Trabzonspor formasıyla 300’ün üzerinde maça çıkan, kaptanlık yapan, ardından teknik adamlık yaparak iz bırakan, beyefendi kişiliği ile herkesin gönlünde taht kuran bir isim. Başarılı spor adamı Hüseyin Çimşir, TSYD Trabzon Şubesi dergisine geçmişten yarına birçok konuda önemli açıklamalar yaptı:
Trabzonspor kapısından girdiğimde 12 yaşındaydım. Çok da şanslıyım. Yalnız Trabzonspor tarihine değil, Türk futboluna damgalarını vuran teknik direktörler ve futbolcuların öğrencisi oldum. Altyapıdaki ilk antrenörüm Dozer Cemil’di… Beni A takımda oynatan ilk isim Allah rahmet eylesin Özkan Sümer oldu. O dönemki yardımcı antrenörleri Ali Kemal Denizci ve rahmetli Kadir Özcan hocalarımızdı. Sonraki teknik direktörüm Ahmet Suat Özyazıcı’ydı. Ayrıca, Şenol Güneş'le Turgay Semercioğlu’yla çalıştım. A takıma ilk çıktığımda, sahada Ünal Karaman, Hami Mandıralı, Tolunay Kafkas gibi çok önemli futbolcular vardı. Bu yüzden kendimi çok şanslı bir insan olarak değerlendiriyorum. Trabzonspor tarihini yazan kahramanlara çalışmak, aynı hedefe yürümek büyük bir şans ve ayrıcalık... Bu takımda kaptanlık yapmak çok büyük bir gurur.
40 yaşındayken Trabzonspor'da teknik direktörlük görevine gelmek hayatımın en mutlu günlerinden biriydi. Tabii ki benim hedefim Ünal hoca ile şampiyonluğa ulaşmaktı. Ama süreç beni ve kulübü o noktaya getirdi... Planlı bir olay değildi. Erken miydi değil miydi, kime göre neye göre, tartışılır.. "Olması gereken oldu’ diyelim. Prolisansımı almıştım. Görev geldiğinde de ‘Hazır değilim’ diyemezdim.
2019-2020 SEZONUNDA ŞAMPİYONLUK NASIL KAÇTI?
Şampiyonluğu o sene kazanamamamızın çok sebebi var. Ünal Karaman’ın ayrılmasından sonra 16 hafta takımın başında görev yaptık. Harika bir başlangıç yaptık. İlk 8 maçımızda 6 galibiyet 2 beraberlik kazandık. O süreçte berabere kaldığımız Gaziantep maçının son dakikasında bence nizami golümüz VAR kararıyla iptal edilince 2 puanımız gitti. 9. maçta 1-1 biten Başakşehir maçında net bir penaltımız verilmedi ve 5 puanlık bir dezavantajımız oldu.
Yetmedi, Obi Mikel ve Sturridge gibi iki önemli futbolcu takımdan ayrıldı. Kadro derinliğimiz kayboldu. Yetmedi, pandemi yüzünden taraftar avantajımızı kaybettik. Sosa ve Nwakaeme gibi önemli iki futbolcumuz sakatlık sebebiyle 3'er maç kaçırdı. Ekuban sakatlandı. Badoo N'Diaye ameliyat oldu, Abdülkadir Ömür uzun bir sakatlıktan dönmüştü. Bütün bunlar birleşince ancak ikinci olabildik.
O süreci değerlendirmek için Fatih Terimli Galatasaray'a da bakarsanız, çok zor bir süreç olduğunu takdir edersiniz.
Yine de Fenerbahçe'yi ikisi kupada 3 kez yenmek, Galatasaray'ı yenmek, takımı 3. sıradan ikinciliğe taşımak, kupa finaline adımızı yazdırmak güzel hatıralar... 16 lig, 6 da kupa maçıyla beraber 22 maça çıktık, 2 kez yenildik sadece (son iki hafta Denizli ve Konya maçları). 22 maçtaki puan ortalamam 2.05.
Kupa finaline takımın başında çıkmayı çok isterdim. İçimde ukde kaldığını belirtmesem samimiyetsizlik yapmış olurum. O duruma düşmeye çok üzüldüm doğrusu. Ama Trabzonspor’un kazanması, bizim de katkımız olması tabi ki çok güzel. (O sezon Trabzonspor Hüeyin Çimşir’in teknik direktörlüğünde başarılı sonuçlar alarak kupada finale çıkmış, ama final maçı öncesinde görevden ayrılınca kupayı kaldırmak Newton’a nasip olmuştu)
2-3 ay sonra haberim oldu!
- 2019-20 sezonunda futbol tarihinde pek görülmemiş bir olay yaşandı. Siz teknik direktörken, 3. teknik adam olarak getirilen Eddie Newton, sizden daha çok maaşla çalıştı. Bunu değerlendirebilir misiniz? (H. Çimşir aylık 45 bin TL maaş, Newton ise 30 bin Euro -o dönemki kurla 245 bin TL)
Ben göreve geldiğimde yönetim UEFA kriterleri gereği maaşıma zam yapamayacaklarını, gereken ayarlamaları sezon sonunda yapacaklarını söylediler. Üstünde de durmadım. Benim o anki önceliğim ekonomi değildi, Trabzonspor’a en iyi hizmeti vermeyi düşündüm sadece. Eddie'nin ne aldığını, hangi şartlarda geldiğini bilmiyordum ve sorgulamadım da. Bu olaydan da iki üç ay sonra haberim oldu üstünde durmadım Bu konuyla ilgili hiçbir problemim yok.
İŞ BAŞKA, AŞK BAŞKA… BEN TRABZONSPORLUYUM
Trabzonspor geçen yıl şampiyon oldu. Doğru planlama, doğru transfer stratejisi, transferlerin kampa erken gelmesi, takımın çok iyi başlangıcı sonrası camianın tek vücut olması ve biraz da rakiplerin başarısızlığı şampiyonluğu getirdi.
Ben profesyonel bir teknik adamım ama iş başka aşk başka. Trabzonspor'da doğdum. Kaptanlığını ve hocalığını yaptım. Çoluk çocuğum, ailem, arkadaşlarım Trabzonsporlu.. Oyunculuğumda ve teknik direktörlüğümde 3 kez çok yaklaşıp yaşayamadığım şampiyonluk kazanılınca tabii ki ben de çok mutlu oldum. Trabzonspor benim için çok özel, çok başka.
Başarılı olmak için kararlılığım var!
Allah sağlık verirse önümde uzun bir teknik adamlık hayatım var. Hemen takım almak için acelem yok ama nerede çalışırsam çalışayım başarılı olmak için kararlılığım var. Tüm maçları ekibimle birlikte izliyoruz, yazılı olarak analizler yapıyoruz, dil ve iletişim konusunda çalışıyorum. Önümüzdeki ay programımda bir değişiklik olmazsa Almanya’da 2, İngiltere’de bir kulübü ziyaret edeceğim. Hemen çalışmak, nerede olursa olsun çalışmak gibi bir tutumum yok! Planlarımızın örtüştüğü bir kulüple başlamak istiyorum
Bursaspor ile emek taçlandı
Trabzonspor’dan ayrılınca Dinamo Kiev ve başka kulüplerden teklifler vardı, yurt dışına nedense cesaret edemedim. Çok da doğru karar vermişim demek; Bursaspor’a gittim. En çok sevindiğim maç ameliyat olduğum için oynayamadım Bursaspor-Beşiktaş şampiyonluk maçı.. O sezon Trabzonspor hariç bütün büyük kulüpleri deplasmanda yendik, hatta Fenerbahçe'yi 2-0'dan gelip 3-2 mağlup ettik. Şampiyonluğa aday gösterilmiyorduk. Ama müthiş bir hava yakalamıştık. Takımın en çok oynayan oyuncularından biriydim. O emek taçlandığında hayatımın en mutlu günlerinden birini yaşamıştım.
Kariyerimden memnunum!
Hem futbolculuk, hem teknik adamlık dönemimde çok şey yaşadım. Ama benim her iki dönemle de ilgili olarak keşke yapmasaydım dediğim bir şey yok. Zaten beni her noktaya o dönemki süreçler taşıdı... Yaşadıklarımdan, kararlarından, sevinçlerimden, üzüntülerimden hep öğrendiğim şeyler var. Kariyerimden gayet memnunum.
En üzüldüğüm maçlar arasında, iyi oynadığımız ama elendiğimiz Dinamo Kiev maçlarını söyleyebilirim. Bir de 2004-05 sezonundaki Fenerbahçe maçını söylemek istiyorum. 3 puanla şampiyonluğu kaybettiğimiz o sezonda ligin bitimine 5 hafta kala deplasmanda 2-1 kaybettik. Ancak o maçta verilmeyen çok net bir penaltımız ve Gökdeniz’in 2-3 metre geriden çıkmış olmasına rağmen ofsayt gerekçesiyle iptal edilen golü vardı. Çok ama çok üzülmüştüm. Keşke VAR o zaman olsaydı.. Bunun gibi, hakem hataları nedeniyle Trabzonspor çok şeyler kaybetti sürekli. Sadece benim olduğum dönemleri söylersek, Özellikle 2003-04 ve 2004-05 sezonları ile, teknik direktörlük yaptığı 2019-20 sezonlarında saha içinde de o şampiyonluğu hak ettiğimiz oyunları oynamıştık. Ama hakem hataları vs. ile, şampiyon olamadık.
Özkan Sümer çok özeldi!
Türk futbolunun çok değerli yerli ve yabancı teknik direktörleriyle çalıştım. Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı, Şenol Güneş, Fatih Terim, Ersun Yanal, Ziya Doğan, Samet Aybaba Mustafa Reşit Akçay, Ünal Karaman, Ertuğrul Sağlam, Giray Bulak gibi... Hepsinin farklı meziyetleri vardı. Ama benim hayatımda en iz bırakan isim Özkan Sümer'dir. Liderlik, kriz yönetimi, bilgelik.. Çok özeldi. Nurlar içinde yatsın..
Yasaklara karşıyım!
Türk futbolunda yabancı kuralı sürekli değişiyor. Ben bu konuda çok netim. Yasaklara karşıyım. Transferine izin verilen yabancı oyuncu hiçbir kritere takılmadan oynayabilmeli. Teknik adamlar +3 kuralı yüzünden adeta satranç oynar gibi hamle planlıyorlar. bu kuralın kimseye bir faydası olduğunu düşünmüyorum
Şampiyonlar Ligi seviyesinden uzağız
Avrupa kupalarında 2-3 başarılı sonuçla yetinmemeliyiz. Bunlarda abartarak bir durum yok. 40-45 milyon euroluk bütçeli takımlarımız UEFA ve Konferans Ligi'nde bu skorları elbette almalı ve taraftarlara bu mutluluğu her sene yaşatmalı.. Şampiyonlar Ligi seviyesinden ise hâlâ çok uzağız. Dilerim ki bu sezon yarışa devam eden 4 takımımız da, başarılarına devam etsinler.