Kahramanmaraş merkezli yıkıcı depremlerde Türkiye’nin dört bir yanından ve çok sayıda ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarıyla yüzlerce kişi, enkazdan çıkarıldı. Afet bölgesine Trabzon'dan giden AKUT gönüllüleri de zamanla yarıştıkları arama kurtarma çalışmalarında 53 kişiyi sağ olarak enkazdan çıkardı.
‘KEŞKE DAHA FAZLASINA ULAŞABİLSEYDİK’
Depremin merkezi Kahramanmaraş’ta çok sayıda hayat kurtaran AKUT Trabzon ekibinin lideri Köksal Ofluoğlu, kente 28 kişiden oluşan bir ekiple giderek bölgede diğer ekiplerle bir araya geldiklerini söyledi. AKUT olarak Kahramanmaraş’ta 53 kişiyi kurtardıklarını belirten Ofluoğlu, “Bu bizim için onur nişanesi. Keşke daha fazlasına da ulaşabilseydik. En büyük pişmanlığımız, daha fazlasına ulaşamamış olmak. Gördüğümüz manzaralar ya da olayları mümkün olduğunca kendi içimizde yaşamaya çalışıyoruz. Olay esnasında değil ama döndükten sonra çeşitli duygusal travmalar yaşayabiliyoruz. Olay esnasında bunları düşünmemeye çalışıyoruz. Hayat odaklı çalışıyoruz. Canlı şekilde insanlara ulaşmak en büyük gayemiz. Orada bizi çok fazla etkilemiyor ama döndükten sonra etkilenmeler olabiliyor” diye konuştu.
‘ÇOK BÜYÜK YIKIM VARDI’
AKUT Trabzon lider yardımcısı Serkan Aktuğ Günaydın da afet bölgesine gelen herkesin hayat kurtarmak için seferber olduğunu söyledi. Bölgedeki yıkımın boyutlarını anlatan Günaydın, “Orada böyle bir görevin içinde olmak bizim için gurur tabi ki. Bir şeyler yapabilmek iyi bir gurur ama yetmiyor, daha fazlasını yapabilmek istiyorsunuz. Elimizden geldiğince ekip olarak birlikte hayatlara dokunmaya çalıştık, hayatlar kurtardık. Maraş’ta çok büyük yıkım vardı. Ekipler orada, hem kamu, hem vatandaş, hem bizim gibi gönüllü ekipler canla başla mücadele ettiler, hayatlara dokunmaya çalıştılar. İyi şeyler yapıldı ama çok büyük bir yıkım vardı” dedi.
‘BABAYI KURTARDIK, EVLADI ÇIKMADAN ENKAZDAN AYRILMAK İSTEMEDİ’
Arama kurtarma çalışmaları sırasında duygusal olarak zorlayıcı durumlar yaşandığını belirten Günaydın, şöyle konuştu:
“Hiçbirisini ayırt edemiyorsunuz. Hepsi ayrı travma ve üzüntülü yanları var. 5 kişilik bir aileden 3 kişiyi çıkardık. En son şunu hatırlıyorum; babayı çıkardığımız zaman, diğer evladı çıkmadan enkazdan ayrılmak istemedi. Çok zor uzaklaştırdık kendisini. Çok zor süreçler geçti. Normalde orada çalışırken çok etkilendiğimizi söyleyemeyiz ama döndükten sonra oturup düşününce, örneğin kızının elini tutan baba fotoğrafı sürekli gözümüzün önünde. Tabi ki duygulanıyoruz. Geceleri düşününce uykularımız kaçıyor. Ama bunları aşmaya mecburuz. Orada çaresizlik içinde sizden bir umut bekleyen insanların bakışlarını unutmak zor."