Trabzonspor Başakşehir maçı ile birlikte bir nevi ilk yarının finalini yaptı. Ligin nadir sistemli oynayan takımlarından biri olan Başakşehir’e karşı bunca eksiğine rağmen çok iyi bir görüntü verdi. Başakşehir gibi hem yüksek pas yüzdesiyle oynayıp hem de rakibin pas oyununu bozan bir takıma karşı yüzde 88 pas isabet oranıyla oynayıp hem de rakibini yüzde 82’de tutmak, savunma tandemi sakat olduğu halde rakibine bir yarım pozisyon dışında pozisyon vermemek, Wakeme gibi yaratıcı oyuncusunun eksikliğine rağmen iki topunun direkten dönmesi azımsanacak bir şey değil. 

Maçta tam bir satranç oyunu gibi üst düzey taktik savaşları yaşandı. Futbol bir zekâ, matematik, psikoloji, istatistik ve yetenek oyunudur. Futbolu 22 kişinin topun peşinde koştuğu saçma bir oyun görenler bunu anlayamaz. 

Maçta gol dışında her şey vardı. İki takım da dönem dönem hücumu sete çevirdi, dönem dönem de hücum geçişleri oynadı. 

İki takımda savunmadan paslaşarak oyun kuran takımlar oluğundan önde baskı yaparak savunmadan oyun kurdurmamaya ve rakip savunmayı hataya zorlayarak pozisyonlar bulmaya çalıştı. Bunda Trabzonspor biraz daha başarılı oldu. 

Trabzonspor’un dezavantajları sezon başından beri kangren haline gelen sol bek sorunu ile Hügo ve Edgar gibi ligin en iyi savunma tandeminin eksikliğiydi. 

Edgar hem iyi bir kesici ve süpürücü hem de çok atletik ve hareketli bir stoper. Daha da önemlisi Trabzonspor’un savunmadan ataklarını başlatan adamdı. Yokluğu beni çok endişelendirmişti fakat Denswill gerçekten mükemmele yakın oynadı ve Edgar’ın yokluğunu aratmadı. 

Ancak Hüseyin Türkmen için maalesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Evet Hüseyin bizim evladımız, alt yapımızdan yetişti kalbimizdeki yeri ayrı fakat şampiyonluğa oynayan Trabzonspor’un stoperi olabilecek kapasitede değil. Hüseyin hızlı düşünemeyen, ağır hareket eden, çok çalım yiyen ve ciddi kademe ve pozisyon hataları yapan bir stoper. 

Zaten birkaç tane ciddi hatasını Bruno Peres ve Denswil kapattı.

Avcı’da bundan sebep olacak ki hem savunma güvenliğini artırmak hem de savunmadan oyun kurabilmek İçin Hamsik’i savunmanın önünde altı numara mevkiinde oynattı. Formda Dorukhan’ı da Bakasetas’ın yanına koyarak doğru bir kadro çıkardı. 

Avcı yetmişinci dakikaya kadar skoru alıp yetmişten sonra Siopis’i oyuna sokarak skoru garantiye almayı planladı fakat Başakşehir’in geride çok iyi alan daraltarak alan savunması yapması sonucu Trabzonspor hücumda yeteri kadar etkili olamadı. 

Bunda sakatlıktan döndükten sonra eski ritmini henüz bulamayan Bakasetas, gerçek mevkii olmadığı için sağ kanatta etkisiz kalan Ömür, Caicara tarafından çok iyi marke edilen Djaniny ve ileride yalnız kalarak Başakşehir stoperleri ile boğuşan Cornellius’un da etkisi vardı. 

Harika bir maç çıkarmasına rağmen savunma güvenliğinden olsa gerek Bruno Peres çok fazla ileri çıkamadı ve hücuma destek veremedi. Zira bir pozisyonda Hüseyin’in kaçırdığı Guldbrandsen’in açısını daraltarak kaleye rahat vuruş yapmasını engelledi

Trabzonspor oyun disiplininden bir saniye bile kopmadan, savunma-orta saha ve hücum blokları arasındaki mesafeyi açmadan takım halinde kompakt bir şekilde hücum edip takım halinde savunmaya geçti.

O soğukta hem gurbetten hem de civar ilçe ve köylerden kalkıp gelerek bir tek koltuğu bile boş bırakmayan, takımla beraber hücum edip savunma yapan bu cefakâr ve vefakâr taraftarı ayakta alkışlıyorum. Size şampiyonluk değil şampiyonluklar yakışır. 

Yine bir Başakşehir maçı ve yine maçın skoruna etki eden fahiş hata. Senelerdir bu kadar korunup kollanan bu Göksel Gümüşdağ’ın ve Başakşehir’in sırrı nedir merak ediyorum? 

Aynı şekilde bir ayağı sarayda bir ayağı ABD’de, bir ayağı federasyonda bir ayağı derin devlette olan bu Emre Belözoğlu bunu nasıl başarabiliyor? Her dönemde ve her koşulda korunup kollanıp kayırılıyor. 

Her türlü olumsuzluklara rağmen Trabzonspor çok başarılı bir ilk yarı performansı sergiledi. O kadar çok talihsiz sakatlıklar yaşadık ki geride kalan 19 maçta Trabzonspor’un ideal kadrosuyla oynadığı bir maçı hatırlayamıyorum. 

Üstelik kangren haline gelmiş bir sol bek ve sağ kanat sorununa rağmen gerçekten çok iyi bir başarı sergilendi. 

Şimdi bizleri çok zor, meşaggatli, stresli ve yıpratıcı bir ikinci yarı bekliyor. Özellikle de sakatlıklar ve Afrika Kupası sebebiyle ikinci yarının ilk dört maçı çok önemli bir viraj olacak. Trabzonspor bu dört maçlık virajı kayıpsız olarak atlatırsa şampiyonluk kapısı ardına kadar açılacaktır. 

İşte bu noktada Trabzonspor yönetimine çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Herkesin malumu olan eksik mevkilere isabetli, nokta atışı transferler hızlı bir şekilde yapılabilirse o senenin bu sene olacağından en ufak bir şüphem yoktur. 

Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…