BAFLA’DA KAZA GİBİ GÖSTERİLEN OLAYIN ARKASINDAKİ GERÇEK
Samsun’un Bafra ilçesinde 12 Eylül 2025’te yaşanan olay, başlangıçta bir trafik kazası gibi görünse de kısa süre içinde trajik bir aile içi cinayete dönüştü. Dr. Serdar Kıyak’ın kullandığı otomobilin yaklaşık 30 metre yükseklikten Kızılırmak Nehri’ne uçması sonucu eşi Gülşah Karaman Kıyak ve çiftin üç yaşındaki çocuğu araçla birlikte suya gömüldü. Olaydan hafif yaralı şekilde kurtulan Kıyak’ın cenazedeki dramatik görüntüleri büyük yankı uyandırmıştı.
Ancak soruşturma ilerledikçe, ilk şüpheler derinleşti ve kazanın arkasında planlı bir saldırı olduğu ortaya çıktı.
SORUŞTURMA KAZAYI ÇÜRÜTTÜ, KASTEN ÖLDÜRME BELİRLENDİ
Yapılan kriminal incelemeler ve teknik değerlendirmeler sonucunda olayın bir kaza olmadığı, planlanmış bir cinayet olduğu ortaya çıktı. Dr. Serdar Kıyak’ın, eşi ve çocuğunu tasarlayarak öldürdüğüne dair güçlü deliller tespit edildi.
Bunun üzerine Kıyak, 16 Eylül 2025 tarihinde Bafra Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından “Eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme” ve “Çocuğa ya da kendini savunamayacak altsoya karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
CEZAEVİNDE YAŞANAN İLK OLAY SONRASI SEVK EDİLDİ
Tutuklanmasının ardından Bafra Kapalı Cezaevi'nde kalan Serdar Kıyak, burada yaşamına son vermeye yönelik bir girişimde bulundu. Olay sonrası sağlık kontrolü yapılan Kıyak, güvenlik gerekçeleri nedeniyle Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edildi.
Psikolojik durumu göz önünde bulundurulan Kıyak’ın yakın takibe alınması kararlaştırıldı.
ELÂZIĞ’DA YAŞAMINI YİTİRDİ
Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda kalan Dr. Serdar Kıyak, koğuşunda akşam saatlerinde baygın halde bulundu. İnfaz koruma memurlarının müdahalesi sonrası cezaevi polikliniğine götürülen Kıyak’ın yaşamını kaybettiği belirlendi.
Yapılan incelemede, çöp poşetinin havalandırma penceresinin korkuluklarına bağlandığı ve Kıyak’ın bu düzenekle kendine zarar verdiği tespit edildi.
TRAJEDİNİN ARDINDAN BAFRA’DAKİ O GÖRÜNTÜLER YENİDEN GÜNDEME GELDİ
Olayın duyulmasının ardından kamuoyu, cenaze törenindeki dramatik sahneleri yeniden hatırladı. Anne ve çocuğunun cansız bedenleri sudan çıkarıldıktan sonra gerçekleştirilen cenazede Serdar Kıyak’ın battaniyeye sarılıp “Oğlum” diye ağlaması büyük yankı uyandırmıştı.
Bu görüntüler, soruşturmanın cinayeti ortaya çıkarmasıyla birlikte toplumda daha da büyük bir şaşkınlık yaratmıştı.
OLAYIN ORTAYA ÇIKIŞ SÜRECİ
Soruşturma kapsamında:
Aracın fren izi bulunmadığı,
Kıyak’ın kazadan hemen önce hızını artırdığı,
Olay anında araç içindeki oturma düzeninin şüphe uyandırdığı,
Kıyak’ın olay yerindeki tutarsız ifadeleri
gibi detaylar, olayın kaza olmadığı yönünde güçlü deliller arasında yer almıştı.
Bu bulgular neticesinde savcılık, olayın “kaza” değil, “tasarlayarak öldürme” olduğunu belirlemişti.
KAMUOYU OLAYI ENDİŞEYLE TAKİP ETTİ
Türkiye genelinde geniş yankı uyandıran bu trajedi hem sosyal medyada hem de kamuoyunda büyük tepki topladı. Anne ve çocuğun ölümüne ilişkin detayların ortaya çıkmasıyla birlikte olay bir aile dramından çok bir cinayet vakası olarak değerlendirildi.
Cezaevindeki son gelişme ise soruşturmanın nasıl devam edeceğine dair yeni sorular ortaya çıkmasına neden oldu. Yetkililerin olayla ilgili incelemeleri sürüyor.