Değişik bir yazı başlığı oldu, farkındayım.

Fakat benim açımdan çok isabetli bir konu başlığı oldu aslında!

Şöyle ki;

Trabzonspor’da ki baş döndürücü hareketlenmeyi görünce, Brezilya’da ki futbol şenliği bile ikinci 

plana atıldı ya (neredeyse ) dikkat iklimlerimizde...

Önce Adrian, sonra Henrique ve nihayetinde de Olcan Adın’ın satış transferlerinin Trabzonspor’u ilgi 

odağı yaptı, Brezilya’da ki futbol bayramı haberlerinin ardından medya!

Elbet çok değerli hamleler bunlar, hele yabancılardan aldığı negatif verim düşünüldüğünde eldeki 

yabancıların böyle kat be kat değerlerinin üzerindeki bu satışlar için yönetimi tebrik etmek gerek.

Olcan Adın’ın kafasında bitirdiği Trabzonspor’a seneye elini kolunu sallayarak girmek yerine, hiçte 

yabana atılmayacak bir girdiyi eski kulübüne kazandırmış olması, onun gidişinin hezeyanlarını biraz 

ilkbahar güneşi nahoşluğuna bırakmakta.

Burada biraz profosyonel düşünüp, gidene başarı temennileri dilemek en güzeli.

Bu sayede hem yarınlar kaybedilmemiş olurken, düne de gereğinden fazla takılmamış olunur.

Zaten Trabzonspor hep bu geriye dönük duygu yoğunluklarından dolayı yeterince kayıplar yaşamadı 

İbrahim başkan ve ekibi gelecek sezonu mutlaka Trabzonspor’un lokomotifi olacağı bir sezon olarak 

görüyor.

Bu anlaşıldı ki Vahit Halilhodziç hocayı işte bu yüzden takımın başına getirmeyi planladı başkan.

Öncelikle Hami Mandıralı ile yolların ayrılması ne kadar yanlışsa, Vahit Halilhodziç ile de yolların 

birleşmesi o kadar doğru bir karardır, bu her iki kararın altına imza atanlarca.

Hoş Vahit hoca ile daha resmi sözleşme imzalanmadı, lakin hoca ile Trabzonspor’un, daha doğrusu 

Başkan ile aralarında çok eskilere dayanan bir gönül bağı var.

Sanırım akşama sabaha Trabzonspor hocasının ismini ‘ KAP ‘a deklare edecektir.

Vahit Halilhodziç ismi özellikle Hami hocanın kısa süredeki başarılı performansının sonrası biraz 

yadırganmıştı belli oranlılıkta.

Allah’tan Brezilya’da ki futbol şampiyonası bu tereddütte kalanlar için muazzam bir referans oldu.

Yani demek o ki, hoca kendisiyle alakalı bütün sis perdelerini araladı sonuna kadar...

Tam Otuz İki yıl sonra dünya futbol arenasında Vahit hoca menşeili muhteşem bir Cezayir izledi 

bütün dünya!

Bu minvalde tek dezavantajı kötünün iyisi bir sezon sonrası sevgili Hami Mandıralı’nın Trabzonspor’a 

hiç olmazsa Avrupa biletini kapmış olması durumudur.

Yarın öbür gün işler az bir ters giderse ( ki bu asla kimsenin bir temennisi olmamalıdır ) bu detay 

birilerince maksatlı olarak başkanın önüne serilebilir!

Başından dedim ya, benim için Hami Mandıralı ile yola devam etmek çok akıllıca bir yol seçeneği 

olacaktı.

Fakat hocanın kanımca daha Trabzonspor’a tam hazır olmadığını düşünen ( böyle isimler için peki ne 

zaman fırsat gelecek (?) sorusu ve sorunu ise hep tavanlara asılı kalacak sanırım ) yönetimin aldığı bu 

yanlış karara rağmen, Vahit hoca seçeneği de bir o kadar doğru, hatta aklın yolu birdir diyebileceğimiz 

fevkaladenin fevkinde bir seçenektir.

Şimdiden bütün bordo mavi sevenlere hayırlı olsun diyorum.

Vahit Halilhodziç denince içimi rahatlatan hem ilk dönemine hem de bugüne dair şu gözlemlerim var!

1. Vahit hoca sanırım 2005/2006 sezonunda Şenol hocamızın istifası sonrası Trabzonspor’un başına 

geldiğinde, ilk basın toplantısında ‘ Bosna savaşı ve o dönemde Türkiye’nin Bosna-Hersek ‘in hep 

yanında olmasından ‘ dem vurması Vahit hocanın kafamda daima çok farklı bir misyonda olduğunu 

görmemi sağladı.

Futbol adamlığının yanında o tarihsel bağlarına da sıkı sıkıya bağlı, dik duruşu olan birisi olmuştu 

benim için.

Zaten kulübede ki duruşunu izleyenlerde hocada farklı bir yapının olduğunu anlayacaklardır.

2. Vahit hocanın tıpkı Şenol hoca gibi göze hoş gelen futbol oynatışı da beni etkileyen bir başka 

özelliği olmuştu.

Özellikle diğer şampiyon adayları karşısında oynattığı başarılı futbol hala belleğimde durmakta...

3. Afrika gibi zor bir kıtada güzel işler yapması onun zorluklar karşısında yılmayan birisi olduğunu 

göstermekte bize.

Ağzı yabancı transferden yana sürekli yanan Trabzonspor için bu kıtaya hakim bir futbol adamı 

olması, Vahit hocanın ileriye dönük başarılı oyuncuları Trabzonspor’a kazandıracak olması ihtimaliyle 

de içimizi günümüzde yeniden rahatlatan bir diğer unsur olarak göze çarpmakta.

Cezayir’e oynattığı futbolu gördük ki zordur bu ülkelerde futbolu belli bir seviye üzerine 

çıkarabilmek.

Kendine katık ettiği Fransız ekolü ile bir zamanlar dünyayı kasıp kavuran eski Yugoslavya ekolü bir 

futbol ürünü olarak bugün en olgun zamanında Trabzonspor’a yeniden katılımı an meselesi olan Vahit 

Halilhodziç sanırım sezona damgasını vuracak...

Naçizane içimi rahatlatan durum değerlendirmeleri ile hocanın başarılı olmaması için pek bir neden 

görmüyorum açıkçası.

Yıllar önce yine şansız ve adaletsizliklere kurban edilen Trabzonspor’u dördüncü yapan Vahit hoca 

yıllar sonra çok kötü geçen bir sezon sonunda yine dördüncü olan Trabzonspor kapısından başını 

uzatmak üzere, sanki ‘ nerede kalmıştık (?) ‘ diye sorar gibi...

Evet, Vahit hoca ile ilgili en ufak şüphem yok. Yeter ki futbolun adaleti ve şansı geçen yılların aksine 

Trabzonspor’un yanında olsun...

Dipnot: Elbet soranlarınız olacaktır, bu kadar methettiğiniz Vahit hoca neden Trabzonspor’da daha 

uzun süre düşünülmeyip, gönderilmişti?

Bunu o zaman ki yönetime sormak gerek!