KAZADA HAYATINI KAYBEDEN ÜMRAN ÖKSÜZOĞLU İÇİN AİLESİ ADALET BEKLİYOR
Van’ın Erciş ilçesinde Haziran ayında meydana gelen trafik kazasında, eşi ve 5 aylık oğluyla birlikte yürüyüş yapan Ümran Öksüzoğlu’nun yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli süreç, ailesi için ikinci bir yıkıma dönüştü. Kazaya sebep olan 16 yaşındaki ehliyetsiz sürücünün henüz dava başlamadan tahliye edilmesi, hem aileyi hem de kamuoyunu derinden etkiledi.
Erciş Sahil Caddesi’nde meydana gelen kazada, hız sınırını aşan bir hafif ticari araç kaldırımda yürüyen aileye çarptı. Olay yerinde hayatını kaybeden Ümran Öksüzoğlu’nun eşi Uzman Çavuş Erhan Öksüzoğlu ve oğulları Yağız ise kazadan yaralı kurtuldu.
BİLİRKİŞİ RAPORU HIZ VE İHMALİ ORTAYA KOYDU
Kazaya dair hazırlanan adli trafik bilirkişi raporu, ehliyetsiz sürücünün kural ihlallerini net şekilde ortaya koydu. Raporda, kaza yerindeki hız sınırının 50 kilometre olduğu, ancak aracın 113.87 kilometre hızla seyrettiği tespit edildi. Bu durum, kazanın oluşumunda aşırı hızın belirleyici faktör olduğunu gösterdi.
Sanığın savcılık ifadesinde dile getirdiği araç frenlerinin tutmadığı yönündeki iddia da teknik incelemeyle çürütüldü. Rapora göre, araç fren sisteminde kazaya sebebiyet verecek bir arıza bulunmadı. Sadece lastiklerde kısmi aşınma tespit edildi.
4 AY TUTUKLULUK SONRASI TAHLİYE KARARI VERİLDİ
Kazanın ardından gözaltına alınan ve tutuklanan ehliyetsiz sürücü U.A. hakkında, bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya sebep olma suçundan 3 ila 9 yıl arasında hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. Ancak 29 Eylül tarihinde, ilk duruşma yapılmadan tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi.
Bu karar, kazada hayatını kaybeden Ümran Öksüzoğlu’nun yakınlarında büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Aile, olayla ilgili adaletin tam anlamıyla sağlanmadığını savunarak tepkisini dile getirdi.
AİLE TAHLİYE KARARINA TEPKİLİ
Ümran Öksüzoğlu’nun kardeşi Yunus Emre Gençtürk, adli sürecin henüz başlamadan verilen tahliye kararının, aileyi ikinci kez yıktığını ifade etti. Ablasının hayat dolu bir insan olduğunu, hiçbir suçu olmayan bir kadının kaldırımda yürürken can verdiğini söyledi.
Gençtürk, yeğeninin yaşadığı travmanın da derin etkiler bıraktığını belirtti. 5 aylık çocuğun bebek arabasına binmek istememesi, dışarı çıkarken korku yaşaması, kazanın aile üzerindeki psikolojik yükünü gözler önüne serdi.
AİLE SORUMLULARIN TAMAMININ YARGILANMASINI İSTİYOR
Kazaya neden olan sürücünün yaşı küçük olduğu için ehliyetsiz olduğu biliniyor. Ancak aile, sadece sürücünün değil, aracı temin eden amcanın ve okuldan sonra aracın teslim edilmesine göz yuman öğretmenin de sorumlu olduğunu savunuyor.
Bu kişilere ilişkin dosyada takipsizlik kararı verilmesi, aileyi hayal kırıklığına uğrattı. Araç anahtarının aracın üzerinde bırakıldığı, sanığın aracı ailesinden habersiz aldığı yönündeki savunmaların yeterince sorgulanmadığını dile getiren Gençtürk, detaylı ve bağımsız bir soruşturma talep ettiklerini belirtti.
SOSYAL MEDYADA ADALET ÇAĞRISI YÜKSELİYOR
Olayın ardından sosyal medya platformlarında da adalet çağrıları yükselmeye başladı. Ümran Öksüzoğlu’nun fotoğrafları ve hikayesi, çok sayıda kullanıcı tarafından paylaşılarak kamuoyu oluşturuldu. Ümran için adalet etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı.
Aile, bu desteğin önemli olduğunu ancak asıl beklentilerinin adli sürecin adil şekilde ilerlemesi olduğunu belirtti. Sürücünün yeniden tutuklu yargılanması ve olayın tüm sorumlularının hesap vermesi yönünde çağrılar sürüyor.
İHMAL ZİNCİRİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
Olay yalnızca bir trafik kazası değil, aynı zamanda bir ihmal zincirinin sonucu olarak görülüyor. Sürücünün daha önce araç kullandığı bilgisi ailesi tarafından bilinmesine rağmen engellenmemesi, olayda dolaylı sorumluluğu olan bireyleri gündeme taşıdı.
Aile, sadece direksiyonda olan kişinin değil, bu ihmalleri görmezden gelen herkesin hesap vermesi gerektiğini savunuyor. Bu nedenle öğretmen ve amca hakkında yeniden soruşturma açılması talep ediliyor.
Van’ın Erciş ilçesinde yaşanan ve genç bir annenin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bu olayda, adaletin tam anlamıyla tecelli etmesi kamu vicdanı açısından büyük önem taşıyor. Ailenin adalet arayışı sürerken, tahliye kararının geri alınması ve tüm sorumluların yargı önüne çıkarılması talebi geniş kesimlerce destekleniyor.