Bu yazıyı yazayım mı, yazmayayım mı diye çok düşündüm.

Tolga Zengin ile ilgili bir kaç satır yazmak istiyordum ama Tolga bizim futbolcumuz değildi; hatta Beşiktaş’ın kaptanıydı.

Bir İstanbul takımının kaptanı ile ilgili birşey söylenecekse bunu kendi yazarları  yapmalı diye düşündüm.

Fakat sonra baktım ki, Tolga Zengin her ne kadar Beşiktaş’ın kaptanı olsa da, o bizim Tolga’mız.

Tolga bir profesyonel futbolcu olarak bugün Beşiktaşlıdır, o takımın kaptanıdır, o renkler için  ter dökmektir, evet bunların hepsini biliyoruz.

Fakat  atlanmaması gereken iki nokta var. Birincisi Tolga Gümüşhane Torulludur yani bizim hemşerimizdir. İkincisi Tolga da bizim gibi bir Trabzonspor taraftarıdır. Yani renktaşımızdır.  Tolga, kariyerine amatör olarak Trabzon İdmanocağı kulübünde başlamıştır ve Trabzonspor alt  yapısından yetişmiştir.

Olimpiyat Stadyumu’nda Tolga Zengin’in merhum anneciğine kadar küfür edilmesi beni o kadar üzdü ki anlatamam. O, her ne kadar Beşiktaşın kaptanı olsa da bizim çocuğumuza, bizim hemşerimize, bizem renktaşımıza küfür edilmesi kanıma dokundu.

İstanbul’da yaşanan o çirkin hadisenin ardından Trabzon’da oynanan ilk maçta Trabzonspor tribünlerinin ‘Tolga Zengin’ tezahüratları ile çınlaması, anlayana en güzel cevaptı.

Trabzonluların, vefanın sadece İstanbul’da bir semt ismi olmadığını dosta da düşmana da gösterdiler. Bu asil tavırlarından dolayı taraftarlarımız her türlü takdiri hak ediyor.

Bu camianın kimyası ile ne kadar oynarsa oynasınlar, Trabzonsporlular yeri geldiğinde en insani, en vicdani ve en ahlaki tavrı ortaya koyacak öze sahip olduklarını bir kere daha gösterdiler.

Beşiktaş tribünlerinden  Tolga Zengin’e küfürler yükselirken, Trabzonspor tribünlerinin Tolga’ya sevgilerini pankartlar ile ortaya koyması, anlayana en güzel derslerden bir tanesi idi.

Tüm Beşiktaş tribünlerini tabiki itham etmiyorum. Bu yaşananlardan rahatsız olan ve asla tasvip etmeyen Beşiktaşlılar da var biliyorum.

Lakin bir kere daha gördük ki, İstanbul’da vefa sadece bir semt isminden ibaret.

Duygu sömürüsü yapmayı hiç sevmiyorum ama gene de söylemeden geçemeyeceğim. Bu çocuk, canından aziz bildiği anneciğini toprağa verip, sizin formanız için sahaya çıktı. Hiçbir şeyin hatrı yok idiyse bunun da mı hatrı yoktu?

Tolga bizim çocuğumuzdur. Yeri gelir severiz, yeri gelir kızarız ama hiçbir zaman kimseye ezdirmeyiz