Araç değer kaybı hesaplanırken her onarım veya değişim otomatik olarak tazminat kapsamına girmez. Bu konuda en yaygın yanlışlardan biri, kazadan sonra değişen her parçanın değer kaybı yaratacağı yönündeki inanıştır. Oysa hesaplamalarda sadece aracın dış görünümünü, estetik yapısını ve piyasa değerini doğrudan etkileyen parçalar dikkate alınır. Mekanik sistemler, motor parçaları, yürür aksam gibi teknik bileşenler genellikle değer kaybı hesabına dahil edilmez. Bunun nedeni, bu tür onarımların aracın dışsal algısını veya ikinci el satış değerini çoğu zaman doğrudan etkilememesidir. Bu nedenle araç sahiplerinin hangi durumlarda değer kaybı talep edebileceklerini iyi bilmesi, hak kaybı yaşamamaları açısından önemlidir.
Mekanik Parçalar Araç Değer Kaybı Kapsamında Değerlendirilir mi?
Mekanik parçalar, araçların performansını etkileyen ancak dış görünümüne doğrudan yansımayan unsurlardır. Şanzıman, motor bloğu, direksiyon kutusu veya süspansiyon gibi parçalar kaza sonucu değişmiş olsa bile genellikle değer kaybı hesaplamasında dikkate alınmaz. Çünkü bu parçaların değişimi aracın sürüş güvenliğini ve teknik işleyişini ilgilendirir, piyasa değerinde oluşturduğu düşüş ise somut olarak hesaplanamayabilir. Ancak bazı istisnai durumlarda, özellikle lüks araçlarda bu tür değişimler alıcılar nezdinde endişe yaratabileceği için, değer kaybı taleplerine dahil edilebilir. Böyle durumlarda teknik detayların yanı sıra, profesyonel destek almak ve hukuki yorumla süreci yönetmek faydalı olabilir. Bu alanda uzman bir iş hukuku avukatı, tazminat taleplerinde farklı türde hak kayıplarını da değerlendirme becerisine sahip olabilir.
Cam Değişimi Değer Kaybı Hesabına Katılır mı?
Cam değişimi, değer kaybı hesaplamasında tartışmalı bir alan oluşturur. Ön cam gibi sürüş güvenliğini doğrudan etkileyen bir parçanın değişimi önemli olsa da, estetik olarak algılanan yan camlar veya arka camlar çoğu zaman değer kaybı kapsamında değerlendirilmez. Bunun temel nedeni, cam değişiminin aracın piyasa algısını ve görsel bütünlüğünü nadiren etkilemesidir. Ayrıca camlar çoğunlukla orijinal ölçülere göre üretilmiş parça ile değiştirildiğinden, ikinci el piyasasında bu durum alıcılar açısından ciddi bir sorun teşkil etmez. Ancak bazı araç modellerinde, özellikle entegre sensör veya ısıtma sistemleri içeren camlar değiştiğinde alıcı güveni etkilenebileceğinden, istisnai durumlar değerlendirilebilir. Yine de standart uygulamalarda cam değişimi değer kaybına dahil edilmez.
Hangi Durumlarda Parçalar Değişse Bile Değer Kaybı Oluşmaz?
Araçta bir parçanın değiştirilmiş olması, her zaman değer kaybı oluştuğu anlamına gelmez. Özellikle boyasız göçük düzeltme, plastik tampon tamiri ya da bazı iç donanım onarımları değer kaybı hesabında dikkate alınmaz. Bunun nedeni, bu işlemlerin aracın ikinci el satış fiyatını anlamlı ölçüde düşürmemesidir. Ayrıca sadece çizik giderme veya rötuş gibi kozmetik işlemler de tazminat kapsamına girmez. Aracın geçmişte benzer onarımlar geçirmiş olması da yeni oluşan hasarın etkisini azaltabilir. Özetle, değişim yapılan her parça değer kaybı yaratmaz; burada önemli olan, onarımın aracın algılanan değerinde kalıcı bir düşüşe yol açıp açmadığıdır. Değerlendirme yapılırken aracın markası, modeli ve pazardaki talebi de göz önünde bulundurulur.
Araç Değer Kaybı Davalarında Profesyonel Destek
Araç değer kaybı başvurularında, özellikle tazminat miktarının doğru hesaplanması ve sigorta şirketlerinin sorumluluklarını yerine getirmesi açısından profesyonel hukuki destek büyük önem taşır. Sigorta şirketleri çoğu zaman düşük ödeme teklifleri sunabilir ya da talebi tamamen reddedebilir. Bu gibi durumlarda araç sahibi kendi başına süreci yönetmekte zorlanabilir.
Değer kaybı konusunda uzmanlaşmış ekipleriyle öne çıkan Arın Hukuk ve Danışmanlık Ofisi, bu alanda sürücü haklarını koruma amacıyla kapsamlı danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Gerek uzlaşma yoluyla, gerek dava süreciyle hareket eden ekip, her adımı titizlikle takip ederek müvekkillerinin tam tazminat almasını hedeflemektedir.