Transfer sezonunun sona ermesiyle birlikte eksik kalan Trabzonspor’un belini yeni sakatları bükecek gibi.

Ezelinden beri sakatlar ordusu olma liderliğini kimseye bırakmayan Fırtına’da gelenek bu sezonda devam ediyor.

Ha Bismillah dediği an iki futbolcunun göçmesi bir tesadüf olamaz. Üç kulvarda mücadele etmekten yeterince yorgun düşen bordo mavili ekibe yeni sakatlarında katılması işini iyice zorlaştıracak. Bilhassa Yusuf’un gidişini kabullenememişken kankası Abdülkadir’in sakatlanması ve hele hele bu olayın sezon başında olmasını Trabzonspor’un talihsizliği olarak nitelendiriyorum.

Takıma yeni katılan ve tam kendini bulacakken sakata gelen Yusuf Sarı’da artısı oldu.

Herhalde dünya liglerinde başka hiçbir takım Trabzonspor kadar sakata gelmemiştir.  Demek ki ne kadar çalışırsan çalış, hazırlanırsan hazırlan şans yanında olmayınca olmuyor.

*

Karadeniz ekibini üst üste zorlu maçlar beklerken ve hala yenilerin performansı kapalı soru işareti olarak dururken iki ismin daha kervanı katılması Ünal hocayı da zor durumda bırakacaktır. Bu nedenle benim naçizane tavsiyem her maça ayrı 11 ile çıkması yönünde olacaktır. Yorulduk mazeretinin ortadan kalkması için bunu yapmalı çünkü ligin hemen başı ve her Avrupa kupası maçının ardından lige dönüldüğünde bu sorunla karşılaşacak.  

Ayrıca elinde Ahmet Canbaz ile Salih Kavrazlı gibi iki yetenekli oyuncu var. Ünal hoca bu futbolcuları bir an evvel lige hazırlarsa faydasını görebilir. Obi Mikel ile olmayacağına göre bu çocukların üzerinde durması isabetli olacaktır.

*

Galatasaray’ın eski Trabzonlu futbolcusu Tugay Kerimoğlu’nun Sturridge hakkındaki açıklamasını okudum. Doğrusu beni heyecanlandırdı. Kerimoğlu böyle bir futbolcunun Türkiye’ye gelmesinin idrak edilemediğini söyledi. 

İngiliz futbolcular süper ligde her zaman etkili olmuştur. Beşiktaşlı Fernandez, Fenerbahçeli Atkinson, Trabzonsporlu Campel gibi ama Kerimoğlu’na göre Sturridge hepsinin de üzerinde bir futbolcuymuş. O halde futbolseverlerin ondan 20 gol beklemesi normal karşılamak lazım zira ismine yakışanda bu olur.

*

Dünya futbolunu yakından takip eden mimar bir arkadaşım var, adı Levent, futbolla yatıp futbolla kalkan biri, kısacası tüm zamanını futbola harcayan bir dost.

Levent’in bir hobisi de bonservisi elinde olan yetenekli futbolcuları takip etmektir, hepsinin ismini ajandasına not eder ve o listeyi sadece Faruk Kanca ile paylaşır.

Futboldan anladığı kadarıyla önceki gün bana bir yorumda bulundu. Şayet Ünal Hoca Fernandez ve Hosseni’yi yan yana oynatıp, savunma yönü zayıf; ofansif yönü kuvvetli olan Perheria’yı orta’nın sağına çekip, Hüseyin Türkmen’i beke alırsa daha iyi işlerin ortaya çıkacağına inandığını söyledi. Ona göre iki uzun stoper yan yana oynamaz, bir kule ve bir hamle stoperinin daha yararlı olacağı düşüncesinde.

Benden söylemesi..