Bekaa Vadisi Hedef Alındı
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), ateşkese rağmen Lübnan’ın güneyi ve doğusundaki Bekaa Vadisi bölgesinde hava saldırıları gerçekleştirdi. Açıklamalara göre, saldırılarda “Hizbullah’ın eğitim kampı ve hassas füze üretim tesisi altyapıları” hedef alındı.
Saldırıya dair sosyal medya paylaşımlarında, birçok farklı noktadan yükselen yoğun dumanlar ve patlama görüntüleri yer aldı. Görüntüler, bölgedeki hareketliliğin ve saldırının çapının büyüklüğüne dair işaretler barındırıyor.
Ateşkes Anlaşması ve İhlal Tartışmaları
İsrail ile Hizbullah arasında Kasım 2024’te yapılan ateşkes anlaşmasına rağmen bölgedeki saldırıların devam ettiği ve ateşkesin etkisinin sınırlı kaldığı belirtiliyor.Bu durum, anlaşmanın uygulanmasında ciddi zorlukların bulunduğu yönünde yorumlara yol açtı.
Analizler, Bekaa bölgesinin ve Litani Nehri kuzeyinin İsrail’in hava operasyonlarında en fazla saldırıya uğrayan alanlar arasında olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, bir rapora göre Kasım 2024’ten Nisan 2025’e kadar kayıt edilen hava saldırılarının %53’ü bu bölgelerde gerçekleşmiş durumda.
Sivil Alanlar ve Kültürel Miras Risk Altında
Saldırının etkileri sadece askeri hedeflerle sınırlı kalmadı. Örneğin, Baalbek yakınlarındaki Osmanlı döneminden kalma bir bina tamamen vuruldu ve saldırılarla birlikte kültürel miras açısından önemli alanlar da tehdit altında.
Sivil kayıplarla ilgili resmi rakamlar net olmasa da Lübnan Sağlık Bakanlığı, yalnızca Bekaa ve çevresindeki bir saldırıda 40 kişi öldü, 53 kişi yaralandı bilgisini paylaştı.
Bölgedeki Yerel Tepkiler ve Güvenlik Endişeleri
Lübnan’ın kuzeyinde yer alan ve daha önce daha az saldırıya uğramış köylerde bile bu hava harekâtı sonrası panik yaşanıyor. Özellikle yerel halk, “nerede güvenli yaşanabileceğini” sorgular hale geldi.
Ayrıca, saldırıların devam etmesi halinde bölgede insani gerginliğin artabileceği, yerinden edilme ve sivil zararlarının yükselme riskinin bulunduğu ifade ediliyor.
Uluslararası ve Bölgesel Yansımalar
Saldırılar, uluslararası toplum tarafından da yakından izleniyor. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi gibi kurumlar, sivil altyapıya yönelik bombardımanların “insan hakları ihlali” ihtimali taşıdığı yönünde uyarılarda bulundu.
Ayrıca diplomatik kanallarda ateşkesin kalıcılığı, bölgedeki güç dengeleri ve sivil güvenliğin nasıl sağlanacağına dair tartışmalar yeniden alevlendi.