Trabzonspor Genel Sekreteri Köksal Güney, yaklaşık 3,5 aylık yönetim süresini bizlerle paylaştı. Güney’e kamuoyunda konuşulan hemen hemen bütün soruları sorduk. Trabzonspor camiasının beklediği kupa, kulübün mali durumu, Trabzonspor’un Aralık ayında olası kongresi, siyasetle ilgili gelen eleştiriler ve daha birçok soruya Güney samimi cevaplar verdi.

 

BİZ ŞOV YAPMADIK

 

Yönetime geleli yaklaşık 3,5 ay oldu. Bu süreci özetler misiniz?

 

Mayıs sonu itibari ile yönetime seçildik. İnsan memleketinin takımına hizmet etmek ister. Birçok insanın hayallerini süsler Trabzonspor’u yönetmek. Geldiğimiz noktada az çok tabloyu biliyorduk. Bu sürecin en önemli unsuru ekonomi idi.  Devraldığımız yönetimi kötülemek istemiyoruz ama gerçekten sancılı bir süreçti. Kurumsallaşmayı tamamlamak istedik. Önümüzde UEFA elemeleri vardı. Hem de sezonu çok erken açacaktık, hoca sorunumuz vardı, alt yapı kadrolaşmasını tamamlayacaktık. Seçildiğimizin ertesi gününde futbolcu alacakları başlıyordu. Mazeretlerin arkasına saklanarak, “eskiden kalan şeyler deme” lüksümüz yoktu. Biz bunları başardığımızı düşünüyoruz, geldiğimiz noktada. Gruplara kaldık. Hiç mağlubiyet olmadan bir beraberlikle gruplara kaldık. Liglerde de şuana kadar 3 galibiyet aldık. Kabullenemediğimiz bir Akhisar maçı var bizi üzen. Bizden kimse transfer beklemiyordu. Görsel şov da olması lazım. Bunun için 2 dünyada marka olan futbolcu transferi yaptık. Öze dönüş projemizi de uygulamak istedik. Aykut Demir’i aldık. Az ve öz transfer yaptık. Hiçbir zaman popülizm için transfer yapmadık. Bu arada tüzük değişikliği kabul edilmeyebilir. Belki biz 6 ay sonra gidebiliriz. Buna rağmen “saha sonuçları iyi olsun biz burada kalalım” diye popülizm yapmadık, har vurup harman savurmadık. Kulübü tekrar borçlandırarak transfer yapmadık. Muhakkak eksiklerimiz vardır.

 

Şimdi sizi bu süreçte en çok etkileyen konunun mali tablo olduğunu söylediniz. Ne yaptınız peki, paralar nereden geldi, nereye gitti?

 

Tabiki Trabzonspor’un adı önemli. Trabzonspor için fedakarlık yapacak çok kişi var. Faiz borçlandırmalarında yapılandırma yaptık. Borçları aşağıya çektik. Sponsorluk anlaşmaları yaptık. İyi niyet olunca bitmiş gibi görünen kaynaklar geliyor. 191 milyon TL borcu vardı kulübün. 20 milyon tl borç düştü. 3 galibiyet aldık şuana kadar bunlar borçlarımızdan düşüyor. Avrupa’dan para gelecek. Bu paranın bir kısmını kullandık. Bunların içinde biz faizle para almamak için azami dikkat gösterdik ama tabi ki mutlaka hiç borç almadan da olması mümkün değil. Beklediğimiz gelirler var, bunlar gelinceye kadar kredi kullanıp yerini doldurmak koşuluyla bir takım borçları kapattık.

 

 

 

 

Ödemeler konusunda aksama oldu mu peki?

 

Evet oldu. Ama insanlar yöneticilerinin fedakar çalışmalarını gördüklerinde inanın aksama olduğunda da anlayışla karşıladılar. Genel itibariyle çok önemli sorunumuz olmadı.

 

İSTİFALAR BİZİ YIPRATTI

 

Yönetime geldikten sonra bazı istifalar gündeme geldi ve bu konuda da yönetim eleştirildi. Sizi bu konu yıprattı mı? Bu istifaların perde arkasında neler var?

 

İstifalar çok sevimli konular değil. Kader birliği yaptığın insanlar var. Bu konu içimizi sızlatan konulardan birisidir. Biz zil çalıp oynamadık. Bizi elbette yıprattı. Yıpratmaması mümkün değil. Bir sürü güçlükle uğraşırken bunların da olması elbette zarar verdi. Milyonlarca taraftarımız olan bir kulüpte böyle şeyler olduğunda tabi ki endişe ediliyor. Fakat gelinen noktada bir başkan var ve yönetim kurulu var. Bir yerde yönetim kurulunda başkanımızın ve yönetim kurulunun belirli bir noktada ayrılık yaşaması halinde beraberlik fayda değil zarar vereceğinden bu istifalar gerçekleşmiştir. Bir kan uyuşmazlığı oluşmuştur. Burada en önemli olay belirli prensipler çakışmıştır. O kişilerde bu şekilde yola devam etmek istemediler. Ama bu olayların bizi yıpratmıştır.

 

Seçim döneminde kongre üyelerinin çoğunun AK Parti’nin adayı olarak bilinen Muharrem Usta’nın karşısında İbrahim Hacıosmanoğlu’nu desteklemesinin ardından seçim sonrasında Hacıosmanoğlu’nun siyasi söylemlerinin camiada büyük bir hayal kırıklığı yarattığını görüyoruz. Neden böyle oldu? En çok eleştiri aldığınız nokta da bu durum olsa gerek. Çünkü Trabzonspor siyaset üstü bir kurumdur.

 

Trabzonspor kongresinde biz seçimlere hazırlanırken, seçim kampanyalarımızda “Trabzonspor’da siyaset olacak ama Trabzonspor siyaseti kullanacak” dedik biz. Biz “hiç siyaset olmayacak” diye kimseye söz vermedik. Biz böyle bir başkanın arkasından yola çıktık. Sayın Başbakanımızla olan iletişim konusunda bazı kesimin karşı düşünceleri oldu. Benim düşüncem şu; biz hizmet için varız. Bu hizmeti yaparken değişik tarzları olabilir. Biz siyasetin Trabzonspor’a yaptırımı olduğunu düşünmüyoruz. Kabul etmiyoruz da. Başkan, “Eğer siyaset baskısıyla kupadan vazgeçeceksek biz bu konuda değil başbakan babamızı dahi tanımayız” dedi. Biz bu söylemlerin arkasındayız. Biz siyasilere “kulübe gelme, katkı yapma” diyebilir miyiz. Daha önce de bunların örnekleri olmuştur. Siyasete teslimiyetçi bir anlayışla Trabzonspor’u yönettiğimizi düşünmüyoruz. Bunlar gündeme geldiğinde bizim de şevkimiz kırılıyor. Başkan basın toplantısında “Belki de yönetimim tasvip etmiyor yaptığım bazı şeyleri ama ben ülkemin içinde bulunduğu hassas bir durumda bazı şeylere destek vermek için bir yerlerde bulundum. Onun dışında menfaatlerimize dokunulursa babamızı bile tanımayız” dedi.

 

Bu konuda en büyük endişe sizin de söylediğiniz gibi “kupa” konusunda ortaya çıkıyor. Çünkü başkan, “Biz girişimde bulunmayacağız, kupayı onlar getirsin” gibi bir cümle kullandı.

 

Bakın biz kupayı almanın namus borcu olduğunu söyledik. Her kim gelirse gelsin, biz seçilmesek de “bunun takipçisi olacağız” dedik. Karadeniz’de namus ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Böyle bir söz verilmiş, namus borcu denilmiş. Bizim kupayı almak için bir takım eylemlerden vazgeçmemiz mümkün mü? Böyle bir durum olursa altında ezilmez miyiz? “Biz kupayı alacağız alacağız” diye konuşmayacağız. Magazinsel bir şekilde bunu konuşmayacağız.  Yapacağımız yanlış bir hamle o kupayı engelleyebilir veya zorlaştırabilir.

 

 

 

Şuanda gerekli girişimler yapılıyor yani…

 

Bakın bizzat Başkanımız takip ediyor avukatlar aracılığı ile. Bazı şeyleri açıklamak istemiyoruz çünkü silahımızı düşmana vermek gibi bir durum ortaya çıkıyor. Hiç kimse endişe etmesin. Şuanda bizim elimize bir sürü koz geçti. Önemli olan bu kozları doğru zamanda değerlendirmek.

 

Siz bir yönetici olarak ve sporu uzun yıllardır takip eden bir isim olarak yaşanan süreci göz önünde bulundurduğunuzda kupanın Trabzon’a geleceğine inanıyor musunuz?

 

Canı gönülden inanıyorum. Eğer suçumuz olsaydı, bizi elli defa idam etmişlerdi. O yüzden bizim her şeyimiz görüldü ve hiçbir ceza almadık. “CAS’tan karar çıkmayacak” denilmişti. Bu noktalara kadar geldik biz. Artık oy yaydan çıkmıştır. Bundan sonra kupanın Trabzonspor’a verilmemesi demek, CAS’ın, TFF’nin, UEFA’nın bir bütün olarak kendini inkar etmesi demektir. Haa ne zaman olur bilemiyoruz. Ama ok yaydan çıkmıştır.

 

Tüzük değişikliğine yapılan itirazlar ve mahkeme süreci sürüyor. Aralık ayını bekleyen çok kişi var, hazırlık yapanlar da var, süreç sıkı bir şekilde takip ediliyor… Bu konuda yönetim olarak hamle yapıyor musunuz?

 

Biz seçilerek hizmet için geldik. Garantimiz yoktu ama Allah bize nasip etti. İnanın biz konuyu hiç konuşmadık çünkü yapılacak o kadar çok iş var ki. Herkes arı gibi uğraşıyor. Hiç seçim olmayacakmış gibi çalışıyoruz. Eğer insanlar iyi niyetimizden emin olursalar, altını özellikle çiziyorum; en kısır transfer dönemimizi yaşadık, biz kısmetse devam ederiz. Aralık ayında seçimli kongre olursa ona göre hazırlık yapacağız.

 

SAHA SONUÇLARI ÖNEMLİ!

 

Sizce olur mu?

 

Ben bir defa tüzük değişikliğinin hata olduğunu düşünmüyorum. Avukatlar da böyle düşünüyor. Çoğunluğun olduğunu görüyoruz. Avukatlar da çok fazla bir şeyin çıkmayacağını düşünüyor. Bir kısmı kongre olabilir diyor. Ayrıca mahkemenin uzama durumu da var. Aklımızdaki tek şey hizmet etmek. İnsanlar 6 ayda istediklerini yapamaz. Eski yöneticiler de 6 ay olmasını istemediklerini söylüyor. Buna rağmen seçim olmasını istiyorsalar buna da yapacak bir şey yok. Bir de durum saha sonuçlarına bağlı. Saha sonuçları kötü gittiğinde insanlar yıpratılıyor biliyorsunuz. Biz diyebilir miydik 6 ay önce seçim olur eski yönetim kongre kararı alır diye. Sonuçta saha sonuçları önemli. Trabzonspor gibi büyük bir camianın 6 ayda bir seçim yapması bana göre doğru değil. Biz 2+2 ile “Evet” dedik. Diğer yönetim kurulu adayları da “Evet” dedi. Trabzonspor’a zarar değil, kar ettirdiğimizi düşünürsek tekrar seçime girmeyi düşünürüz.

 

“ONLAR YAPAMAZ BİZ YAPARIZ” ZİHNİYETİ TEHLİKELİ

 

Trabzonspor’un kısır bir sorunu var. Her yönetim farklı guruplar tarafından eleştirilir. Çünkü şehirde herkesin yöneticilik gibi başkan olmak gibi bir sevdası var. Bu kadar gruplaşmanın şehre ve Trabzonspor’a zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

 

Birlik-beraberlik evet… Trabzon’da birlik beraberliğin olmayacağı düşünülür hep. Futbolu bilen bir şehiriz evet. İnsanların moral motivasyonunun azaldığı da bir gerçek. Buna bilinçsizlik diyelim. Çok telaşlıyız. Bazı insanların “Onlar yapamaz biz yaparız” söylemleri elbette zarar veriyor. Bunlar bizi üzüyor. İşin özünde bu var. Biz yönetime geldikten sonra, bunları bizzat kulaklarımla duydum. Ben onları da kucaklıyorum. Sadece gülüp geçiyorum. Bu zihniyetin değişmesi lazım.

 

Evet, İbrahim Hacıosmanoğlu, çok şeye rağmen başkan seçildi bu şehirde. Trabzonspor üzerinde bugüne kadar hakim olan bir çok güce karşı seçilmiş olmanın ağırlığını yaşadınız mı?

 

Bazı insanlarda ezilmişlik ruhu olurda bir şey kazandığında zafer çığlıkları atar ya… Hep her şeyi bilenler vardı. Onlara karşı bir haykırıştı aslında seçilmemiz.

 

Hani sanki piyongodan çıkmışsınız gibi bir izlenim var…

 

Bizi bir çok kişi aradı ve “siz çok büyük bir başarı elde ettiniz” dediler. “Trabzon küçük olsun, bizim olsun. Biz yaparız başkaları yapamaz ” zihniyeti. Bazılarının “Trabzonspor elimizden gitti mi gidiyor mu” endişesi en tehlikeli durum bence. Bakın Nuri Albayrak örneğini hatırlayalım. Bir çok kişi ne diyor; “Nuri Albayrak’a haksızlık yapıldı” Biz o zaman da söyledik. Onun yönetimindeydik. O zaman hiç destek verilmedi ve Albayrak’a haksızlık yapıldı. Ama başka bir başkan geliyor herkes onun için seferber oluyor. Ama Nuri Albayrak tek başına bırakıldı. Biz onu zamanında söyledik. Haksızlık yapılıyor.

 

MEHMET ATALAY YA DA İBRAHİM HACIOSMANOĞLU

FEDERASYON BAŞKANIOLSAYDI KUPA TRABZONSPOR’DAYDI

 

Sadri Şener’e de haksızlık yapıldığını düşünüyor musunuz?

 

Sadri Bey’e bir haksızlık yapıldığını düşünmüyorum. Kendisi kupa mücadelesinde yalnız bırakıldığını söyledi ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Zihniyet zaten yalnız çalışmak gibi oldu. Trabzon insanıyla paylaşım yapsaydı yalnız kalmazdı. Sadri Şener yönetiminde Trabzonspor 17 bin-20 bin kombineyle ful oynadı. Trabzonspor tarihinde hiç öyle bir kombine olmadı. Sahada hiçbir zaman yalnız bırakılmadı. Son dönemde küme düşme gibi bir korku oluştuğunda dahi tribünlerden hiç protesto olmadı. Mehmet Ali Aydınlar Federasyon başkanı olmak istedi desteklemedi, İbrahim Hacıosmanoğlu Federasyon başkanı olmak istedi desteklemedi… Mehmet Atalay, TFF başkanı olmak istedi onu desteklemedi. Mehmet Atalay ya da İbrahim Hacıosmanoğlu federasyon başkanı olsaydı kupa Trabzonspor’daydı. O yüzden ben Sadri Şener’e haksızlık yapıldığını düşünmüyorum.

 

Trabzonspor taraftarı gerçekten de onurlu bir mücadele veriyor. Temiz futbol eylemleri devam ediyor. 12 Aralık’ta Trabzonspor taraftarı Vatikan’da olacak. Diğer taraftan da sanal olarak Trabzonspor’un en etkin gruplarından olan TAYFA grubu artık derneğini kurdu ve sahada artık mücadelesini sürdürecek. Bu anlamda TAYFA 58. Maddenin uygulanması için TFF’ye faks ve mail tacizinde bulunmayı sürdürüyor. Ayrıca yürüyüş yapmayı da düşünüyorlar. Taraftarın bu girişimlerine karşı tutumunuz nedir, destek veriyor musunuz? 

 

Kulübün gerçek sahipleri taraftarlardır. Bu süreçte çok isabetli, bilinçli protestolar yaptılar. Bunları önemsememek mümkün değil. Hiçbir beklenti olmadan gönülden destek veriyorlar. Önemli olan bilinçsizce, çirkin gösterilerde bulunmamak. Zaten böyle bir şey de olmadı. Her zaman takdir edilecek eylemler yapıldı. Yeterli oldu mu? Sesimizi duyurduk mu bilemiyoruz. Ama medeni tepkiler gösterdik. Bu anlamda taraftarın yanındayız.

 

Bazı yürüyüş girişimlerine Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu’nun müdahale ettiğini öğrendik. Böyle bir şey var mı?

 

Fenerbahçe gibi 3 bin kişiyle değil, biz 300 bin kişiyle yürümeyi düşünüyoruz. Bu da onları destek olduğumuzu gösteriyor. Kupayı alıncaya kadar sesimizi duyurmak için ne gerekiyorsa yapacağımızı söylüyoruz. “Biz kupamızı alamıyoruz” diye yürüyüş yaparsak, sanki “alamıyoruz” gibi bir izlenim vermiş olacağız. O yüzden hukuki sürecimiz var şuanda. Her şeyin bir zamanı var.

 

Hangi durumda 300 bin kişiyle yürünecek peki?

 

Hukuki sürecimiz var. 300 bin kişiyle bugün yürürsek, ne diyeceğiz, “Kupamızı vermiyorsunuz”.

 

Kupayı aldıktan sonra mı yürüyeceğiz yani…

 

Hayır, bu konuda bir engel görürsek o zaman yürüyeceğiz. CAS onayladı. TFF şuanda yeniden yargılama yapıyor. Böyle bir şeyin zora girdiğini düşünün. Bu eylemlere devam edeceğiz. Legal olan yürüyüş dahil her türlü girişimi yapacağız. Hepsini destekliyoruz. Ama istişare içinde olmalıyız, haklıyken, haksız duruma düşmemeliyiz. Başkanımızın demokratik eylemlerine karşı çıkması mümkün değil.

 

AKÇAY GİTMEYECEK…

 

Mustafa Reşat Akçay gidecek mi? Bu konuda çok konuşulan bir konu…

 

Biz yönetime seçilirken “öze dönüş projesini hayata geçireceğiz” dedik. 1461’i bu anlamda değerlendirdik. Bu anlamda Mustafa Reşat Akçay’ı bu ruhu oluştursun diye aldık. Biz kurtuluşumuzun önemli bir mihenk taşı olduğunu düşünüyoruz. Bir kısım karşı çıktı, bir kısım bize iyi bir hamle yaptığımızı söyledi. Kendi insanımıza güvenmeliyiz. Biz güvendiğimiz bir insanı 3 haftada 5 haftada mümkün mü değiştirmemiz. Böyle bir şey söz konusu olmamıştır. Sonuna kadar arkalarındayız. Çok büyük bir başarısızlık olduğunda değil teknik direktörün hiç kimsenin orada durma şansı yok.

 

TAKIM İSTEDİĞİMİZ DÜZEYDE DEĞİL AMA…

 

Takımın şuan ki performansından hoşnut musunuz peki?

 

Futbol görsel bir olay. Futbolu değerlendirebiliyoruz. Biz yeni bir başlangıç yaptık. Belki göze çok hoş gelen seyirciyi tatmin eden bir futbol olmayabilir. Belki şuanda kısır futbol olarak görünebilir. İstediğimiz bir düzeyde olmadığını düşünüyoruz şuan. Çünkü çok daha baskılı ve gol atan bir takım olması gerektiğini düşünüyoruz. Ama şuan için erken olduğunu söyleyebiliriz. Takımlar 8-10 haftada oturur. Kimliğini bulur. Hala bir şeylerin oturma devresinde.

 

TRABZONSPOR KOLEJİNİ AKYAZI’DA YAPACAĞIZ

 

HES’i satmayı düşünüyor musunuz? Okul girişiminiz var bundan bahseder misiniz? Bir de Trabzonspor TV kurulacak mı?

 

Kısa süre içinde bu saydığınız 3 konu içinde girişimlerimiz oldu. HES’in satılması söz konusu değil. Bunun araştırması içindeyiz. HES’le ilgili kredi almaya çalışıyoruz. Okul konusunda da; sporcu yetiştirebilmek için girişimlerimiz sürüyor. Trabzonspor Koleji bizim için çok önemli. Yeni yapılan spor lisesini düşündük, Pelitli oraya taşındı, gerçekleştiremedik. Stadın yapıldığı Akyazı’da bir işadamından sponsorluk sözü aldık. Kolejimizi burada yaptırmayı düşünüyoruz. Trabzonspor TV ile ilgili de girişimlerimiz sürüyor. Alternatifleri araştırıyoruz. Yeni bir TV mi yoksa, var olan bir TV mi alalım diye. Bu konuda da istekliyiz. 

 

RÖPORTAJ: ELİF ÇAVUŞ