Vahid Halilhodzic’in en çok önem verdiği konu, rakiplerin kasetlerini tekrar tekrar izlemek ve futbolcularına izlettirmek. Vahid hoca haftalar ilerledikçe sadece rakibi izlettirmekle bu işin yürümeyeceğini anladı. 

Her hafta hakem hataları, Trabzonspor’un mutluluğunun önüne geçiyor ve Trabzonsporlu taraftarlar kötü gidişten hocayı sorumlu tutuyordu.

Başkan Hacıosmanoğlu’nun da dediği gibi, kurulan kadro hakemleri de yenebilecek güçteydi.

Vahid Halilhodzic artık mağlubiyet sonrası hakemleri eleştirmek yerine, hakemlere rağmen kazanılması gerektiğini futbolcularına göstermiş olsa gerek, son oynanan iki maçta da hakem hatalarına rağmen sahadan istediğini alan bir Trabzonspor izledik.

Vahid Halilhodzic’in yoğun tempoda takımı hazırlaması, futbolcuları ilk haftalarda çok yordu. Yoğun tempodan şikayet edenler formaya hasret kalırken,  bu tempoya ayak uydurabilen futbolcular kazandı ve armasını taşıdığı Trabzonspor’a da kazandırdı.

Vahid Halilhodzic ise yoğun tempoya ayak uyduramayan futbolcuların gözünün yaşına bakmadı. Kondisyon olarak yetersiz olan futbolcuyu takıma almadı. Bunun neticesinde sahada 90 dakika boyunca koşan bir takımı izler duruma geldik.

Trabzonspor taraftarı alınan son iki galibiyetin ardından eleştirilerini azaltırken, Vahid Halilhodzic ve Başkan Hacıosmanoğlu’na övgüler yağdırmaya başladı.

Bu sezon kurulan takıma ve başkana inandığım için destek oldum ve olmaya da devam edeceğim.

Ama başkan gözünü seveyim burası Trabzon.

Trabzon’da iş imkanı belli.

Trabzon’un nüfusu belli. 

Türkiye’de taraftarı tribünlerden uzaklaştırmak için yapılan hamleler belli. 

Ulusal basının Trabzonspor taraftarını tribünlerden soğutan yayınları belli.

Şimdi sende bir hafta içinde iki maç oynanacak Avni Aker’de en ucuz bilet fiyatını 30 TL yaptığında, oluyor mu?

Trabzonspor taraftarı darlanıyor Başkan, Avni Aker'e giremediği için darlanıyor.

Sen haklı olarak Cardozo, Bosingwa, Kevin, Waris gibi dünya yıldızlarını izlemenin bir bedeli olmalı diye düşünebilirsin ama Avni Aker’de ortaya çıkan görüntü Trabzonspor’a yakışmıyor.

Bir hafta içinde iki maç için 60 lira bilet parası, yol masrafları ve yemekte eklenince bir kişinin 100 TL cebinde olması gerekiyor. Bir aileden iki kişi giderse bu rakam en ucuz tribün için 200 TL oluyor.

Trabzonspor için cebindeki son kuruşa kadar verecek, hatta bir hafta ücretsiz çalışayım da Trabzonspor’umu yalnız bırakmayayım diyen çok taraftarımız var. Ama Trabzon’da iş imkanları belli.

Takım şampiyonluk yarışına ve heyecanına girdiğinde bu rakamlar biraz daha mantıklı karşılanabilir. Fakat şuan için çok ama çok yüksek.

Tribünlerin boş olması bana göre kesinlikle bilet fiyatlarının yüksek olmasından kaynaklanıyor. Fakat yönetime muhalefet yapmak isteyen bir kesim bunu böyle görmüyor.

Muhalefetin yorumu  ”başkan siyasete bulaştı. Taraftar protesto ediyor.” Şeklinde oluyor. Ulusal basında tribünlerin boş olması Trabzonspor’a karşı koz olarak kullanılıyor. Açıkçası buda bir Trabzonspor taraftarı olarak zoruma gidiyor. Aynı şekilde maddi imkanı kısıtlı olan bir çok Trabzonspor taraftarı da bu yorumları gördükçe darlanıyor. Boğalıyor. Ama elinden de bir şey gelmiyor. Gelemiyor. Çok istediği Avni Aker'e cebinde 30 lira olmadığı için gidemiyor.

Fedakarlık yapılması gerektiğinde en fedakar ve cefakar taraftar da Trabzonspor taraftarıdır. Ama kesinlikle Trabzonspor taraftarının maddi imkanları bellidir.

Avni Aker’in son senesinde tarihe geçecek görüntülere imza atılması için, yönetimin de fiyatları ciddi anlamda düşürmesi gerekiyor.

Hasılat olarak belki aynı hasılat sağlanır ama Trabzonspor taraftarları, futbolun katledildiği günlerde Türkiye’nin parmakla gösterdiği ve imrenerek izlediği topluluk olur.