FED'İN YILIN SON FAİZ KARARI PİYASALARI HAREKETLENDİRDİ
Küresel piyasaların merakla beklediği yılın son faiz kararı açıklandı. ABD Merkez Bankası (Fed), beklentilere paralel şekilde politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 3,5–3,75 aralığına çekti. Böylece Fed, yıl içerisinde toplam üç kez faiz indirimine giderek toplamda 75 baz puanlık gevşeme gerçekleştirmiş oldu.
Karar, küresel risk iştahı, dolar endeksi ve gelişmekte olan ülke piyasaları üzerinde önemli etkiler yaratırken, Fed’in yılın geri kalanına dair mesajları da piyasalar tarafından dikkatle analiz edildi.
EKONOMİK GÖSTERGELER FED'İN TONUNU BELİRLEDİ
Fed’in açıklamalarında, ekonomik faaliyetin yıl boyunca ılımlı bir hızda genişlediği, istihdam artışının ise belirgin şekilde yavaşladığı vurgulandı. İşsizlik oranındaki hafif yükselişe dikkat çekilirken, enflasyonun yılın başından bu yana yüksek seyrini koruduğu ve beklenen hızda gerilemediği ifade edildi.
Merkez Bankası, faiz indiriminin alınmasında risk dengesindeki değişimin etkili olduğunu belirtti. Banka, gelecek dönem politika adımlarının; ekonomik veriler, görünümdeki değişimler ve finansal riskler dikkate alınarak şekilleneceğini açıkladı.
2019'DAN BU YANA BİR İLK: ÜÇ KARŞI OY
Alınan kararın 3’e karşı 9 oyla kabul edilmesi, Fed içinde görüş ayrılıklarının belirginleştiğini gösterdi. Karşı oy kullanan isimler arasında:
-
Fed Yönetim Kurulu Üyesi Stephen Miran (50 baz puan indirim istedi)
-
Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee (sabit tutmak istedi)
-
Kansas City Fed Başkanı Jeffrey Schmid (sabit tutmak istedi)
Bu üç karşı oy, 2019’dan bu yana ilk kez görülen bir tabloyu ortaya koyarak, Fed’in iç tartışmalarının yoğunlaştığına işaret etti.
FED YIL İÇİNDE ÜÇÜNCÜ KEZ İNDİRİME GİTTİ
Fed, son iki yılda sıkılaştırıcı politika izledikten sonra 2024’ün sonunda faiz indirim döngüsüne geçmişti. 2025 yılı boyunca önce eylül, ardından ekim toplantılarında 25’er baz puan indirim yapılmıştı. Son toplantıyla birlikte Fed, bu yılın üçüncü faiz indirimini hayata geçirmiş oldu.
Bu karar, enflasyonun düşüş hızındaki yavaşlama ve ekonomik aktivitedeki yumuşama çerçevesinde para politikası tonunun daha destekleyici bir yapıya bürünebileceğine işaret ediyor.
GEREKTİĞİNDE KISA VADELİ TAHVİL ALIMI BAŞLAYACAK
Fed’in açıklamasındaki en dikkat çekici unsurlardan biri, gerektiğinde kısa vadeli hazine tahvili alımlarına başlanabileceğinin duyurulması oldu. Bu adım, likidite ihtiyacının artması halinde piyasaların destekleneceği sinyalini veriyor.
Açıklamada, rezerv bakiyelerinin yeterli seviyeye gerilemesi halinde, rezervlerin dengede tutulması amacıyla kısa vadeli tahvil alımlarının devreye sokulacağı belirtildi. Bu ifade, Fed’in bilanço yönetiminde gerektiğinde yeniden genişlemeye açık olduğunu ortaya koyuyor.

FED’İN ENFLASYON VE FAİZ TAHMİNLERİNDE DEĞİŞİKLİK
Ekonomik projeksiyonlarını paylaşan Fed, federal fon oranına ilişkin tahminlerini büyük ölçüde korudu. Banka:
-
2025 sonu için faiz beklentisini %3,6 seviyesinde tuttu,
-
2026 için beklentiyi %3,4,
-
2027 ve 2028 için ise %3,1 seviyesinde sabit bıraktı.
Uzun vadeli faiz beklentisi %3 olarak korunurken, bu tahminler Fed’in 2026’da sınırlı bir faiz indirimi öngördüğünü gösteriyor.
Enflasyon tahminlerinde ise hafif bir iyileşme dikkat çekti:
-
2025 için beklenti %3’ten %2,9’a,
-
2026 için %2,6’dan %2,4’e düşürüldü.
Çekirdek enflasyonda da benzer şekilde küçük aşağı yönlü düzeltmeler yapıldı.
ABD EKONOMİSİNDE BÜYÜME BEKLENTİSİ YUKARI REVİZE EDİLDİ
Fed, ABD ekonomisine ilişkin büyüme projeksiyonlarını da güncelledi. Buna göre:
-
2025 büyüme beklentisi %1,6’dan %1,7’ye,
-
2026 beklentisi %1,8’den %2,3’e yükseltildi.
2027 ve 2028 yılları için öngörülerde de yukarı yönlü küçük revizyonlar gerçekleştirildi. İşsizlik oranı tahminleri ise büyük ölçüde değişmeden korundu.
Bu tablo, Fed’in ekonomide yumuşak iniş senaryosuna olan güveninin arttığını gösteriyor.
SONUÇ: PİYASALAR FED'İN MESAJLARINI YAKINDAN İZLEYECEK
Fed’in yılın son faiz kararı, hem ABD ekonomisi hem de küresel piyasalar açısından yeni bir dönüm noktasına işaret ediyor. Faiz indiriminin ardından piyasalar, Fed’in 2026 ve sonrasına dair projeksiyonlarını ve tahvil alımına ilişkin olası adımları yakından takip edecek.
Ekonomik verilerdeki seyrin, önümüzdeki yılın para politikası yol haritasında belirleyici olması bekleniyor.




