CEZAEVİNDEN SONRA YENİ BİR HAYAT
Trabzon’da yaşayan 35 yaşındaki Murat Köroğlu, gençlik yıllarında karıştığı suçlar nedeniyle yaklaşık 5 yıl cezaevinde kaldı. Ancak cezaevi deneyimi onun hayatını baştan sona değiştirdi. 10. Yargı Paketi kapsamında tahliye edilen Köroğlu, dışarı çıktıktan sonra suçtan uzak durmaya ve başkalarını da bu yönde uyarmaya karar verdi. Şimdi ise sosyal medyada suçla mücadele üzerine içerikler üretip, gençleri bilinçlendiriyor.
Cezaevinde geçirdiği yıllarda yaşadığı pişmanlıkları bir deftere not eden Köroğlu, bu süreci “hayatın yeniden başlaması” olarak tanımlıyor. Çıkışının ardından manav olarak çalışmaya başlayan Köroğlu, aynı zamanda sosyal medya üzerinden milyonlara ulaşan videolar yayınlıyor.
KIRMIZI KAPLI DEFTER HAYATINI DEĞİŞTİRDİ
Cezaevinde yazdığı kırmızı kaplı defter, Murat Köroğlu için bir yol haritası oldu. Sabahlara kadar düşündüğünü anlatan Köroğlu, ❝Dışarıya çıktığımda insanlara faydalı olmak için planlar yaptım❞ diyor.
İlk videosunu cezaeviyle ilgili çeken Köroğlu, bu videoyla büyük ilgi gördü. Ardından gelen mesajlara kayıtsız kalmayarak doğrudan mesaj yazanlarla iletişime geçti. Suç işlemek üzere olan bireylerden, intiharın eşiğine gelenlere kadar birçok kişiye destek oldu.
SUÇTAN DÖNEN HAYATLARLA DOLU MESAJ KUTUSU
Murat Köroğlu’nun hikâyesi, sadece kendi hayatını değil başkalarının hayatını da etkiledi. Özellikle sosyal medya aracılığıyla ulaştığı kişilerle kurduğu iletişim sayesinde birçok kişiyi suçtan vazgeçirdiğini ifade ediyor.
❝Bir kişi komşusunu öldürmek için pusuya yatmıştı. Videomu izledikten sonra bana yazdı. Onunla uzun süre konuştum. Sonra komşusuyla barıştırdım. Şimdi dost oldular❞ diyerek sosyal medya üzerinden yürüttüğü diyaloğun etkisini örnekliyor.
İNTİHARI ENGELLEDİ, UMUT AŞILADI
Köroğlu'nun etkileşimde bulunduğu kişiler sadece suç eğilimindekiler değil. Psikolojik çıkmazda olan, intiharı düşünen kişiler de ona ulaşıyor. Bir olayda, bir adam borçları yüzünden intihar etmek üzereyken onunla görüntülü konuşarak bu fikrinden vazgeçmesini sağlamış:
❝Ağacın üzerine tel germiş, altına oturmuştu. Onunla uzun uzun konuştuk. Sabah eşiyle dertleşmiş, eşi birikmiş parasını vermiş, borcunu ödemiş. 'Allah senden razı olsun' dedi❞ şeklinde duygusal bir anısını paylaşıyor.
PARA KAZANMAK DEĞİL, İNSANA DOKUNMAK
Sosyal medya hesaplarını para kazanma amacıyla kullanmayan Köroğlu, ❝Bu işi gönülden yapıyorum. Hesaplarımda para kazanma özelliği açık değil. Geçimimi manavda çalışarak sağlıyorum❞ diyerek amacının topluma fayda sağlamak olduğunu vurguluyor.
Köroğlu’na göre insanlar ona güveniyor çünkü samimiyetini görüyorlar. Para kazanmak gibi bir niyetinin olmaması, onu diğer içerik üreticilerinden ayırıyor. Her mesajı tek tek yanıtlamaya çalışıyor, gerektiğinde telefonla görüşüyor.
TOPLUMSAL BİR SORUMLULUK HİSSİYLE HAREKET EDİYOR
Cezaevinde yaşadıklarının ve gördüğü aile dramlarının kendisinde bir sorumluluk duygusu oluşturduğunu belirten Köroğlu, özellikle gençleri kötü yollara sapmamaları için uyarmayı bir görev biliyor. Onun için en önemli kazanım, başkalarının hayatına dokunmak.
❝Cezaevinde bir çocuğun annesinin peşinden ağladığını gördüm. Sonra kendi çocuğumun da aynı şekilde arkamdan ağladığını görünce karar verdim. Artık suçsuz, temiz bir yaşam için çalışıyorum❞ sözleri, onun bu yoldaki motivasyonunu en iyi şekilde anlatıyor.

GENÇLERE NET MESAJ: SUÇUN SONU YOK
Köroğlu’nun mesajı açık ve net: ❝Suçun sonu yok. Geriye sadece pişmanlık ve kaybedilen yıllar kalıyor.❞ Sosyal medya aracılığıyla her gün onlarca kişiye ulaşan Murat Köroğlu, Türkiye’de suçla mücadelede farklı bir model olarak dikkat çekiyor. Kendini “toplumun iyiliği için çalışan bir birey” olarak tanımlayan Köroğlu, cezaevi yıllarını unutmadan, geçmişin izlerinden geleceğe ışık tutmaya devam ediyor.
YENİ BİR BAŞLANGICIN SİMGESİ
Murat Köroğlu’nun hikâyesi, bir dönüşüm hikâyesi olduğu kadar aynı zamanda bir toplumsal farkındalık örneği. Sosyal medya gücünü olumlu şekilde kullanarak hem bireylere hem de topluma katkı sağlıyor. Özellikle gençler için önemli bir rehber olan bu hikâye, suçtan uzak durmanın ve doğru yaşamı seçmenin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.




