Göz altı ve göz çevresindeki kırışıklıklar ve kaz ayağı tedavisi nasıl yapılır? İşte kaz ayağı sorununa son veren bakım ve tedavi yöntemleri.

Göz çevresindeki cilt vücudumuzdaki en ince ve ekstra hassas bölge olduğundan, özellikle ince çizgiler ve kırışıklıklar olmak üzere yaşlanma belirtilerini ilk gösteren bölgelerden biridir. Kaz ayakları, göz kırışıklıkları ya da onlara ne demek isterseniz, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçasıdır - ancak bu, isterseniz onları en aza indiremeyeceğiniz anlamına gelmez.

İlk olarak, kaz ayağı neden olur?

Gözlerin etrafındaki herhangi bir hareket - gülmekten, kaşlarını çatmaktan bahsediyoruz - bu kasları çalıştırır ve sonunda kaz ayaklarına neden olur. Göz çevresindeki çizgiler, orbicularis oculi kasının hareketinden kaynaklanır. Bu, gözün etrafından geçen dairesel bir kastır. Gülümsediğimizde veya gözlerimizle ifade ettiğimizde, gözlerimiz kasılır ve içe doğru çekilir. Doğrudan üstteki deriye bağlıdır ve bu nedenle deri onunla birlikte çekilir. Bu eylemi yıllar içinde tekrarlamak ciltte oluklar veya çizgiler oluşmasına neden olur.

Kaz ayakları ne zaman çıkmaya başlar?

Çoğu insan için bu çizgiler 30'lu yaşların ortalarında belirginleşmeye başlar. Genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak, kaz ayaklarını 20'li yaşlarında bile fark edebilirsiniz. Yine de genler tek belirleyici faktör değildir. Davranış ve yaşam tarzı büyük bir rol oynar. Sigara içmek, aşırı bronzlaşmak veya UV ışınlarına maruz kalmak ve hatta nemlendirici kullanmamak kaz ayaklarını daha erken görmenize neden olabilir.

Kaz ayaklarını önlemenin en iyi yolu nedir?

Güneş kremi en iyi arkadaşınızdır. Gözlerinizi korumak için SPF'si 30 veya daha yüksek olan birini seçin. Göz çevresindeki aşırı sert çizgilerin görünümünü önlemek için her zaman nemlendirin. Güneş gözlükleri ekstra UV koruması sağlar ve ayrıca parlamayı azaltır, böylece gözlerimizi kısarak gereksiz kas gerginliğine neden olmayız.

Hassas göz altı derisini güçlendiren içeriklere sahip ürünler en iyisidir. Uzmanlara göre bunlar; hyaluronik asit ve hidrasyonu ve kolajeni artıran peptitleri içerir. Gül özleri ve karite yağı içeren ürünleri deneyin. Bu ürünler kaz ayağı görünümünü azaltır, cildi sıkılaştırır ve göz çevresini tahriş etmez.

İnce çizgileri önlemek ve en aza indirmek için evde yapabileceğiniz tek seçenek göz kremleri değildir. Evde kırmızı ışık tedavisinin kolajen üretimini teşvik etmeye yardımcı olabileceğine dair bazı küçük kanıtlar var. LED yüz maskeleri, kolajen üretimini harekete geçirerek ve iltihabı ve bakterileri azaltarak cildi iyileştirmek için görünür ışık kullanır.

Kaz ayakları için en iyi tedavi nedir?

Kırışıklıklarla savaşmayı bir adım öteye taşımak istediğinizde, kaz ayaklarını azaltacak tedaviler için bir dermatoloğa veya profesyonele görünün. Enjekte edilebilir ürünler, kaz ayaklarını önlemek ve tersine çevirmek için en etkili tedavilerden biridir. Göz çevresindeki kaslar kasılır ve çizgi oluşumlarına yol açar, bu da küçük nöromodülatör enjeksiyonlarının kaz ayağı görünümünü azaltmaya nasıl yardımcı olduğunu gösterir. Ayrıca, sürekli kas kasılmasını ve gerginliğini engelleyerek gelecekteki çizgilerin derinleşmesini de önlerler.

Sıkılaştırma tedavileri, kolajeni sıkılaştırarak ve yeni kolajen büyümesini uyarmaya yardımcı olarak kaz ayağı görünümünü azaltmaya yardımcı olabilen radyofrekans gibi sonuçlar da verebilir. Lazerler özellikle kaz ayağı görünümünün azaltılmasında etkilidir. Sonuç verebilen birçok lazer türü vardır, bu nedenle elde etmek istediğiniz sonuçlar için en iyi tedaviler ve beklenen kesinti süresi hakkında doktorunuzla mutlaka görüşün.

Lazerler ve mikro iğneleme yardımcı olabilir, ancak herhangi bir hasarı önlemek için göz çevresinde mutlak hassasiyetle kullanılmalıdır. İnce çizgilerin görünümünü azaltmaya yardımcı olan başka bir seçenek de mikro iğnelemedir. Mikro iğnelemenin neden olduğu ciltteki küçük yaralanmalar, yeni kolajen büyümesini tetiklemenin yanı sıra cildi sıkılaştırmaya yardımcı olabilir. Radyo frekanslı mikro iğneleme, kolajen oluşumunu teşvik etmek ve cildi sıkılaştırmak için mükemmel sonuçlar verebilen yeni bir tedavidir.

Editör: Didem Bektaş