Sona Eren Kampta Futbolcu Notları

Abone Ol

Gustavo Colman(8): Kesinlikle bambaşka ve sorunsuz bir futbolcu. Belki Alanzinho kadar güldürmüyor, Mustafa kadar gülmüyor, Giray kadar koşmuyor ama futbol onun işi. Oyuna girdiğinde bambaşka yeteneklere sahip olduğunu hemen hissettiriyor. Satılmayacak oyuncu yoktur ama Colman’ı satarsanız onun gibisini kolay kolay bulamazsınız. Trabzon onu mutlu ederse o Trabzonspor’u çok daha fazla mutlu edecektir. Benfica’nın astronomik teklifine rağmen kafası karışmadı, çıktı yine işini yaptı. Bu da Colman için artı sayılabilecek, gözden kaçırılmaması gereken bir durum. İlk 11’in kesinlikle değişilmez ismi...

Tolga Zengin (8): Kaptan yine kaptan gibiydi. Son maçta yaşanan Alman polisi-taraftar gerginliğinde de, saha içinde de dışında da Trabzon’u temsil yeteneği üst düzeydeydi. İlk etapta hiç oynamamıştı, ikinci bölümde şans buldu, iyi kullandı. 1 numaranın 1 numaralı adayı demiştik, bizleri de mahcup etmedi.

Onur Kıvrak (7): Küsmüyor, Tolga’nın performansına bakmadan çalışıyor. Bu çok önemli. Kaptan ile rekabeti gerçekten de görülmeye değerdi. Kıskanılacak bir ikili durumundalar. Onur’a mutlaka geçen sezona oranla daha fazla görev düşecek.

Zeki Ayvaz (5): En büyük kısmetsizliği Tolga ve Onur’u bekliyor olması demiştik, aynı noktada. Şans gelse ne olur derseniz, buna pek hazır olduğunu söyleyemeyiz.

Sol Bamba (6): İlk maç ve idmanla sonrası arasında fark büyüktü. QPR sınavında fazla fantaziye kaçtı. O anları bir kenara koyarsak uyum sorununu aşıyor. Ancak halen kontrolsüz ve isabet yüzdesi düşük kafa topu çıkışları var. Özgüveni arttı ama Mustafa ile hala kafa kafaya.

Giray Kaçar (7): Bamba’nın toparlanması ona da yaradı. Aklı partnerinde daha az kalınca çok daha fazla sorumluluk alıyor. İdmanlarda yine duran toplara katılımı fazlaydı, goller attı. Bamba’dan kısa ama önemli olan işlevi dedirtti.

Mustafa Yumlu (6): İşin ciddiyetinin farkına vardı. İkinci bölümde hem güldü hem oynadı. Son maçta kontrolsüz QPR takımının sertliğinden nasibini aldı, sakatlandı. Sol Bamba’nın rakibi ama bunun önüne geçebileceğini henüz gösteremedi.

Serkan Balcı (7): O da çok yoruldu, ikinci etapta biraz dinlendi. Önünde oynayan arkadaşına göre performansı çeşitlilik kazanıyor. Önünde oynayanlar da hep değiştiği için belki bocalıyor. Olcan-Volkan gibi formda isimlerle oynarsa hücum beklentisi de azalacağı için katkısı yükselir.

Ferhat Öztorun (6): Güneş’in en çok vakit harcadığı oyunculardan. Bolca oynattı, yaptığı her iyi işi kulübede ayakta alkışladı. Bunun nedeni Cech’in yerine Ferhat’ı oynatma planıydı. Tuttu mu derseniz, henüz değil. Tutar mı derseniz, ya tutarsa hesabı!

Ondrej Celustka (6): Artık karar verdik, kafası karışık. Bir gün sağda, bir gün solda, bir gün ortada... Herhalde “Yarın öbürgün 10 numara oynatılırsam ne yaparım” diye düşünüyor. Şaka bir yana İnter rüyasının başrol oyuncusuna artık bir mevki bulmak gerekiyor.

Marek Cech (4): Bazen her şey üst üste gelir ya hani... Cech’in durumu da o misal. Zaten gözden düşmüştü bir de sakatlandı tam oldu. Retro sol bek diyorduk o bile olamadı!

Soner Aydoğdu (6): İlk etabın yıldızı olmuştu ama belli ki yoruldu, son maçta adeta kayboldu. Kalitesi belli, yetenekleri ortada. Ancak bunu belli ki istikrarlı kullanması, fizik olarak hep zirvede olması lazım. Aksi halde bize ‘tamam’ dedirten Soner olmaktan çıkabilir.

Didier Zokora (7): Takımın sigortası. Zokora’sız oyun, parmak arası terliği ilk kez giymek gibi. Hiç olmasa aranmaz ama alışınca onsuz olmuyor. Özel hayatındaki sorunlarını futbola yansıtmaması profesyonelliğin tariflerine eklenecek türdendi. Futbolu Trabzon’da bırakır.

Aykut Akgün (4): Sakatlığı geçti, ilk kez oynadı. Ama büyük olasılıkla böyle oynaması istenmiyor. Bir takıma 2 Colman lüks. Yük alması gereken bir durumdayken ‘maestro’ olmaya çalışınca olmuyor.

Barış Özbek (7): Hızla toparlandı. İlk bölümün üzerine koydu. Aykut’un aksine haddini bilerek oynuyor. Bu da onun elini güçlendiriyor. Eski fizik gücüne kavuştuğunda, maç eksiğini giderdiğinde yeni bir transfer niteliğine kavuşur.

Marek Sapara (7): İlk etapta sadece top takımında, hatta kendisindeyken oyunda vardı. Demek ki sadece bizim tespitimiz değilmiş bu. Kendini zorlamaya, rakibi kovalamaya başladı. Alışkanlıkları gereği hep uyarılması gerekiyor. Oynatılırken de gönderilirken de insanı kararsızlığa sokacak bir performansla bitirdi kampı.

Adrian (6): ‘Sarı Hagi’ Adrian’ın en büyük dezavantajı 5 milyon Euro’luk bonservis bedeli. Her adımı, pası “5 milyon eder mi?” algısı yaratıyor. Belli ki o da yoruldu ve ikinci etapta bir düşüş yaşadı. Yine de kolay vazgeçilecek bir oyuncu değil.

Alanzinho (6): İlk kez bu kadar durgundu. Özellikle de son günlerde. Sorunsuz yaşadığı Trabzon’da adının kiralık ya da satışta geçmesine mi, gönderilmediğine mi üzüldü bilemiyoruz. Fürth maçında bildiğimiz, sürpriz gollerinden birini attı. Hâlâ ikinci 45’ler son 30’lar için mutlaka olması gereken bir kulübe gücü.

Olcan Adın (6): Emre’ye gelen kötü haber bu kez ona geldi. Dedesi vefat etti, kampı terk etti. Döndüğünde idman eksiği oluştu, az şans buldu. Fazla parlamadı. Ancak geçen sezon yaptıkları da düşünülürse büyük olasılıkla Güneş ondan vazgeçmez.

Volkan Şen (8): İkinci etabın yıldızlarından biri oldu. Basit oyunun ne demek olduğunu ve bunun onu ne kadar öne çıkardığını gördü. Geliştirdiği gol vuruşu da bu pozitif tabloya eklenince bir başka Volkan izledik. Eğer yine o bildik zorlamalara girmez, futbolun takım oyunu olduğunu unutmazsa Trabzon’da değil Türkiye’de rakibi olmaz.

Zeki Yavru (5): İyi niyetli ama bazen hata yapmamak bazen de kendisinden beklenenden fazlası için uğraştı. Olmadı, keşke olsaydı.

Paulo Henrique (4): Trabzon’un kendisi için ne kadar büyük bir nimet olduğunun farkında değil. Sorumsuzluklarına yenilerini ekledi. Fürth maçı, QPR maçı... Hep aynı dağınıklıktaydı. Trabzon’daki ilk maçlarının adeta bir kandırmaca olduğunu, dopingle oynadığını düşündürüyor.

Robert Vittek (5): Transfer haberleri onu kamptan çok etkiledi. Teslim oldu kaderine. Kaderden kaçılmaz belki ama üzerine gidilebilir. O bunu yapmadı. Yönetim ‘gel bir konuşalım’ derse hiç şaşırmaz.

Halil Altıntop (7): Son maçta onun adı ilk yarıda değişiklikte geçince sakatlandı zannettik. Ama turp gibi çıktı, pek de mutlu sayılmazdı. Efendiliği ile nam salmış Altıntoplar’ın da duygusunun olduğunu gösterdi. Çok yönlü futbolu kayda değer bir artı ama en önemlisi de Güneş’in düşüncesi.

Yasin Öztekin (5):  İlk etabın Soner ile birlikte yıldızlarındandı. O da düştü. İlk etapta ‘Yattara’ benzetmesi yapmıştık. Kastettiğimiz iyi dönemleriydi. İniş-çıkışlı form durumu değil. Trabzonspor’da ‘iyi Yasin’ oynar, diğeri duadan öteye gitmez.

Emre Güral (7): Ciddi kazanç. Gol attırdı, idmanda goller attı. Frikikleri can yakıyor. İkinci bölümde Güneş’in isteklerine cevap verenler arasına girdi. Şans bulmadığı anlar onun değil, oyunun gereğiydi. Hocası güvenir oynatır, taraftar desteklerse Emre yeni sezonda Trabzon’un sürprizlerinden olur.

Fanatik

{ "vars": { "account": "G-39SSKFJRW0" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-JV1786CP4L" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }