ekonomimizi bozar.”

‘Biz birinciyiz tescil istemedik’

Federasyon korona sürecini nasıl yönetti? - Gerçekten sıkıntılı bir süreçti. Allah kimsenin başına bir daha vermesin. Biz Trabzonspor olarak ‘Bu süreç sıkıntılı bir durum. Ne karar alınırsa uyacağız’ dedik. Dikkatinizi çekmek istiyorum, lider takım olarak biz bunu söyledik. | Kulüpler Birliği toplantısında yaşanan gerginliği de anlatabilir misiniz...? -Biz hiçbir zaman ‘Bu ligi tescil edin’ demedik. Lider takım bunu yaparken, içinde bulunduğumuz süreci kendilerine avantaj sağlamak adına kullanan bazı kulüpler vardı. Benim gerilimim onlarlaydı. Düşme kalksın önerisi görüşülebilir olunca ‘lig oynansın’ dendi. Bir saat içinde her şey çözüldü mü yani. Ayrıca federasyonun süreci kötü yönetmesi için her şey yapıldı. Önce ‘Futbol insan hayatından daha mı önemli’ dendi, daha sonra ‘Lig oynansın’... Bu şık durmuyor. Lider olarak ‘Lig tescil edilsin’ diyecek olan bizdik. Ama bunu yapmadık.

Sörloth’u evlat diye al 

Ahmet Ağaoğlu, hem Sörloth’un geliş hikayesini hem de kulübün transfer politikasını da anlattı...İlk geldiğinde Norveçli futbolcunun çok eleştirildiğini belirten Ağaoğlu, “Sörloth’u ilk geldiğinde eleştirenler, şimdi ‘Hemen alın, sakın göndermeyin’ gibi şeyler söylüyorlar. Planı belli olan kulüpler söylentiler üzerinden hareket etmez. Biz Rodallega ile devam etmek istiyorduk. Ama menajerinin talepleri bitmedi. Sonra scout ekibimiz 5-6 oyuncu belirledi. Ben de Hüseyin hocaya sordum ve Sörloth’u aldık. Çünkü bizim kriterlerimize uyan bir oyuncuydu” dedi.Sörloth’un çok karakterli olduğunu da vurgulayan Trabzonspor Başkanı, “Sörloth için şunu da söylemem gerekiyor. Gerçekten çok karakterli. Adeta evlat diye al. Bugün (dün) izinli olmasına rağmen sahada yardımcı hocalarla çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Bordo-Mavili kulübün patronu transfer politikasını ise şu sözlerle özetledi: “Biz transfer politikası olarak Sörloth’ta izlediğimiz yolda ilerliyoruz. Bonservis ödemek istemiyoruz. Önceliğimiz bedelsiz kiralayabileceğimiz ya da az bir miktar ödeyeceğimiz futbolcular. Bunu Nwakaeme’de de gerçekleştirdik. Biz yetiştirmenin yanında aldığımız oyuncuyu geliştiriyoruz.”

‘Bir oyuncu satsak maliyet çıkıyor’ 

Üç büyükler ekonomik açıdan kötü. Peki Trabzonspor’u düzlüğe çıkarabildiniz mi? - Diğer büyük kulüplerle kıyasladığınız zaman borcumuz onların dörtte biri. Bizim yapılandırdığımız miktar 820 milyon lira. Anormal bir harcamamız da yok. Sörloth gibi bir oyuncu için Crystal Palace’a 275 bin euro ödüyoruz. Bunun yanında Yusuf Yazıcı’yı 18 milyon euroya sattık. Yetiştirdiğimiz oyunculardan her sene birini bile satsak kadro maliyetini çıkarıyoruz. Hiçbir şey yapamazsak, oyuncu satarak da maliyeti çıkarabiliriz. | Dört oyuncunuza ciddi teklifler olduğu konuşuluyor. Hangisinin gidişine onay verirsiniz? - Dördüne birden onay vermemiz mümkün değil. Her şeyi tartmak lazım. Gelen teklif, takımın vizyonu... Bunlar belirleyici olur. Bir de oyuncunun istemesi lazım. Ama kadroyu bozma gibi bir düşüncemiz yok.

‘Yabancı olur Türk olmaz!’ 

Altyapıdan yetişen çok sayıda hocanız var. Hüseyin hocayı nasıl anlatırsınız? - Hüseyin Çimşir altyapıdan yetişen ve genç bir hoca. 1,5 sene yardımcı hocalık yaptıktan sonra güvendiğimiz, bizi hedeflerimize taşıyacak birisi. Benim altyapıdaki oyuncularıma bir değer olarak bakacak hocalara ihtiyacım var. Hüseyin hoca da bizim kültürümüzü almış bir isim. Takımın her şeyini, sistemini, kasamızdaki paranın miktarını bilerek görev yapıyor. ‘Yükü kaldırır mı’ diye eleştirdiler.

El alemin 40 yaşındaki yabancısı olunca ağzımız sulanacak, bizim olunca o ismi eleştiriceğiz. Yani yabancı olur, Türk olmaz... Ben bu tür değerlerin önünü açmak için buradayım. 17. başkanıyım kulübün. Verilen emaneti en iyi yerlere taşımak için çalışıyorum. Mesela Süleyman Seba, Şamil Ekinci durduk yere başarılı olmadılar. Bir felsefeleri vardı ve bunda ısrarcı oldular. Benim de yaptıklarım bunlar. Örnek aldıklarım onlar.

‘Futbol değil Trabzon sevgisi’ 

İki yıldır Trabzonspor Başkanlığını yapıyorsunuz. Peki golf mü, futbol mu? -Golfü özlüyorum tabii ki. Son bir yılda en fazla iki-üç defa golf oynadım. O da Belek’teki kampa denk gelmişti. Ama ben futbolu sevdiğim için değil, Trabzonspor’u sevdiğim için bu görevdeyim. Trabzonspor benim için çok farklı şeyler ifade ediyor. Çünkü yeri zamanı geldiğinde yaşantımın bile önüne geçiyor. Mesela lig bitene kadar tesislerde kalacağım ailemden uzakta. Profesyonel olarak yaptığımız bir iş değil bu. Profesyonel olup para kazansan farklı olur. Ama gönüllü olarak her şeyi bırakıp takımla ilgileniyorsun. Bu bir futbol sevgisi değil, sadece Trabzonspor sevgisi. | Kabataş Lisesi mezunusunuz. O lisenin çoğunluğu da Beşiktaşlıdır... - Ömer Gülen ile beraber aynı sınıftaydım. Trabzonlu olarak Beşiktaş’ta doğup büyüseydim farklı mı olurdu, şu anda onu bilemiyorum. Ben 1970’te Trabzonsporlu Ahmet olarak İstanbul’a geldim