Beşiktaş’ta verdikleri konserin ardından haklarında açılan dava sonuçlanan Manifest grubu üyeleriyle ilgili mahkeme kararını açıkladı. “Teşhir suretiyle hayasızca hareket” suçlamasıyla yargılanan grup üyeleri, İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ayrı ayrı 3 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Kamuoyunda geniş yankı uyandıran dava, konser sırasında sergilenen sahne performanslarının hukuki sınırları ve sanatsal ifade özgürlüğü tartışmalarını da beraberinde getirdi. Kararla birlikte daha önce uygulanan bazı adli kontrol tedbirleri de kaldırıldı.

MAHKEMEDEN MANIFEST GRUBU İÇİN KARAR ÇIKTI

Beşiktaş’ta verdikleri konser sonrası başlatılan soruşturma kapsamında yargılanan Manifest grubu üyeleri, 6 aydan 1 yıla kadar hapis istemiyle hakim karşısına çıkmıştı. Yapılan yargılama sonucunda mahkeme, her bir sanık için 3 ay 22 gün hapis cezası verilmesine hükmetti.

Mahkeme, sanıkların sabıkasız oluşu ve dosya kapsamındaki değerlendirmeler doğrultusunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Bu kararla birlikte verilen ceza, belirlenen denetim süresi içinde yeni bir suç işlenmemesi halinde hukuki sonuç doğurmayacak.

594754

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KALDIRILDI

Dava süreci devam ederken grup üyeleri hakkında daha önce uygulanan “yurt dışına çıkış yasağı” ve “imza atma” şeklindeki adli kontrol tedbirleri de gündeme gelmişti. Mahkeme, hükümle birlikte bu tedbirlerin kaldırılmasına karar verdi.

Bu gelişme, sanıklar açısından davanın fiili sonuçları bakımından önemli bir adım olarak değerlendirildi. Böylece Manifest grubu üyeleri üzerindeki adli kontrol yükümlülükleri sona ermiş oldu.

İDDİANAMEDE DİKKAT ÇEKEN DEĞERLENDİRMELER

Hazırlanan iddianamede, konser sırasında sergilenen dans figürlerinin toplumun ortak edep, iffet ve haya duygularını ihlal ettiği değerlendirmesine yer verildi. Savcılık, söz konusu eylemlerin çocuklar ve gençler üzerinde olumsuz etki oluşturabilecek nitelikte olduğunu belirtti.

İddianamede ayrıca, sahnedeki hareketlerin cinsel nitelik taşıdığı, toplumun ortak mahremiyet algısını zedelediği ve bu eylemlerin özel bir alanda değil, herkesin erişimine açık bir ortamda gerçekleştiği vurgulandı. Konser görüntülerinin sosyal medya ve çeşitli platformlarda yayılması da suçun etkisinin geniş kitlelere ulaştığı şeklinde değerlendirildi.

KONSER PERFORMANSI YARGIYA TAŞINDI

Soruşturmanın temelini oluşturan olay, Beşiktaş’ta gerçekleştirilen konser sırasında yaşanan sahne performansları oldu. Savcılık, her bir grup üyesinin söz konusu dans şovlarına aktif olarak katıldığını ve bu nedenle ayrı ayrı sorumluluklarının bulunduğunu belirtti.

Bu kapsamda Manifest grubu üyeleri hakkında “teşhir suretiyle hayasızca hareketlerde bulunma” suçundan dava açıldı ve 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Mahkeme, talep edilen cezanın altında bir hüküm kurarak kararını açıkladı.

SANAT VE TOPLUM SINIRLARI TARTIŞILDI

Dava süreci boyunca konserlerdeki sahne performanslarının sanatsal ifade kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği de kamuoyunda tartışma konusu oldu. Bir kesim, verilen cezayı sahne sanatlarına müdahale olarak yorumlarken, diğer kesim toplumsal hassasiyetlerin korunması gerektiğini savundu.

Mahkemenin verdiği karar, bu tartışmaları tamamen sona erdirmese de hukuki sürecin geldiği noktayı netleştirdi. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, dosyanın sanıklar açısından kontrollü bir şekilde kapandığı şeklinde değerlendirildi.

TBMM’deki Soruşturmada Tutuklu Sayısı Arttı
TBMM’deki Soruşturmada Tutuklu Sayısı Arttı
İçeriği Görüntüle

SÜRECİN ARDINDAN GÖZLER MANIFEST GRUBUNDA

Kararın açıklanmasının ardından gözler Manifest grubunun atacağı adımlara çevrildi. Grup üyelerinden konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, kararın ardından sahne performanslarında nasıl bir yol izleneceği merak konusu oldu.

Beşiktaş’taki konserle başlayan ve yargıya taşınan süreç, Türkiye’de konserler, sahne şovları ve toplumsal hassasiyetler arasındaki dengeyi bir kez daha gündeme taşıdı. Verilen karar, benzer etkinlikler açısından emsal niteliği taşıyabilecek gelişmeler arasında yer aldı.