Sayın Devlet Bahçelinin tabiriyle girizgah yapmak istedim, hak da verdim kendisine. Suriye meselesi baş verdiğinden beri özellikle Trump yönetimi ile bu tarz afaki ve tutarsız açıklamalara maruz kalıyoruz.

Ne yapılmaya çalışıldığını az buçuk biliyoruz ama bunu diplomaside bir yere koyamıyoruz. Bir bakıyorsunuz çok iyi stratejik ortağız bir bakmışsınız kötü bir düşmanız.

Trump ve kurmaylarının narsist ve ikircikli yaklaşımları tüm dünyada bir dengesizlik furyası oluşturdu. Dakikası dakikasına uymayan açıklamalar bütün parametreleri ispatlar nitelikte. Grup toplantılarında herkesin açıklaması az buçuk aynı noktalara ihtiva etti.

ABD’den gelen heyet ile Ankara’da nabız daha da yükselmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın ile John Bolton arasında Suriye’deki çıkmazla ilgili bir resmi görüşme gerçekleşti. Üzerine çok şey diyebiliriz. Trump’un Ortadoğu’da yakın zamanda aldığı geri çekilme kararı böylelikle rengini gün yüzüne çıkarmaya başladı. Baştan aşağıya tutarsızlık örneği olan bu toplantı Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak bizlerin daha da kararlı olduğumuzu, bazı hususlarda artık netliğe kavuşmamız gerektiğini hissettirmelidir.

Suriye’de oluşan okazyon, olayı etnik ve dini parametrelere eş tutuyor gibi. Çünkü yapılan bu açıklamalar olayın başka eksenlere kaymasına sebebiyet verdi. Daha önce gündeme gelmeyen bahis şimdi burada daha çok dönmeye başladı. Türk – Kürt meselesinden dem vuruyorum. Anlaşılan ABD olayı oldukça yanlış değerlendirmeye tabi tutmuş. Bu neyin korkusu ki böyle pespaye söylemlerle olayın seyri değiştirilmeye çalışılıyor değil mi?

Aslında olay çok net burada, Trump’tan çok John Bolton ve Mike Pompeo etkisi daha fazla gözümüze çarpıyor. Suriye meselesi çıkmaza sokulmaya, stratejik tutumlar ile lağvedilmeye çalışılmakta. İki  şahsında ruhuna işleyen narsist tutum bu noktada olan açıklamaları da etkilemektedir. Özellikle bu iki devlet adamının Ortadoğu’ya yapmış olduğu çıkarmalar birçok şeyi de beraberinde getirmektedir. Mike Pompeo burada Arap Natosu için canla başla mücadele derdinde. Bir yandan da yaptıkları açıklamalar bizleri oyalamanın ötesinde. Münbiç meselesi gibi, emsal durum aynı yerde aynı senaryo ile karşımızda.

Diplomasi adına kara leke olarak geçecek senaryolar, kirli oyunlar en çok burada göze çarpar. Daha önce Trump’un yaptığı açıklamalarla arkasından bu tutum ve davranışlar birbirini yalanlamadan öteye gitmez. Bu noktada Türkiye Cumhuriyetini katil olmakla suçlayan Mike Pompeo ve Bolton sözde Kürt hakkını savunuyor. Ama burada şunu düşünebilirsiniz.

Hangi Kürtler?

YPG ve onun uzantısı olan PKK Kürtler mi?

Bugüne değin kendinden olmayana kendi soydaşından daha çok sahip çıkan Türkiye Cumhuriyeti ne zaman Kürtleri katletmiş. Üstelik kimin kimi katlettiği eldeki istatiksel verilere bakılınca anlaşılmaktadır. Türklüğün fıtratında olmayan şeyler asla millet üzerinde etki yaratmaz. Burada önce ABD’nin tercih yapması elzemdir. Suriye meselesine bakılınca bizim kararlılığımız daha net şekilde gözler önünde. ABD ne zaman YPG/PKK’dan Kürtleri ayırırsa işte o zaman masada oturulur, operasyonda yapılır ve kalıcı çözümler elde edilir.

Burada Bolton’un ne kadar tehlike arz ettiği de ortadadır. Bu noktada Habertürk’ten Serdar Turgut’un yazısı önem atfetmekte. Kendisinin de belirttiği husus Bolton’un diplomatik tavırları olmayan, oldukça

zeki olduğudur. Ayrıca ABD’deki İsrail lobisinin etkin isimlerinden de birisidir. Gatestone Enstitüsü’nün 5 yıl kadar başkanlığını yaptı. Adını duymak bile kafi gelsin kulağınıza. Öyle uyduruktan bir Enstitü değil bu, YPG ya da İsrail-Kürt birlikteliğini savunan bir oluşum. Şimdi anladınız mı Kürt meselesinin neden önümüze getirildiğini.

Bunları kulağımıza küpe yaparak, bundan sonrasının bizim için ne kadar önemli olduğuna bakmalıyız. Münbiç’de olduğu gibi oyalama taktiğine kapılmadan, Başkan Erdoğan’ın tabiri ile bir gece ansızın gelmek en büyük mefkure olmalıdır. Kızıl Elma ülküsü misali, hedef bizi bekler, hain bizi bekler. Bunlara pabuç bırakmak bizim harcımız değil olmamalı da. Fıtratımız da olan nedir? bugüne değin savaşmak canla başla al bayrak için mücadele etmektir. Tanrı kut Mete’nin ordusu bugünler için var. Zulme, teröre özellikle bekamız için bu operasyon tez vakitte başlamalı ve kararlılıkla sürdürülmelidir.

Bir temennide var ki diğer operasyonlarda etkisini hissettiğimiz Metin Temel Paşayı yine aynı kararlılıkla burada görmek ve o an ki duygulara yeniden tanık olmaktır. Esenlikler…