Trabzonspor şampiyonluğu garantilemiş olmasına rağmen profesyonellikten, ciddiyetten asla ödün vermiyor vermeyecek de. 

Futbolcular da teknik heyet de o soğukta uzaklardan gelerek stadyumu dolduran taraftarlarına güzel bir akşam daha yaşatmaları gerektiğinin bilincindelerdi.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştı. İlk yarı 0-2 geriye düşmenin sebebi takımdaki rehavet değildi. Bu takım asla rehavete girecek karakterde bir takım değil. 

İlk yarıdaki bu skorun sebebi Kayserispor’un taktik anlayışı ve sahadaki dizilişiydi. 

Normalde 4-4-2 oynayan Kayserispor, Trabzonspor’un merkez hücumlarını engellemek için Trabzonspor hücumlarında 5-4-1 dizilişiyle savunmanın merkezini kalabalık bir şekilde kapattı ve hücuma çıkacağı anda 4-5-1 dizilişine geçerek 4-3-3 oynayan Trabzonspor’a karşı orta sahada iki fazla futbolcu ile oynadı. 

Visca’nın gelişiyle birlikte Bruno Peres hücumlarda daha etkili olmaya başlamıştı. Hücumlarda birçok defa Wakeme ve Visca içeriye kat ederken bekler ileri çıkmaya başlamıştı. 

Ancak 4-5-1 dizilişi ile orta sahada üstünlüğü ele geçiren Kayseri, merkezde olduğu gibi kanatlarda da çoğunluğu sağlayarak Trabzonspor ataklarını savuşturuyordu. 

Hücum üretkenliğindeki düşüşün sebebi de buydu. 

Avcı hücum ederken savunma güvenliğini düşünen ve hücum sırasında kaptırılan toplarda hemen savunma reaksiyonu gösteren bir sistemle oynuyor. 

Ancak 4-5-1 dizilişi ile orta sahada iki fazla oynayan Kayseri, kaptığı toplarla ve kısa paslaşmalar ile Trabzonspor’un savunma reaksiyonu göstermesine izin vermeden orta sahasını çabuk geçerek geçiş hücumlarında çok etkili oldu. 

Buna, Kayseri’nin kalabalık savunma ve orta sahası sebebiyle etkisiz kalan ve oyundan düşen Bakasetas’da eklenince Trabzonspor orta sahada iyice düştü. Orta sahadaki düşüş takımın hücumlarına da savunmasına sirayet etti.  

Nitekim Kayserispor’un ilk golü de Bakasetas’ın ceza sahası önünde kaptırdığı toptan geldi. 

Avcı sorunu teşhis etti ve ikinci yarı yaptığı oyuncu ve taktik değişikliği ile tedaviye geçti. 

Kayseri’nin kalabalık merkezine karşı Djaniny’nin hareketliliğinden, adam eksiltmesinden ve teknik kapasitesinden faydalanmak istedi. 

Ayrıca kanat oyuncularından Visca’yı hücumun merkezine, Wakeme’yi forvet arkası gibi merkez orta sahaya yaklaştırıp Wakeme, Visca, Djaniny ve Cornellius’u birbirlerine yakın oynatarak kalabalık Kayseri merkezini kısa paslar, birebirler ve verkaçlar ile geçmeyi düşündü. 

Hatta dönem dönem bekleri bile hücumun merkezine yaklaştırarak kalabalık Kayseri savunma merkezine karşı hücumda kalabalıklaşmayı sağladı. Bunun en tipik örneği de Peres’in ceza sahası önünden çektiği şutun direkten dönmesiydi. 

Ayrıca Ömür’ü savunma arkasına kaçırarak savunma arkasına atılan toplarla pozisyona soktu.

Wakeme ve Visca’yı hücumun merkezine sokan Avcı bekleri de ileriye çıkartarak Half Space (“iç koridor, asist bölgesi” denilen ceza sahası yan çizgilerinin yaklaşık beşer metre iç ve dış kesimini oluşturan bölge) denen iç koridora, rakip bek ve stoperler arasına soktu. Bu koridor asist bölgesi olarak bilinir ve buradan ceza sahasına atılan pasların golle sonuçlanma yüzdesi çok yüksektir.

Avcı’nın bu akıllı oyuncu ve taktik değişimi hamlesine karşılık Hikmet Karaman çok ciddi bir hata yaparak orta saha oyuncusu çıkartıp savunma oyuncu almakla adeta Avcı’nın ekmeğine yağ sürmüştü. 

Böylece Trabzonspor’un orta sahada daha kalabalık olmasını ve rahat oyun kurmasını sağladı. 

Nitekim orta sahadaki üç futbolcunun Parmak’a yaptığı baskı ile kazanılan topla beraberlik golü geldi.

Avcı’nın teşhisi doğruydu ve tedavisi sonuç verdi. Altmışıncı dakikada skor 2-2’ye gelmişti bile.

Ancak bundan sonra olanlar enteresandı.

İki sıfırdan geri dönen Trabzonspor’a beraberlik bile yetiyordu. 

Ancak belli ki Avcı’ya yetmiyordu. Kazanmaktan başka bir şey düşünmüyordu.

Bu soğukta stadı dolduran taraftarlara güzel bir hikâye yaşatmak için, galibiyet için iyice gözü kararttı. 

Kayseri’nin geçiş hücumlarındaki etkinliğini bile bile ilginç bir karar vererek orta sahadan futbolcu çıkartarak ikinci forvet Koita’yı oyuna sokup hücum hattını iyice kalabalıklaştırmıştı.

Ve beklenen oldu. Fenerbahçe maçı öncesi puan kaybına izin vermedi. 

Avcı’yı eleştirebileceğim ufak bir husus varsa o da bu değişiklikleri ilk yarı bitmeden, ikinci golü yemeden önce yapabilirdi. 

Nitekim ilk yarı oynanan ve iki sıfır geriye düşülen Gs maçında değişiklikleri 35.dakikada yaparak maçı çevirmişti. 

Trabzonspor’un yediği ikinci golde bek stoper arasına atılan pas etkili oldu. 

Rakip hücumlarında rakip kanat oyuncusuna baskı yapan Puchacz’ın boş bıraktığı bölgeye defansif orta saha Siopis girmeliydi. 

İkinci golde Siopis ileride kalınca bu bölgeye Hügo koşmak zorunda kaldı ve ceza sahasına yapılan ortada Peres savunmada tek kaldı. 

Avcı’nın bunun üzerinde durması, çalışması ve futbolcularını uyarması gerekiyor. 

Hem teknik direktörü hem de kadro kalitesi bu ligin çok üzerinde olan Trabzonspor bundan sonra maç kaybetmeden şampiyonluğa ulaşacaktır.

Trabzonspor Fenerbahçe maçında sürprize izin vermez ise 3 Nisan’da Trabzon’da oynanacak olan Beşiktaş maçında şampiyonluğunu ilan eder. 

Ancak birisi düşme potasında ikisi Avrupa Kupalarına katılmanın çok uzağında olan İstanbul takımlarına son maçlarda yardım eli uzanmaya başladı. 

Kadıköy’de oynanacak olan maçta, Trabzonspor nasıl olsa şampiyon oldu fazla ses çıkarmaz düşüncesi ile maçı katledebilecek eyyamcı hakemler görevlendirilebilir. 

Yönetimin dikkatine!

Güzel günlerde buluşmak ümidiyle…