ABD-VERENZUELA GERİLİMİ ARASINDA TÜRKİYE’DEN DİPLOMASİ TEMASI
ABD Başkanı Donald Trump’ın uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Venezuela’ya yönelik “karadan da saldırılara başlayacağız” şeklindeki sert çıkışı, iki ülke arasındaki tansiyonu kritik seviyeye taşıdı. Washington’ın Karakas’a olası bir operasyon ihtimalinin güçlendiği bu süreçte, Türkiye devreye girerek diplomatik kanalların açık tutulmasına yönelik girişimlerde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan gerilim üzerine Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ile önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede bölgesel gelişmeler, ikili ilişkiler ve ABD’nin sert tutumunun yarattığı riskler ele alındı.
ERDOĞAN’DAN MADURO’YA DİYALOG VURGUSU
Erdoğan, görüşmede Venezuela’ya yönelik askeri tehditlerin yakından takip edildiğini belirtti. Türkiye’nin uluslararası sorunların diyalog yoluyla çözülebileceğine inandığını vurgulayan Erdoğan, Maduro’ya ABD ile iletişim kanallarının kesinlikle kapatılmaması gerektiğini ifade etti. Bölgedeki gerginliğin bir an önce yatışmasının hem Venezuela hem de bölgesel istikrar için kritik önemde olduğunu dile getirdi.
İletişim Başkanlığı, görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamada iki liderin Türkiye–Venezuela ilişkilerinin yanı sıra bölgesel güvenlik konularında fikir alışverişi yaptığını bildirdi.
ABD’NİN TEHDİTLERİ BÖLGEDE ENDİŞE YARATIYOR
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce Latin Amerika’da faaliyet gösteren uyuşturucu kartellerine karşı “yerinde mücadele” gerekçesiyle ordunun daha etkin kullanılmasını öngören kararnameyi imzalamıştı. Bunun ardından ABD yönetimi, Venezuela açıklarına denizaltı ve savaş gemileri dahil geniş kapsamlı bir deniz gücü sevk etmişti.
Savunma Bakanı Pete Hegseth’in “Venezuela’da rejim değişikliğine kadar uzanabilecek operasyonlara hazırız” sözleri, bölgede olası bir askeri müdahale ihtimalini güçlendirmişti. Bu adımlar uluslararası toplumda kaygıyla karşılanırken Venezuela yönetimi de sert bir yanıt vermişti.
MADURO’DAN SEFERBERLİK VE SAVUNMA MESAJI
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD’nin tehditlerine karşı 4,5 milyon kişilik milis gücünü seferber ettiklerini açıklamıştı. Maduro, ülkesinin herhangi bir dış saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu belirterek Washington’a meydan okumuştu.
ABD’nin uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle Venezuela açıklarında bazı tekneleri hedef almaya devam etmesi, Caracas yönetimi tarafından “uluslararası hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle sert şekilde eleştirildi. Bu operasyonlar uluslararası kamuoyunda da tartışma yarattı.
USS GERALD R. FORD’UN BÖLGEYE ULAŞMASI GERİLİMİ TIRMANDIRDI
ABD’nin dünyanın en büyük uçak gemilerinden biri olan USS Gerald R. Ford’u ve beraberindeki saldırı grubunu Latin Amerika bölgesine göndermesi, askeri baskının boyutunu daha da artırdı. Bu hamle hem Venezuela yönetimi hem de bölge ülkeleri tarafından dikkatle izlenirken, diplomasi kanallarının kapanması ihtimali uluslararası aktörlerde endişe yarattı.
TÜRKİYE’NİN DENGELİ DURUŞU VE ÇAĞRISI
Türkiye, hem Venezuela ile yakın ilişkilerini sürdürmekte hem de ABD ile stratejik bağlarını korumaktadır. Bu nedenle Ankara’nın krize yönelik “diyalog ve diplomasi” vurgusu, taraflar arasında gerilimin daha da tırmanmaması açısından kritik bir rol oynuyor.
Erdoğan’ın Maduro’ya yaptığı “kanalların açık tutulması” çağrısı, Türkiye’nin arabuluculuk kapasitesine işaret ederken, uluslararası toplumda diplomatik çözüm seçeneklerinin güçlendirilmesi gerektiği yönünde bir mesaj taşıyor.
Gerilimin nasıl seyredeceği belirsizliğini korurken, gözler ABD’nin yeni adımlarında ve Venezuela’nın bu adımlara nasıl yanıt vereceğinde olacak. Türkiye ise bölgedeki istikrarsızlığın büyümemesi adına diyalog çağrısını sürdürmeye devam ediyor.
