Her hafta aynı yorumları yazmaktan bıktım usandım.

Yönümü biraz Avrupa Futbolu'na kaydırdım(!)

Geçen Udinese-Juventus maçını izlerken nedense aklıma Malatya-Trabzonspor maçı geldi aklıma ne kadar şaşırtıcı değil mi ?

Senaryo aynı fakat oyuncular farklı.

Iki takımda maç beraberken kırmızı kart görüyor. Fakat Trabzonspor kırmızı kartı yedikten bir 10 dakika sonra gol yiyor. 

Juventus'a baktığımızda ise sanki 12. adamları almışlar gibi 4 tane gol atıp maçı 6-2 kazanıyor. Ne kadar ilginç değil mi ?

Burada vurgulamaya çalıştığım şey bir takımın sadece bireysel yetenekli oyunculara sahip olarak bir yere varamadığını kanıtlamamdı.

Dünyanın en yetenekli oyunculara sahip olabilirsiniz, lakin takımınız mücadeleden, azimden, korkmayan bir yürekten, savaşçı ruha sahiplikten yoksunsa bir baltaya sap olamazsınız(!)

Trabzonspor'da şu ana kadar gördüğüm tek şey YETENEKLERİNİ SAHAYA YANSITAMAYAN BİR FUTBOLCU TOPLULUĞU...

Teknik direktörden yoksun, takım olmadan yoksun, mücadele kimliğinden uzak, pas gayretinde ciddi eksiği olan ve en önemlisi ne yaptığını bilmeyen yönetim kurulu üyeleri ile ne yapacağını bilmeyen bir Trabzonspor(!)

Şu an Trabzonspor'un hali freni patlamış kamyonla eş değer.

Ne zaman, nasıl ve ne şekilde duracağı hiç belli değil.

Dökülsün, dağılsın, parçalansın, savrulsun, ama YIKILMASIN!!!

Çünkü biliyorum ki bir Trabzonspor sevdalısının takımı biterse her şeyi biter, ömrü gider, ruhu dağılır.

Onun için Trabzonspor kulübünü ayağa kaldıracak olan tek şey TARAFTARIDIR.

Yenilebiliriz, kaybedebiliriz, huzunleniriz...

Ama bu sevdayı asla yitirmemeliyiz.

Selam ve dualar ile

Saygılarımla...