Tiyatronun Efsane İsmi Erol Günaydın Vefatının 13. Yılında Anılıyor
Türk tiyatrosunun unutulmaz isimlerinden, oyuncu, senarist ve yönetmen Erol Günaydın, aramızdan ayrılışının 13. yılında sevenleri tarafından anılıyor.
Rol aldığı oyunlar, sinema filmleri, televizyon dizileri ve seslendirme çalışmalarıyla geniş kitlelere ulaşan usta sanatçı, Türk sahne sanatlarının gelişiminde derin izler bıraktı.
1933 yılında Trabzon’un Akçabat ilçesinde dünyaya gelen Günaydın, meddahlık geleneğini modern tiyatroya taşıyan sanatçılar arasında özel bir yere sahipti. Kavuklu Hamdi ve İsmail Dümbüllü’nün ardından bu geleneği sürdürerek Türk sahne kültüründe köprü görevi gördü.
Galatasaray Lisesinden Sahne Işıklarına
Erol Günaydın’ın sanat yolculuğu İstanbul’da başladı. Babası Kazım Bey’in eğitimi için İstanbul’a taşınmasının ardından Galatasaray Lisesi’nde eğitim gören Günaydın, okulda yaptığı küçük gösterilerle tiyatroya ilk adımını attı.
Eğitim yıllarında öğretmenlerini hicvettiği kısa oyunlarla dikkat çeken sanatçı, mizah yeteneğini erken yaşta ortaya koydu.
Lise döneminin ardından İstanbul Şehir Tiyatroları’nın açtığı sınavı kazanarak profesyonel oyunculuk hayatına adım atan Günaydın, sahneye duyduğu sevgiyi her zaman “hayatımın nefesi” olarak tanımladı.
“Sabah Kalktığımda 60 Sene Geçmişti Üstünden”
Erol Günaydın, Haldun Dormen Cep Tiyatrosu’nda 1955 yılında sahnelenen “Papaz Kaçtı” adlı oyunla profesyonel oyunculuk kariyerine başladı.
Yıllar sonra yaptığı bir röportajda o ilk oyun için şu sözleri kullanmıştı:
“Oyun bittiğinde ter içinde kaldım. Herkes birbirini öpüyordu. Eve döndüm, yattım. Sabah kalktığımda 60 sene geçmişti üstünden. 60 senedir hâlâ tiyatrodayım…”
Bu sözleriyle tiyatroya olan sarsılmaz tutkusunu özetleyen Günaydın, sahneyi yaşam biçimi olarak benimsedi.
Meddahlıktan Sinemaya, Sahneden Mikrofona
Usta sanatçı, meddahlık geleneğini modern tiyatroyla birleştirerek seyirciye hem güldüren hem düşündüren performanslar sundu.
1960 yılında “Yeşil Kurbağalar” filmiyle sinemaya adım atan Günaydın, 70’ten fazla filmde rol aldı.
Aynı zamanda çocuklara yönelik tiyatro çalışmalarına da önem veren sanatçı, Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun yöneticiliğini yaptı ve genç kuşaklara tiyatro sevgisi aşıladı.
Ödüllerle Taçlanan Bir Kariyer
Erol Günaydın, 1967 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Haldun Dormen’in yönettiği “Güzel Bir Gün İçin” filmiyle “En İyi Senaryo” ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini kazandı.
Bu başarı, onun sadece bir oyuncu değil, aynı zamanda güçlü bir anlatıcı ve kalem ustası olduğunu da kanıtladı.
Günaydın, ayrıca Genar Tiyatrosu’nun kurucuları arasında yer aldı. Burada Tuncel Kurtiz, Suna Keskin, Erol Keskin ve Cahit Irgat gibi önemli sanatçılarla birlikte birçok başarılı yapıma imza attı.
160 Yapım, 70’ten Fazla Film, Onlarca Oyun
Erol Günaydın, seslendirmeler dâhil olmak üzere 160 yapımda görev aldı.
“Yorgun Matador”, “Kahraman Bakkal Süper Markete Karşı”, “Müfettiş”, “Kleopatra’nın Mezarı”, “Papaz Kaçtı” gibi tiyatro oyunlarının yanı sıra “Çiçek Taksi”, “Cennet Mahallesi”, “Akasya Durağı” ve “Doktorlar” gibi televizyon dizilerinde de yer aldı.
Sinemada ise “Beyaz Melek”, “Güneşi Gördüm”, “Geçmiş Zaman Olur ki”, “Destere” ve “İlk Aşk” gibi filmlerle geniş kitlelere ulaştı.
Son Günleri ve Ardında Bıraktıkları
Usta sanatçı, böbrek yetmezliği nedeniyle bir süredir tedavi gördüğü İstanbul’daki hastanede 15 Ekim 2012’de yaşamını yitirdi.
17 Ekim 2012’de Teşvikiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Feriköy Mezarlığı’na defnedildi.
Günaydın, ardında yüzlerce oyun, film, karakter ve unutulmaz bir sanat mirası bıraktı.
Türk tiyatrosunun yaşayan belleği sayılan Erol Günaydın, yalnızca bir oyuncu değil, Türk halkının sahneyle olan bağını diri tutan bir sanat köprüsü olarak anılıyor.