Akran Zorbalığına Karşı En Güçlü Savunma Veliler
Eğitimci Abdullah Samancı, çocuklar arasında giderek artan akran zorbalığı sorununa dikkat çekerek, velilerin bu süreçteki rolünün hayati önem taşıdığını vurguladı. Samancı, “Çocuklarımızın hem mağdur hem de zorba olmaması için en güçlü savunma hattı, farkında ve duyarlı velilerdir” dedi.
Samancı, okul koridorlarından teneffüslere, hatta sosyal medya platformlarına kadar uzanan bu davranış biçiminin, sessizce çocukların iç dünyasında derin yaralar açtığını söyledi.

Görünmez Bir Tehdit: Akran Zorbalığı
Eğitimci Samancı, günümüz çocuklarının teknolojiyle iç içe büyüdüğünü, ancak bu durumun duygusal dayanıklılığı azalttığını ifade etti.
“Okul ortamı sadece akademik bilgi kazandıran bir alan değil; karakterin, vicdanın ve empati duygusunun da geliştiği bir yerdir. Ancak bu ortamda giderek artan bir tehdit, öğrencilerin iç dünyasını sessizce yaralıyor: akran zorbalığı” dedi.
Akran zorbalığını, bir öğrencinin başka bir öğrenciyi fiziksel, sözel, psikolojik ya da dijital yollarla kasıtlı olarak rahatsız etmesi ya da zarar vermesi olarak tanımlayan Samancı, “Şaka yapıyordum” ya da “herkes gülüyordu” gibi ifadelerin ardına gizlenen bu davranışların, çocukların okuldan soğumasına, içine kapanmasına ve özgüvenlerini kaybetmesine neden olabileceğini söyledi.
Zorbalığın Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Abdullah Samancı, akran zorbalığının çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığında ciddi etkiler bıraktığını belirtti.
Zorbalığa uğrayan çocuklarda genellikle şu belirtilerin görüldüğünü ifade etti:
-
Okula gitmek istememe, mide bulantısı veya baş ağrısı gibi psikosomatik şikayetler
-
Sosyal çekilme, sessizlik veya ani öfke patlamaları
-
Dikkat dağınıklığı, ders başarısında düşüş
-
Uyku bozuklukları ve özgüven kaybı
Samancı, “Bu belirtiler göz ardı edilmemelidir. Uzun vadede bu çocuklar güven duygularını kaybedebilir ve toplumdan uzaklaşabilir. Zorba konumundaki öğrenciler ise kısa vadede güçlü görünseler de, ilerleyen yıllarda empati eksikliği ve otoriteyle sorun yaşama eğilimleri nedeniyle sosyal ilişkilerinde zorluk çekebilirler” diye konuştu.
Dijital Zorbalık: Ekran Arkasındaki Tehlike
Samancı, son yıllarda akran zorbalığının dijital ortamlara taşındığına dikkat çekti.
“Bir öğrencinin sosyal medyada küçük düşürülmesi, alay edilmesi, sahte hesaplarla ifşa edilmesi veya özel bilgilerinin paylaşılması artık ne yazık ki sık yaşanıyor. Veliler olarak çocuklarımızın dijital dünyada neler yaşadığını bilmek zorundayız. Sadece ne izlediklerini değil, nasıl hissettiklerini de anlamalıyız.” dedi.
Eğitimci, teknolojik gelişmelerin çocukları evde bile görünmez tehlikelerle karşı karşıya bıraktığını belirterek, “Artık çocuklarımız odalarında bile ciddi baskılara ve dijital zorbalıklara maruz kalabiliyor. Bu yüzden ebeveyn farkındalığı her zamankinden daha önemli” ifadelerini kullandı.
Velilere Düşen Görevler
Samancı, akran zorbalığıyla mücadelede ailenin en güçlü savunma hattı olduğunu belirtti ve velilere şu önerilerde bulundu:
-
Çocuğun arkadaş çevresini ve okul yaşantısını yakından tanıyın.
-
Evde açık iletişim ortamı kurun; “Bugün nasıldı?” sorusunu günlük bir rutin haline getirin.
-
Çocuğunuzu dinlerken yargılamayın, duygularını küçümsemeyin.
-
Sosyal medya hesaplarını güvenli kullanmayı öğretin.
-
Aile içinde empati ve saygı kavramlarını sürekli konuşun.
-
Gerektiğinde rehberlik servisinden profesyonel destek alın.
Samancı, “Unutmayalım ki çocuklarımızın duygusal dünyasındaki ilk öğretmen bizleriz. Evde sevgi, saygı ve anlayış varsa; okulda da bu değerleri yaşatmaları kolay olur.” dedi.
Okul - Aile - Rehberlik Üçgeni
Akran zorbalığının önlenmesinde okul, aile ve rehberlik servislerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Samancı, “Öğretmenlerin ve okul yöneticilerinin gözlemleri, velilerin farkındalığıyla birleştiğinde zorbalık olayları büyümeden önlenebilir. Okulların rehberlik birimleri sadece mağdur öğrencilerle değil, zorbalık yapan öğrencilerle de çalışmalıdır.” diye konuştu.
Samancı, rehberlik desteğinin yalnızca bir kriz anında değil, sürekli bir süreç olarak görülmesi gerektiğini belirterek, çocuklara empati, paylaşım ve saygı değerlerinin kazandırılmasının önemine değindi.
Sessiz Kalmayalım
Abdullah Samancı, akran zorbalığının “büyüyünce geçer” denecek kadar basit bir sorun olmadığını vurguladı.
“Erken fark edilmezse çocukların ruh dünyasında kalıcı yaralar açabilir. Bu nedenle sessiz kalmayalım. Her çocuğun güvenli bir eğitim ortamında büyüme hakkı vardır. Veliler, öğretmenler ve yöneticiler el ele vererek empatiyi, anlayışı ve saygıyı yeniden inşa etmelidir.” dedi.
Samancı, son olarak, “Bugünün çocukları yarının toplumunu şekillendirecek. Onları korumak ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur.” ifadelerini kullandı.





