Deprem Uzmanından Kritik Uyarı
Türkiye, deprem gerçeğiyle her gün yüzleşmeye devam ederken uzmanlardan art arda önemli uyarılar geliyor. Son dönemde Balıkesir Sındırgı’da yaşanan deprem fırtınası nedeniyle gözler yeniden yer bilimcilere çevrildi. Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, sosyal medya hesabından yaptığı kapsamlı paylaşımla Türkiye’nin pek çok bölgesine yönelik önemli uyarılarda bulundu.
Ercan, özellikle sulak ve gevşek zemin üzerine inşa edilen çok katlı yapıların deprem sırasında büyük risk taşıdığına dikkat çekerek sarsıntının bu tip zeminlerde üç ila beş kat büyüyebileceğini belirtti. Binaların rezonansa girerek aşırı çalkalanmasının göçme riskini artırabileceğini söyleyen Prof. Ercan, vatandaşlara bu bölgelerde konut satın almama veya kiralamama çağrısı yaptı.
34 Bölgeyi Güvensiz Olarak İşaretledi
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan paylaşımında riskli gördüğü il ve ilçeleri tek tek sıraladı. Ercan’ın güvensiz olarak tanımladığı bölgeler arasında Tire, Ödemiş, Torbalı, Aydın-Efeler, Manisa, İzmir’in Bayraklı, İnciraltı, Bostanlı, Alaybey, Mavişehir ve Çiğli bölgeleri, Balıkesir, Afyonkarahisar, İzmit, İstanbul’un Ataköy, Bakırköy, Yeşilyurt, Avcılar, Büyükçekmece, Beylikdüzü, Haramidere ve Esenyurt semtleri bulunuyor.
Bunun yanı sıra Adapazarı, Tekirdağ, Bandırma, Yalova, Adana’nın Çukurova ve Ceyhan ilçeleri, Mersin, Erzincan, Tokat, Amasya, Bursa’nın Nilüfer ilçesi ile Muğla’nın Fethiye bölgesi de riskli zemin yapısıyla dikkat çekiyor. Ercan’a göre bu bölgelerdeki çok katlı yapılar deprem anında sarsıntıyı büyüterek ciddi yapı hasarlarına yol açabilecek nitelikte.
“Lütfen Bu Yerlerden Konut Almayın” Çağrısı
Ercan'ın uyarısının merkezinde deprem sırasında zeminin etkisi bulunuyor. Sulak ve gevşek zeminlerde bulunan yapıların daha fazla sarsıntı üretmesi nedeniyle çok katlı binaların daha yüksek risk altında olduğuna işaret eden Prof. Ercan, açık mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Sulak, gevşek, birinci sınıf verimli tarım arazilerine yapılmış çok katlı yapılar deprem sırasında sarsıntıyı üçle beş kat büyütür. Bu yapılar rezonansa gelerek aşırı çalkalanır ve dayanamayacak olanlar göçebilir. Lütfen bu gibi yerlerden konut satın almayın, ayrıca kiraya tutmayın.”
Bu açıklama, deprem riski yüksek bölgelerde yaşayan vatandaşlar arasında büyük yankı uyandırdı.
Türkiye’nin En Güvenli Bölgelerini de Açıkladı
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, yaptığı paylaşımda yalnızca riskli bölgeleri sıralamakla kalmadı, aynı zamanda Türkiye’nin en güvenli deprem bölgelerini de açıkladı. Bir vatandaşın “Yaşayabileceğimiz bölgeleri de yazsaydınız” yorumuna yanıt veren Ercan, güvenli gördüğü yerleri şu şekilde sıraladı:
-
Artvin’den Kırklareli’ne uzanan Karadeniz kıyıları
-
Tüm Güneydoğu Anadolu
-
Tüm Orta Anadolu
-
Trakya
-
Ankara
Ercan, bu bölgelerin sismik açıdan daha düşük risk taşıdığını belirtti ancak önemli bir uyarıda daha bulundu: “Yer kırığı yıkmaz, deprem odağından çıkan sarsıntının yapıyla rezonansa gelmesi yıkar.” Bu ifade, yapının zeminle uyumlu şekilde inşa edilmesinin depreme dayanıklılığın temel şartı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Deprem Gerçeği ile Yaşamaya Devam
Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan depremler uzman uyarılarını daha da kritik hâle getiriyor. Balıkesir Sındırgı’da son üç ayda yaşanan 15 bini aşkın deprem, sismik hareketliliğin ulaştığı boyutu gözler önüne seriyor. 10 Ağustos ve 27 Ekim’de meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki depremler sonrası bölge “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilmişti.
Uzmanlar, deprem riski yüksek bölgelerde yaşayan vatandaşların yapı güvenliğini kontrol ettirmesini, resmi kurumların açıklamalarını takip etmesini ve zemin özelliklerine uygun yapılaşmanın önemini göz ardı etmemesini tavsiye ediyor.
Zemin ve Yapı Uyumunun Hayati Önemi
Ercan'ın açıklamaları, bir kez daha zeminin deprem şiddetini büyütmedeki kritik rolüne dikkat çekiyor. Şiddetli depremlerde zeminin türüne göre yaşanan sarsıntı artışı, yapıların dayanıklılığını doğrudan etkiliyor. Özellikle deltalar, nehir yatakları, sulak alanlar ve dolgular üzerine inşa edilen yüksek katlı yapılar deprem anında daha büyük ivmelere maruz kalıyor.
Uzmanlara göre deprem güvenliği yalnızca binanın sağlamlığıyla değil, aynı zamanda bulunduğu zeminin niteliğiyle de sıkı şekilde bağlantılı. Bu nedenle vatandaşların konut tercihlerini yaparken zemin etüt raporlarını mutlaka incelemesi gerekiyor.