Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırımın ‘ Trabzonspor’u dördüncü büyük ben yaptım ‘ şeklindeki sözleri tamamen bir akıl tutulmasından ibarettir. Sanırım sayın Yıldırım, ceza evinde olmanın verdiği psikolojik ruh haliyle büyük bir pot kırmıştır.
Aziz beyin; Trabzonspor’un naklen yayın pastasına göz diken, zamanın Gençlerbirliği ve Gaziantepspor başkanlarına; ‘ Önce Trabzonspor’un müzesindeki kupalara bakın sonra Trabzonspor kadar hak isteyin’ diyerek ortaya koyduğu tepkiyi hiçbir Trabzonlu elbet unutmaz. Bu noktada haddini bilmeyenlere, haddini bildirecek bir eylemde bulunmuş olması hafızalarda hep kalacaktır… Ancak ‘Trabzonspor’u dördüncü büyük ben yaptım’ diyerek haddini ve maksadını aşan Aziz beyin, bir an evvel çıkıp söyleminin yanlış anlaşıldığını kamuoyuna deklare etmesi ve Trabzonspor camiasından, yaptığı gafla alakalı olarak özür dilemesi gerekir. Bugün Trabzonspor yönetimi ve camiası ile sorunları varsa sayın Yıldırım aynaya bakıp neden bu hale geldiğini iyice irdelemelidir. Vakti zamanında iyilik yaptığı Trabzonspor’u, bugün kendisinin vesile olduğu bir takım girişimlerle gergin hale getirmeyi beceren sayın Yıldırım , hırçınlık ve kızgınlıkla akıl tutulması yaşayarak saçma sapan bir söz söylemiştir. Bir defa Aziz Yıldırım bilmeli ki Trabzonspor’un 6 adet lig, 8 adet Türkiye Kupası , 8 adet, bugünkü adıyla Süper Kupa , 6 Başbakanlık Kupası ve Avrupa’daki tarihi başarıları olmasaydı , Trabzonspor’u kimseye karşı savunma hakkı olmayacaktı . Demek ki ortada bir büyük vardı ve sıradan Anadolu kulüplerine karşı, bu kulübü savunabilecek doneler de sayın Yıldırım’ın önündeydi. Sayın Yıldırım ve onun gibi düşünenler varsa bilmeliler ki , muhterem zatları piyasada yokken , yine kendilerinin esamesinden bu millet haberdar değilken; Trabzonspor, Fenerbahçe dahil İstanbul takımlarının hepsine diz çöktürüyordu. Yani büyüklük sahadaki Kaplan pençeleriyle dosta düşmana kabul ettirilmişti. Trabzonspor’un şanlı tarihindeki başarıları ile elde ettiği büyüklük ünvanı, ne kişilerin söylemi ile kazanılır , ne de kaybedilir! Onun kazanılmasının birinci yolu sahadaki zaferlerden geçer ki bu da Şamil Ekinci müzesine sığmayacak kadar çok olan delillerle ortadadır.
Trabzonspor camiası, kendisine vakti zamanında dostluk yapanları , iyilikte bulunanları hak ettiği yerde en iyi şekilde anacaktır. Ancak Trabzonspor camiası, alın terini çalmaya kalkışanları da aynı şekilde terazinin diğer kefesine koyup mutlaka tartacaktır. Bunları iyi ayırt etmek lazım. Fakat en iyi bilinmesi gereken ise Trabzonspor’un büyüklüğünün ; futbolcusundan teknik adamına , yönetimlerinden taraftarına, malzemecisinden camiasının her ferdine kadar herkesin emeğiyle sahada kazanıldığıdır. Bir fırtına neticesinde destanlaşmıştır bu büyüklük! Bunu değiştirmeye kimsenin gücü yetmez ve yetmeyecektir de.